🌃
"Yanına gelmeden önce eve uğradım. Tüm bitkileri suladım. O kadar çok bitkin olduğu için biraz şikayet etmiş olabilirim. Ayrıca kırmızı hırkanı çaldım. Artık benim hırkam."
Jason fermuarını sonuna kadar çektiği ve ipiyle oynadığı hırkanın şapkasını da takarak içine gömülmüştü âdeta.
"Sonra malikâneye uğradım. Küçük şeytanı çocuk gibi ağlarken buldum." Aniden yüzünü buruşturarak güldü. "Özür dilerim. Uyuyor olmana rağmen şu an o 'ciddi misin' temalı ifadeni görebiliyorum. Damian zaten çocuk, haklısın. Biliyorum. Sadece... Hepimiz seni çok özlüyoruz. Annemizsin sonuçta. Değil mi? Hepimizin. Belki Tim seni abla olarak görüyordur. Emin değilim, umrumda da değil."
Omuzlarını silkti. Aklına gelen şeyle yeniden gülerken parmağını uyarırcasına uyuyan bedene doğrulttu.
"Ama asla unutma. Sana ilk 'anne' diyen benim. Bu önemli bir ayrıntı. Biraz alaycı şekilde söylediğim için ciddiye almamış olabilirsin ama her seferinde gerçek anlamda söyledim. Anneciğim olarak söylemek daha çok hoşuma gidiyor sadece."
Havada duran elini Debora'nın elinin üzerine indirirken gülüşü soldu. Düşünceli bakışları kadının yüzünde gezinirken sıkıntılı bir nefes aldı.
"Sence Bruce'tan özür dilemeli miyim?" Diğer eliyle oynadığı hırka ipini kapattığı dudaklarına sürterek kendi kendine birkaç saniye düşündü. "Neden diye merak edersen; bunu sana yapanın Joker olduğunu düşündüğüm için onunla kavga ettim fakat ortaya çıktı ki o değilmiş. Ama Joker olabilirdi. Gelecekte de olabilir. Hâlâ cesedi kayıp."
Bunun gerçekten gelecekte sorun oluşturacağını biliyordu ancak şu an kayıp cesedi düşünecek zamanları yoktu. Tuttuğu eli veda amaçlı hafifçe sıkarak ayaklandı.
"Seninle sohbet etmeyi gerçekten seviyorum, anneciğim ama sen cevap vermezken biraz sıkıcı olabiliyor. O yüzden bir an önce uyanırsan çok iyi olur." Elini cebine atarak yamulmuş sigarasına uzandı. "Ben sigara içmeye çıkıyorum, hemen geri dönerim. Uh... Şu an yine o bakışı attığını hissedebiliyorum ama merak etme, gerçekten sigarayı azalttım."
Kapıya doğru ilerlerken bir açıklamaya yapma ihtiyacı doğuyordu içinde. Duygularını dile getirmeyi sevmiyordu ve büyük ihtimalle onun da duymadığını düşünüyordu ancak yine de konuştu.
"Şu sıralar çok stresliyim. Çok fazla. Söz verdiğim gibi sigarayı azalttım, yine de biraz kafamın bulanıklaşmasına ihtiyacım var."
Odadan çıkarken ona sevdiğini söylemeyi unutmadı. Kapıyı kapatırken geriye attığı kafası ve tavana sabitlediği bakışlarıyla hâlâ aynı pozisyonda koridorda oturan Eddie'ye kendisiyle gelip gelmek istemediğini sordu. Aldığı olumsuz yanıtla onun yalnız kalmak istediğini anlayarak birkaç dakika içinde kendisini hastanenin otoparkına atmıştı.
Sigarasını yakıp dumanı uzunca içine çekti. Eddie tarafından buraya getirilmiş Debora'nın aracına yaslanırken düşünceliydi. Damian'ın durumu kafasına takılmıştı. Genelde kardeşlerini kontrol eden kişi Dick olduğundan Jason daha çok geride kalıp gözlem yapan ve ciddi bir durum olduğunda yanlarında duran idi. Direkt olarak Damian'ı görmek, gerçek onu görmek Jason'ı üzmüştü. Ayrıca yaptıkları konuşma da kendisini rahatsız etmişti. Lazarus Çukuru fikri kendi aklına da düşmemiş değildi ama o acıyı yaşamıştı. O boşluğu, o korkuyu... Aynısının Debora'ya olmasına asla izin vermeyecekti, onu kaybedecek olsa bile.
"Jason."
Sigarayı dudaklarından yavaşça çekerek yanına sessizce gelmiş olan Bruce'a baktı göz ucuyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
debora || bruce wayne
FanfictionDebora, İsrail Krallığı'na hükmeden tek kadın hakimin ve Yahudilik'te ki tek kadın peygamberin adıydı. Ve Debora, aynı ismi paylaştığı bu kadınlar kadar özeldi. Batman'in katı kurallarını sarsacak kadar özel. || Başlama Tarihi - 25.11.18 || || Bitir...