Çok heyecanlıydı. Nasıl heyecanlı olmayacaktı ki? Birazdan Hogwarts Ekspresine binecekti. Sadece, oraya gitmek sıkıntıydı. Nasıl gidecekti?
Acaba cisimlenebilir miydi? Bu kurallara aykırı olur muydu?
Ve Harry ne zamandır kuralları takan birisi olmuştu?
Hayal etti, peron 9 3/4... Gözünü ne zaman yummuştu bilmiyordu ama açtığında kendini o duvarda buldu. İçine koşması gereken duvarda. Arabasını ittirerek duvara doğru ilerledi. Heyecandan hızlandı ve hafif bir koşu ile duvardan geçti.
Karşısında muhteşem bir görüntü vardı. Çok özlemişti. Çok mutluydu ve neredeyse gözleri dolacaktı.
Elinin bir hareketiyle bavulları havalandı. Bu bir aylık süreçte pek çok şeye çalışmıştı. Gücünü test etmişti. Asasız büyü denemişti ve ilginç bir şekilde olmuştu.
Nasıl olduğunu Harry de bilmiyordu. Sadece, istemişti. Olmuştu.
Gerçekten o Varis'ti.
Alnındaki saçı kullanarak şimşek yarasını örttü. Şimdilik gözükmemesi daha iyiydi. Kompartıman seçti. Havalandırdığı bavullarını yerleştirdi ve geçip oturdu. Dışarıyı seyrederken düşündü.
Acaba her şey aynı mı olacaktı?
Gelen konuşma sesiyle gözlerini açtı. Anlaşılan bir güzel uyumuştu. Onu uyandıran seslere baktı. İçeride iki kişi daha vardı.
Biri Neville Longbottom iken, diğeri Draco Malfoy'du.
Draco hakkında birşey düşünmüyordu. Onun Karanlık tarafa katılırken zorlandığını öğrenmişti. O yüzden düşmanı olarak görmüyordu. Zaten karşısındaki kişi, bir çocuktu. Gerçek anlamda on bir yaşında bir çocuk.
"Selam, siz kimsiniz?" Diyerek ilk adımı attı. Draco, Malfoy kibriyle konuştu.
"Malfoy Varisi, Draco Malfoy."
Ne olmuş yani? Harry de Lord Magic'in varisiydi. Bununla birlikte zihninde bir kahkaha duydu. Morth, ustasının zihnine arada girip çıkıyordu. Bu Harry'e hatırlattı. Gerçeklerin öğrenilmemesi için zihnebend öğrenmesi gerekiyordu. Bunu sonra düşünmek üzeere erteledi.
"Ben de N-Neville Longbottom"
"Ben de... Jamison. Tanıştığımıza memnun oldum"
"Bir bulanık mısın? Neden soy adını söylemiyorsun? İğrenç! Bir bulanıkla aynı kompartımanda mıyım?!" Bu çocuğun Harry Potter olduğunu düşünmüştü, bir bulanık değil!
"Hayır, seni aptal. Ben muggle doğumlu değilim ve o kelimeden de nefret ediyorum. Bir daha benim yanımda kullanmazsan sevinirim"
Kompartıman kapısı aniden açıldı. Giren kişi Harry'nin kaşlarını çatmasına sebep oldu. Ona hala çok kızgındı. Harry'i ve Hermione'yi bir ormanın ortasında terk etmişti! Geri dönmemişti! Ne bir haber, ne de bir özür! Birden ortaya çıkıp hortkuluk yok etmekle övünmüştü! Ronald Weasley'den ve onun şan şöhret açlığından nefret ediyordu Harry. Onun asla ünlü olmak istemediğini kabullenemeyen, onun şöhretini kullanmaya çalışan birisiydi Ron. Acıydı ama gerçekti.
"Harry Potter'ın Hogwarts'ta olduğunu duydum! Onu gördünüz mü?"
"Hımm... Düzgün bir selam vermediğine göre ya safkan değilsin, ya da kan hainisin. Kızıl saçlar, aptal çiller, eskimiş bir cüppe ve yırtık bir çanta. Elinde de iğrenç bir fare. Çık dışarı Weasley"
"Kes sesini Malfoy! Sadece kıskanıyorsun! Görüceksin, Harry Potter ile arkadaş olacağım ve sen gölgede kalacaksın"
Harry kaşlarını çattı. Sinirlendiğini hissediyordu. Yutkunan Neville'e bakarsak, bunu hisseden tek kişi değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kral'ın Son Varisi
FanfictionHarry Potter... Her zaman normal olmadığını biliyordu. Büyücüler dünyasında bile diğerlerinden farklıydı. O zamanlar farkın kehanetten kaynaklandığını düşünürdü. Ama hayır... Farklıydı çünkü o Seçilmiş'ti. Sihrin ta kendisi tarafından seçilmişti. Kr...