"Powerpuff Girls'lü donumun paketini açmaya bile kıyamamıştım." demişti Hyunjin boxerı mavi saçlı oğlanın bacaklarından geçirirken.
Abisini atlattıktan sonra çocukla konuşsa da herhangi bir cevap alamadığı için pes edip üzerine bir şeyler giydirmeye karar vermişti.
"Bak, sakin yaklaşmaya çalışıyorum. Anlıyor musun?" demiş ve iç çamaşırı giydirdikten sonra kalkıp gardırobun başına tekrar gelerek mavi saçlı için temiz kıyafetler çıkarmaya başlamıştı.
"Anlamıyorsun tabii ki, anlıyor gibi yapsan keşke. Her gün olağanüstü olaylar yaşamıyorum ve bu," çıkardığı kıyafetlerle yatakta oturup kendisini seyreden oğlana bakmıştı. "Çok garip."
Önünde oturan çocuğun bir şey anlayamadığını biliyordu Hyunjin, bomboş bakan gözleri yeterince açıklıyordu zaten durumu.
Minik bir iç çekişle kıyafetleri yatağın üzerine koyup üstteki uzun kolluyu aldı. En az rahatsızlık duyacağını düşündüğü bir şekilde tişörtü giydirdi.
"Oldu gibi sanki." diye mırıldandı kendisini izleyen çocuğa karşı. "Evet Hyunjin, çok beğendim. Teşekkür ederim."
"Ah! Ne yapıyorum ben?" sarı saçlı kendi kendini cevaplamasını delirdiğinin kanıtı olarak sayarken kafasını sağa sola sallayıp kendine gelmeye çalıştı ve gri eşofmanı yataktan alıp oturan çocuğun önünde eğildi.
Paçaları bacaklarından geçirip baldırlarına kadar çıkardıktan sonra gerisi için kalkması gerektiğini düşündü. Bu sebeple doğrulup az önce karşılık alamadığı hareketi yine tereddütle yaptı ve elini uzattı oğlana doğru.
Mavi saçlı ise bir ona bir uzatılan ele bakarken Hyunjin yeniden boş bir uğraş içinde olduğunu hissetti fakat tam vazgeçmişken elinin üzerine konan el ile hayal kırıklığı barındıran ve karşısındakinden kaçırdığı gözleri heyecanla oğlana dönmüştü yeniden.
Elini tutmuştu! Kendi başına bir şeyi yapabilmişti sonunda.
"Evet," deyip en sıcak gülümsemesini ifadesizce bakan çocuğa sundu ve tuttuğu elinden çekip kalkmasını sağladı. İçinde müthiş duygu patlamaları geçirmişti, fazlaca gururlu hissediyordu.
Hyunjin kendinkinin üstündeki eli sıkıca kavrayıp çekti ve kalkmasını sağladı. Bunu yaparken bile gülümsüyordu.
Bacaklarının yarısında kalan eşofman kalçalarından da geçtikten sonra sarışın, eşofmanın ipini bağlayarak üzerine tam olarak oturmasını sağlamıştı.
"Çok yakıştı." deyip gülümseyerek lacivert saçı patpatlamıştı.
Koyu ve parlak gözler anlamsızca Hyunjin'e bakarken sarışın, elini geri çekti. Az önce küfürler edeceği çocuğa şimdi bebekmiş gibi davranıyordu. Aklımı kaçırmış olmalıyım, diye düşündü yeniden.
"Hâlâ senin ne olduğunu bilmiyorum. Tanrı aşkına..." lafları boğazına diziliyordu adeta, durumun absürtlüğü ne yapması gerektiğine karar verememesine neden oluyordu.
Su dolu boş kaseye ve etrafındaki damlalara bakmıştı.
Tithis... kaseden çıktı. Ah, nasıl çıkmış olabilir? Peki, şu anki hâle bakılırsa o kadar da garip gelmiyor.
Hyunjin, kendi içinde dedektifliğe bürünmüş ve olayların bu şekle gelişini kendince çözmeye çalışıyordu.
Tamam, Tithis bir şekilde çıktı. Sonra... gözlerini kaseden ayırıp karşısındaki çocuğa baktı. Sonra, buna mı dönüştü?
"Nesi mantıklı ki bunun? Delireceğim cidden!" farkında olmadan sesini yükselttiğinde mavilinin gözleri açılmış ve Hyunjin de ne yaptığını anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
adore you | hyunin
Фанфик[tamamlandı] Hyunjin okul dönüşü yolda bulduğu minik balığı evine getirmişti fakat bulduğu şeyin sıradan bir balık olmadığından haberi yoktu. -banginho, seungbin. -düzyazı.