Harry, Sirius ve Remus ile çok güzel bir Noel yemeği yediği gecenin sabahında kalktı ve Pansy'in hediyesi zümrüt yeşili gömleği giydi. Altına siyah bir pantolon giydikten sonra oldukça kaliteli bir kumaştan siyah cüppesini giydi. Saçlarının şekil almadığından emin olduktan sonra mutfağa indi ve Sirius'un da Remus'un da masaya oturmuş, sohbet ediyor olduklarını gördü.
"Günaydın!" diye homurdandı ve kendini bir sandalyeye attı. Giyinmiş, yüzünü yıkamış olmasına rağmen uykusu açılmamıştı. Sirius onun bu haline gülerken, Kreacher hemen bir bardak kahve getirdi. Harry'nin orada kaldığı süre boyunca her sabah kahvesini içmeden ayılamadığını biliyordu. Hogwarts'ta da önce bir kahve içer, kendine geldikten sonra kahvaltısını ederdi.
"Teşekkürler Kreacher." diye mırıldandı ve kahveden büyük bir yudum aldı Harry. Remus ona baktı ve hafif bir endişeyle konuştu.
"Bu yaşta bu kadar çok kahve içmen sağlıklı mı Harry? Hele de aç karnına." derken onu inceliyordu. Harry'nin Remus'a attığı bakış komik olsa da anlamlandırmakta zorlandıkları bir ifadeydi.
Harry ise 'bu yaşta' demesine takılmıştı. On sekiz yaşına girecekti o yıl. On sekiz. Remus ve Sirius bunu bilmiyor olabilirdi, ama bu Harry'nin zihnen on yedi yaşında olduğu gerçeğini değiştirmezdi.
Cevap olarak sadece o ilginç bakışı atıp tekrar homurdanan çocuğa kıkırdayarak tepki verdi Sirius. Harry'nin bu huysuz hali çok sevimli gelmişti gözüne.
Yaklaşık on beş dakika sonra Harry tamamen kendine gelmişti ve neşeyle gülüşerek kahvaltı ediyorlardı. Sohbetin ara verip sessizce yemeğin ilerlediği sırada Harry çayını yudumlayarak konuşmaya girişti.
"Bugün benimle St. Mungos'a gelebilir misiniz? İşiniz varsa sorun değil, kendim de gidebilirim."
"Hayır, geliyoruz. Vaftiz oğlumun başarılarıyla övünme fırsatını kaçırmıyorum." diyen Sirius'a karşı kahkaha attı Harry. Remus da güldükten sonra sordu.
"Tam olarak ne yapacağız Harry?"
"Tam olarak... Gidip St. Mungos ile anlaşacağız, sonrasında St. Mungos, İksir Ustaları Konseyi ile anlaşacak. Sonra bize haber gelecek ve ben gidip Flameller ile görüşeceğim. Onlar her ay Felsefe taşı üretip bana gönderecek. Ben o taşların özünü çıkarıp bu bileşeni uygun şekilde sınıflandırıp İksir Ustaları'na göndereceğim. Anlaşma yapıldıktan sonra onlara vereceğim talimatları kullanarak felsefe taşı özü ile şifa iksiri yapacak ve her ay bu iksiri belirleyeceğimiz sayıda setlerle St. Mungos'a satacaklar. Ya da görüşülmesi gereken herkese tıpkı bize geldiği gibi mektup gelmiştir ve tek toplantıda tüm işlemler halledilebilir."
"Güzel, senin bunda alacağın veya vereceğin miktar ne olacak? Zarar görmeyeceksin, değil mi?" diye soran Sirius'u biraz düşündükten sonra yanıtladı Harry.
"Flamellerden taşı alırken onlara ödeme yapacağım elbette. Sonra taştan aldığım özü ustalara satarken ödeme alacağım. Onların yaptığı her set iksir için, tarifi veren kişi olarak prim ödeme alacağım. St. Mungos'tan da iksiri onlara sattığım için ödeme alacağım. Kısacası mali açıdan benim için oldukça faydalı olacak." dedi Harry.
"Peki neden herhangi bir aile kasasına koymuyorsun da şahsi kasa açıyorsun? Vasiyetini aldığımda pek çok soyadın olduğunu gördüm, ki o da yakın zamanda konuşmak istediğim bir konu. İnanamadığım soyadlara sahipsin."
"Hiç ertelemeyelim hemen kısaca açıklayayım Sirius. Öncelikle Potter ve Black'i söylememe gerek yok sanırım. Sonra Gryffindor var. Potter ailesi Gryffindor soyundan geldiği için o isme sahibim. Aynı şekilde Potter ailesi Peverell soyundan geliyor. O yüzden oraya ait bir soyadım da var. Slytherin'e gelecek olursak... Bu biraz karışık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kral'ın Son Varisi
ФанфикHarry Potter... Her zaman normal olmadığını biliyordu. Büyücüler dünyasında bile diğerlerinden farklıydı. O zamanlar farkın kehanetten kaynaklandığını düşünürdü. Ama hayır... Farklıydı çünkü o Seçilmiş'ti. Sihrin ta kendisi tarafından seçilmişti. Kr...