Harry yazdığı mektubu tamamladı ve tüy kalemini bıraktı. Yazdıklarını gözden geçirdi ve eksik var mı ya da silmesi gereken bir şey var mı diye baktı. En sonunda mektubun tamamen uygun olduğuna karar verdiğinde onu zarfa yerleştirdi. Sandalyesinden kalktı ve dolabın üstündeki Hedwig'in kafesine ilerledi. Kafesin kapağını açıp bembeyaz güzel kuşunu, can dostunu çıkardı.
Mektubu yavaşça tuttururken en yumuşak sesiyle konuştu.
"Bunu Rita Skeeter'a götür kızım."
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~•••••••••••••••••••••••~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
"Hey, Sirius! Ben çıkıyorum!"
"Nereye?" diye seslendi Remus.
"Rahat bırak çocuğu Aylak. On üç yaşında o. Belki kız arkadaşının yanına gidiyordur."
Harry gözlerini devirdi.
"Kız arkadaşım yok Sirius! Skeeter'ın yanına gidiyorum."
"Biliyorum Çataloğlan, dalga geçiyordum."
Harry bir süre Sirius'a baktı. Vaftiz babasıyla bu tip tartışmalar yapabildiği için çok mutluydu. Aani bir duygusallıkla kalktı ve ilerleyip kollarını vaftiz babasına sardı. Sirius onu hiç bekletmedi, neden birden duygusallaştığını biliyordu, gerçekleri öğrendiklerinden beri Harry böyleydi. Kollarını vaftiz oğlunun omuzlarına sardı ve yumuşak sarılmanın ardından Harry gülümseyip şömineye ilerledi.
"Diagon Yolu!"
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~•••••••••••••••••••••••~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Rita oturduğu sandalyede gerginlikle dizini sallıyordu. Hızlıca salladığı bacağına dayadığı elini masanın üstüne çıkardı ve saate baktı. Beş dakika kalmıştı. Florean Fortescue's'ta oturmuş, kendisine mektup yazan kişinin gelmesini bekliyordu.
Mektup isimsizdi.
Rita Skeeter,
Sana çok önemli bir haber buldum. Gelecek Postası'na yazmanı isteyeceğim. Şartlarımızı konuşmak üzere Florean Fortescue's'a gel. Saat 12.30.Bu kadardı. Yazının eğimine bakarak rahatlıkla yazan kişinin bir erkek olduğunu söyleyebilirdi. Ama kim olduğunu bilmiyordu. Kimlik tespit büyüleri de sonuçsuz kalmıştı. Bu haber kaynağı her kimse oldukça iyi gizlemişti kendini. Asasını sıkıca kavradı, ne olur ne olmaz. Hem eğer bir problem çıkarsa hızlıca kaçabilirdi. Sonuçta onun sırrını kimse bilmiyordu, değil mi?
Değil mi?
O düşünürken dükkanın kapısı bir kez daha açıldı. Son yarım saattir her kapı açıldığında olduğu gibi gerginlikle dikleşti. Gördüğü kişiyle kalbi ağzında attı. Kendisine doğru ilerlemesiyle Rita terlediğini, titrediğini hissetti. Onu buraya çağıran kişi Harry Potter mıydı? Harry Potter onunla röportaj mı yapmak istiyordu?!
"İyi günler Madam Skeeter. Bu güzel günde nasılsınız?"
"İyiyim Bay Potter, teşekkür ederim. Siz nasılsınız?"
Bir gazeteci olarak her türlü nezaket kuralına uyması gerekirdi.
"Teşekkür ederim. Sizin değerli vaktinizi daha fazla harcamadan konumuza girelim isterseniz. Ama öncesinde, daha uygun bir yere gitmeye ne dersiniz? Meraklı kulaklardan uzak bir yere."
Hiçbir uyarı vermeden atıldı, bileğini tuttu. Rita midesinin sıkışması hissiyle neye uğradığını şaşırdı. Ayaklarının tekrar yere değmesiyle öksürmeye başladı ve derin soluklar aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kral'ın Son Varisi
FanfictionHarry Potter... Her zaman normal olmadığını biliyordu. Büyücüler dünyasında bile diğerlerinden farklıydı. O zamanlar farkın kehanetten kaynaklandığını düşünürdü. Ama hayır... Farklıydı çünkü o Seçilmiş'ti. Sihrin ta kendisi tarafından seçilmişti. Kr...