🌃
"Ne oldu?"
Jason Todd, bir gün içinde üçüncü paketini bitirip hastaneye girdiğinde ilk gözüne takılan şey telefona dikkat kesilmiş Dick olmuştu.
"Komiser Gordon'dan haber mi var?"
"Hayır." Başını telefondan kaldırmadan önce aceleyle gözlerini sildi, Dick. "Zaten sonuçları kontrol etmek için Tim gitti."
"Ne oldu o hâlde?" diyerek üstledi.
"Komşuların ifadeleri yeniden alınmış. İçlerinden biri o gece gürültüyü duyunca aldığı ses kaydını polislere bugün vermiş."
Jason, olay yerini incelemek için gittiklerinde Gordon'la konuşurken Debora'yı o hâlde hayal etme gafletine düşmüştü ve bu canını çok fazla yakmıştı. Şimdi hayaline bile katlanamadığı gerçekle yüzleşme konusunda cesaretli olamadı. Yine de bilmek istiyordu.
"Duymak istemezsin, Jason."
Kardeşinin yaşadığı kararsızlığı anlayarak konuştu, Dick. Kendisi de duymamalıydı aslında. Dakikalarca savaş vermişti oynat tuşuna basmamak için. Zaten gördükleri yeterince korkunç bir biçimde zihninde yer edinmiş iken ses kaydını dinlemek gibi bir hatada bulunmaması gerekirdi ama o da bilmek istemişti. Debora'nın ne kadar acı çektiğini bilmek istemişti. Neler yaşadığını bilmek istemişti.
Hâlâ beyninde yankılanıyordu. O çığlıklar... Duymak bile öyle acı vericiydi ki, Dick o anı yaşamanın Debora'ya verdiği acıyı tahmin edemiyordu. Belki malikâneden erken çıkmış olsaydı; çığlıklara karşılık vererek onu kurtarabilirdi.
"Peki, sen neden duymak istedin?"
Jason acı çekiyordu ancak Dick'in durumunun kendisinden kötü olduğunun da farkındaydı. Dick hiçbir şey söylemiyor, her seferinde aceleyle gözlerini silip ayağa kalkıyordu. Bruce'un yapması gerekenleri o yapıyordu. Jason hepsinin farkındaydı ama ne yapması gerektiğini, Dick'e nasıl yardım edeceğini bilmiyordu çünkü henüz kendisini toparlayamamıştı. Dick'in aksine Jason duygularını saklayamıyor, bastıramıyordu. Ya etrafa saldırıyor ya da acısını öfkeye çeviriyordu.
Dick'in cevap vermeyeceğini anlayarak bakışlarını başka tarafa çevirdiğinde yoğun bakımdan çıkan doktoru gördü. Kendisi dışarıda sigara içerken girmiş olmalıydı çünkü burada olduğu sürece gözlerini kapıdan ayıramaz, hatta yoğun bakıma giren birileri olursa sayardı. İlk 24 saatin atlatılması gerektiğini söylemişti doktor, Jason onu son gördüğünde. Ardından kendi başına nefes alıp alamadığı kontrol edilecekti. Bu nedenle içeride olmalılardı.
"Ne oldu?" diye soran bu sefer Dick oldu.
"Bayan Soare'nin durumu stabil. Değerlerinde herhangi bir düşme ya da yükselme yok." diyen doktor elindeki raporu yardımcısına uzattı. "Ayrıca tam anlamıyla kendi başına nefes alamıyor ancak bu durum değişim gösterebilir. Beklemeye devam ederek kontrollerini sağlayacağız."
"Bu bir umut var, demek mi oluyor?"
Doktor, kendisine büyük bir beklenti içinde bakan genç adamın gözlerinde beliren umudu kıracak olmaktan nefret ediyordu. İşinin en kötü yanlarından biri de buydu zaten.
"Önceden de söylediğim gibi; durum oldukça kritik. Her şeye hazırlıklı olmak en iyisi."
"En azından onu görebilir miyiz?"
"Yoğun bakıma belirli giriş saatleri var ancak durum nedeniyle henüz içeri girmenize izin veremem."
Dick anladığını belirterek başını salladığı sırada doktorun da başka bir yere bakarak baş salladığını fark edip oraya döndü. Bruce çoktan yanlarına gelmiş, sessizce arkalarında duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
debora || bruce wayne
FanficDebora, İsrail Krallığı'na hükmeden tek kadın hakimin ve Yahudilik'te ki tek kadın peygamberin adıydı. Ve Debora, aynı ismi paylaştığı bu kadınlar kadar özeldi. Batman'in katı kurallarını sarsacak kadar özel. || Başlama Tarihi - 25.11.18 || || Bitir...