Bölüm 21

51.4K 1.7K 40
                                    


-Yaren'im-

~Keyifli Okumalar~

~Keyifli Okumalar~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

21.Bölüm


Saçlarıma havluyu dolayıp banyodan çıktığımda son yarım saatimin kaldığını farkettim. Odaya gelir gelmez kendimi yatağa atıp uyumuştum. Gözümü kurduğum alarmın sesiyle açmış direk duş almak için kalkmıştım.

Valizimi açıp içinden yazlı güzel bir elbise çıkardım. Yatağın üstüne bıraktığımda saçlarımı kurutup fön çektim hızlıca. Yüzüme hafif bir makyaj yaptığımda odaya döndüm ve yatağın üstünde ki elbisemi alıp giydim.

Mavi, beyaz çiçekli mini bir elbiseydi. Salaş olduğu için gayet rahat oldurdum içinde. Yandaki fermuarını kapatıp parmaklarıma çeşitli eklem yüzükleri taktığımda hafif yüksek topuklu ayakkabılarımı giydim.

Tam o sırada kapı tıklatıldı. Telefonumu ve oda anahtarını alıp kapıyı açtığımda Miran'ı gördüm. Siyah kot bir pantolon ve gece mavisi gömlek giymişti.

"Hazırım," dedim gülümseyerek. Baştan aşağı süzdüğünde yutkunamadı. Arkamdaki kapıyı kapattığımda hâla uykulu olan gözlerine baktım.

Birlikte otelin restorantına doğru yürümeye başladığımızda ilk konuşan o oldu. "İyi uyudun mu?"

"Dinlendim diyebiliriz, sen?"

"Bıraksalar sabaha kadar kalkmazdım," hafifçe gülüp "Gözlerinden belli" dedim. "Yorgun olduğun"

"Öyle birkaç günlük yorgunluk değil ki bir aydır ben her gün üç saat dışında aralıksız uyuyamıyordum. O da işte ayakta durabilelim diye"

"Yemek yeriz tekrardan döneriz uyursun, yorgun argın durma böyle"

"Sahilde falan da yürürüz biraz, hemen dönmeyiz odaya"

"Nasıl istersen," dediğimde bana bakıp gülümsedi. Restoranta girip sahil gören bir masaya oturduğumuzda garson menüleri getirdi. İkimizde balık söylediğimizde arkamı yaslanıp manzarayı izledim.

Sahilde ağaçların arasına led ışıklar takılmıştı bu yüzden aydınlıktı. Ve yer yer puflar indirilmisti çok huzur verici gözüküyordu. "Fotoğraflarımı çekmekten ne zaman vazgeçiceksin?"

Miran'a döndüğümde telefonunu indirip gülümsedi. "Hiçbir zaman,"

Kaşlarım havalandığında elimi çenemin altına yerleştirip onu izledim. Gözlerini ne o çekti ne de ben. "Niye öyle bakıyorsun?"

Omuz silkerek, "Bende manzarayı ölümsüzleştiriyorum" dedim.

Başını sağ omzuna yatırdığında gülümsedi. Garson aramıza girip yemekleri bıraktığında söylediğimiz kırmızı şarabı kadehlere doldurup gitti. "Hadi kendinden bahset" dediğimde kaşlarını çattı. "Ne gibi?"

Yaren'imHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin