2.0

2.3K 332 121
                                    

"Sonra işte karizmama dayanamayıp kabul etti randevuyu."

"Karizma?"

"Tabii oğlum, karşı koyabilen tek sen varsın. O yüzden arkadaşız seninle."

Changbin'in çılgın randevu anısı ve her zamanki tavan egosu Hyunjin'i güldürmeye yetmişti.

"Gel, kalanını parkta anlatayım. Uygulamalı anlatırım belki." flörtöz sesi ve göz kırpması yüzünden omzuna darbeyi yese de kabul edilişiyle gülümsemişti.

Her ne kadar aklında Tithis olsa da arkadaşını boşladığının farkındaydı ve böylesine heyecanla anlattığı bir şeyi yarıda kesmeyi asla istemiyordu Hyunjin. Açıkçası merak da etmişti.

İkili parka doğru ilerlerken apartmanların birinden gelen sesle duraksadılar.

"Changbin!"

Kendi adının seslenilmesiyle arkasına dönen Changbin balkondaki annesini görünce oflamaya başlamıştı bile.

"Kesin bir şey isteyecek." diye mırıldanıp cevap vermişti. "Efendim anne!"

"Babaannen kimchi göndermiş. Adresi bulamamışlar da aşağıdaki bakkala bırakmışlar. Alıver çabucak."

"Ya anne ablam ne işe yarıyor?"

"İkiletme Changbin!"

"Tamam ya." Changbin yenilgiyi kabullenerek arkadaşına dönmüştü. "Sakın bir yere kaybolma, hemen geleceğim."

"Tamam, koş."

Hyunjin arkadaşının cidden de koştuğunu görünce onaylamaz biçimde kafasını sallamış ve parka girmişti. Çocuklar adeta kat kat giysilerin içinde kaybolacak olmalarına rağmen oyun oynamak için akın etmişti yine. Gerçi havanın soğuğu biraz kırılmıştı kar yağdığından dolayı, kuru soğuk değildi en azından.

Sarışın, dolu salıncaklara göz gezdirirken dün Tithis ile sallandıkları salıncaklardaki çocukları izlemeye başladı. En fazla beş yaşında görünen ikilinin kız olanı oturduktan sonra yanındaki oğlan da onu bir kez itekleyip sallanmasını sağlamış, ardından kendi salıncağına oturmuştu.

Aklına doluşan dün görüntüleriyle gülümserken oturacak bir bank bakınmaya başladı. Çoğunu yetişkinlerin kaptığı banklardan birinde tek başına oturan kişiyi fark etti. Kaşları çatıldı ve iyice süzdü. Bu kesinlikle ondan başkası değildi.

İçinde yankılanan merak çığlıklarına kulak verip adımladı ve hızlıca bankın yamacına ulaşıp seda etmeden oturdu. Yanındakinin kendisine bakmamış olmasına karşın fark edilmemesi imkânsızdı. Bunu kanıtlayacak bir biçimde de kısıkça bir ses duydu yan taraftan.

"Görüşmeyeli mevsim değişti." diye daha dün yağan kara atıfta bulunmuştu ihtiyar.

Hyunjin cevap vermeden elleriyle oynuyordu. Garip bir şekilde korkmuyordu ondan. İyi mi yapıyordu, emin değildi aslında.

"Bir şeyler biliyorsunuz." dedi sonunda sessiz kalmaktan vazgeçip.

"Belki."

"Böyle gizemli konuşmayı bırakın lütfen. Kimseye bir yararı yok." demesiyle gülümsemişti adam, yani duyduğu sesli nefes verişi buna yormuştu. Zira göz teması kurmayı istemiyordu şu anlık.

Kısa süreli kesilen tuhaf diyalog ihtiyar ile devam etmişti.

"Onu bulduğun günü hatırlıyor musun?" dediğinde kimden ve ne zamandan bahsettiğini anlamıştı Hyunjin. Yalnızca kafasını sallamakla yetindi. Adam konuşmasını sürdürdü. "Bağcığına takılıp yere düşmüştün, kaşın patlamıştı."

adore you | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin