Mali Meseleler bölümünde ufak bir değişiklik yaptım.
Harry karşısında oturmuş solgun yüzlerle toparlanmaya çalışan üçlüyü izledi. Bir süre nefeslenip hepsi kendine gelsin diye bekledikten sonra boş ve hiçbir duygusunu göstermeyen bir sesle konuştu.
"Herhangi bir sorunuz var mı?"
Çıt çıkmadı.
"Hayır, hayatımızın şokunu yaşattıktan sonra sessizlikle karşılanıyoruz, neden sorumuz olsun ki?" dedi Sirius histerik bir gülüşle. Harry yarım ağız sırıttı.
"Sorabileceğiniz her şeyi izlediniz. Amaçlarımı sorabilirdiniz, Draco ve Neville'e amaçlarımı anlattığım anın anısını izlediniz. Neler gizlediğimi sorabiliriniz, baştan sona izlediniz. Planlarımı öğrenmek isteyebilirdiniz, hepsini izlediniz. Sorabileceğiniz her şeyi izlettim size. Artık her şeyi biliyorsunuz. Peki ne sormak isteyebilirsiniz Sirius?" derken hâlâ sırıtıyordu. Ancak bu sıradan bir sırıtma değildi. Altında farklı duygular vardı, ne yazık ki çözemediler.
"Bilmiyorum... Sormam gereken şeyler var gibi hissediyorum ama ne demem gerektiğini bilmiyorum. Ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum. Hiçbir şey bilmiyorum ve başım çok ağrıyor."
"Sakin ol Sirius. Kreacher! Üçer adet ağrı kesici ve sakinleştirici iksir getir."
"Hemen Majesteleri."
"M-Majesteleri... Godric'in asası aşkına... Sen bir-bir Prens'sin." Harry artık alıştığı bu tepkiye karşılık olarak elleriyle yüzünü kapatıp ovuşturdu.
"Evet, ben bir Prens'im."
"Voldemort'u çoktan bir kez öldürdün ve artık ondan alacağın bir intikam yok. Çok... Çok fazla. Bu kadar bilgi gerçekten çok fazla."
"İlk gün söylemiştim Remus. Henüz hazır değilsiniz demiştim. Şuan hazır olduğunuzu düşünerek gösterdim ama eğer kaldıramayacağınızı düşünüyorsanız... Unutmanızı sağlayabilirim."
Tehdit olarak söylememişti. Ciddiydi, kaldıramayacaklarsa, kabullenemeyeceklerse silebilirdi. Ama söylediği ses tonu sıradan ve sakin olsa da altında bir kırgınlık ve belli bir soğukluk yatıyordu. Harry'i olduğu gibi kabul etmeyecek miydiler?
"Hayır! Hafızamızı falan silmeyeceksin Harry! Biz... Buna alışacağız, sadece sindirmek için zaman ver."
Harry Sirius'un bu ifadesinden memnundu. Dumbledore'a bakarken Sirius'u onayladı.
"Size kabullenmeniz için zaman verirken gidip rünleri tamamlanan taşları ritüel yıldızına yerleştireceğim. Kreacher onları odaya bırakmıştı. Siz... Kendi aranızda konuşursunuz. Sorunuz olursa çekinmeyin, tabi soru soracak bir açıklık bırakmadım ama." dedikten sonra sakince kalktı ve onları konuşup sindirmek üzere yalnız bıraktı. Tüm bu bilgilerin onlara ne kadar ağır geldiğini tahmin edemezdi. Az önce üçü de kötü yollarla öldüklerini izlemişlerdi.
Odaya çıktı ve masaya konulan paketleri teker teker açtı. Farklı renklerdeki taşları aldı ve yıldızın yanına ilerledi. Her taşı kitapta bulunan dizilişe göre yıldızın köşelerine yerleştirdi. Sonrasında elindeki hortkulukları aldı. Yeşil ile mor taşın arasındaki kenara madalyonu, kırmızı ile sarı arasındaki kenara kupayı, lacivert ile beyaz arasındaki kenara diademi koydu.
İksiri içtikten sonra Gragnak'a gidecek ve Voldemort'a yeni kimliğini vereceklerdi. Onu kalan son Gaunt olarak göstereceklerdi. Voldemort annesi vasıtasıyla bir Gaunt'tu. Çıkarılan kimlikte babası yoluyla bir Gaunt olduğu için resmi adındaki ilk soyadı Gaunt olacaktı. Bu sayede Gringotts'a giderek Gaunt yüzüğünü miras olarak alabilirdi. Eğer onu mirasa ekleyip talep ederlerse, yüzük nerede olursa olsun Gringotts'a gelecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kral'ın Son Varisi
FanfictionHarry Potter... Her zaman normal olmadığını biliyordu. Büyücüler dünyasında bile diğerlerinden farklıydı. O zamanlar farkın kehanetten kaynaklandığını düşünürdü. Ama hayır... Farklıydı çünkü o Seçilmiş'ti. Sihrin ta kendisi tarafından seçilmişti. Kr...