Kral'ın Son Varisi

Sihrin Dengesini Bozdular!

Harry, Draco ve Neville, yemek yemek için Büyük Salon'a doğru ilerliyorlardı. Harry çok acıkmıştı. Biçim Değiştirme dersinden çıkmışlardı. Harry, konu anlatımı biter bitmez büyüsünü tamamlamış, Neville ve Draco'ya küçük ipuçları vermişti. Sonra da düşüncelere dalmıştı. Planını düşünüyordu. Planı basit ve belliydi. Yani, planlaması basitti. Yapması zor olacaktı.

Öncelikle yüksek konumlu dostlar edinmek. Başta Malfoy ve Longbottom'lar iyi. Weasley ikizleri iyi olabilir. Amelia Bones'un yeğeni Susan Bones iyi olur.

Weasley ikizlerinin yardımıyla Ronald'dan fareyi al.

Amelia Bones'un yardımıyla Sirius'u aklat.

Bunlar olurken Felsefe Taşı'ndaki şifai sihir özünü çıkart ve İksir Ustası Severus Snape ile konuş ve iksiri yapmasında yardım iste.

İhtiyaç Odası'ndan hortkuluk bul.

Malfoylardan Draco aracılığıyla hortkuluk bul.

Voldemort'un aklını başına getirecek hortkuluk birleştirme ritüelini yap.

Sırlar odasını ziyaret et ve basiliksi kendi tarafına al.

Tom Marvolo Riddle ile ittifak kur.

Dumbledore ile ittifak kur ve Severus Snape'i kendi tarafına çek.

Tüm bunlar olurken hazırlanan iksir ile St Mungos'a satış yap.

İnsanlar seni dinleyecek ve saygı duyacak. Bu sırada Hogwarts öğrencilerinin sihrini dengelemelerini sağla.

Bakanlığı Cornelius Fudge aptalından kurtar!

Tacını al.

Harry planını gözden geçirmeyi bıraktı. Düşündüğü her saniye yeni bir madde ekleniyordu. Resmen kendi zihninden yorulmuştu. Sanırım Seçmen Şapka haklıydı. Harry Hufflepuff olamazdı. Porsuklar onu kaldıramazdı.

Önüne Granger ve arkadaşı Parvati Patil çıktı. Hermione'yi çok özlemişti. İlk gördüğünde koşup sarılmak istemişti ama... Yanındaki Draco kıza tiksintili bir bakış atmış, Hermione de üçüne birden nefretle bakmıştı. Şimdi Parvati Patil de Hermione de Harry'nin safkanlarla takıldığını düşünüyordu. Harry bunu bozmanın vakti geldi diye düşündü.

"Selam Granger, Patil. Büyük Salon'a mı gidiyorsunuz?"

"Hermione'den uzak dur Potter! Sen de Malfoy!"

"Sadece selam verdi Parvati" dedi Neville. Neville, eski hayatına oranla daha cesurdu.

"Neville! Neden o iki yılanla takılıyorsun? Onlar Mione gibilerin ölmesi gerektiğini savunuyor!"

"Bunu nereden uydurduğunu sorabilir miyim Patil?" Dedi Harry.

"Yalan mı! Siz safkan Slytherinler hep aynı değil misiniz? Hepiniz muggle doğumluları aşağılıyor ve ölmeleri gerektiğini düşünüyorsunuz!" Dedi Hermione hınçla.

Harry, kapısı önünde durdukları Büyük Salon'daki herkesin onları izlediğini fark etti.

"HEPİNİZ BENİ DİNLEYİN! Ben Harry Potter! Doğru, Slytherin'deyim. Hepiniz kendinize bir kurban arıyorsunuz! Suçlamak için bahane yaratmaya çalışıyorsunuz! Slytherinler kötü değildir! Draco Malfoy da ben de sene başından beri bir muggle doğumluyu bile aşağılamadık! Arkamızdan atıp tutmayın!"

"Aşağılamamanız bir suç Potter! Onlar bulanıklar ve bu aşağılamayı hak ediyorlar!"

"Sen kendini ne sanıyorsun Parkinson!" Dedi Ron Weasley.

"SUSUN VE DİNLEYİN DEDİM! Siz, hepiniz aptalsınız! Kesin sesinizi! Slytherinler de Gryffindorlar da bu yaptıkları düşmanlık yüzünden aptal! Buna sessiz kalan Hufflepufflar ve Rawenclawlar da farklı değil! Burada kimler safkan? Elinizi kaldırın"