Chapter 22

2K 198 73
                                    

🌃

"Selina Kyle'dan sonra oğlumun tek gecelik ilişkilerine tanık olmasına izin vermeyeceğine dair anlaşmıştık, Bruce."

Yanında kendisine öfkeyle ama her daim, ne olursa olsun annesine karşı taşımaya devam ettiği sevgisiyle bakan oğlu yoktu çünkü kim olduğunu bilmediği ama eline geçecek ilk fırsatta ruhunu alacağı o kadına koşmuştu. Onun yanına diz çökmüş, endişeyle ellerini tutup durumunu kontrol etmişti. En önemlisi ise ona nefes almaksızın koşarken 'anne' demesiydi. Eskiden Talia'ya söylediğinden daha içtendi ayrıca.

"Damian'ı öldürmeye çalıştıktan sonra onun çevresindeki insanları önemsemen mantıksız."

"Öldürmeye çalışmıyordum, onu geri götürmeye çalışıyordum."

"Onu buraya bırakıp giden sendin, Talia. Şimdi öylece geri gelip oğlumu benden alamazsın."

"Oğlunu? Ne zamandan beri onu oğlun olarak görmeye başladın?" Talia, tepki vermeyeceğini bilmesine rağmen Bruce'un üzerine yürüdü. "Ona sahip olmak için sana uyuşturucu verdiğimi öğrendiğinde deliye dönmüştün. Onu yetiştirmen için seni zorladığımda, yanına bırakıp gittiğimde de öyle. Damian senin için yükten fazlası değil."

"O yük değil. Benim oğlum."

"Onu asla oğlun olarak görmedin, sevmedin. Aslında sadece onun için değil; kimse için sevgin yok senin. Duyguların yok. Neden onu alıp gitmem umrunda olsun?"

Kuşkusuz herkes Bruce Wayne'i böyle görüyor olmalıydı. Duygusuz, her insanın aksine hata yapma ayrıcalığı bulunmayan biri... Ancak Bruce Wayne böyle biri değildi. Yüzünde mimik oynamıyordu, bu doğru. Batman maskesinden çok sahte yüzünü takıyordu. Duygularını belli etmiyordu. Ne düşmanlarına, ne de sevdiklerine. Bu bırakamadığı ama bırakmak için de gerçekten çabaladığı bir alışkanlıktı. Sadece Damian'a değil, tüm oğullarına karşı varlığından çoğu zaman emin olmadığı kalbinde büyük bir sevgi taşıyordu. Onları bu sevgiyle yetiştirmediğinin farkındaydı. Aksine sınırları zorlayıp savaşmaları, bir önceki günden daha iyi olmaları için baskı yapmıştı. Evet, sevgi göstermemişti ve sevgisizlik büyük eksikti fakat her biri, her türlü zorluğa karşı asla yıkılmayacak insanlar hâline gelmişti. Ne kadar yara alırlarsa alsınlar ayakta duracak, savaşmaya devam edecekti. Kendi yaptığı hataların hiçbirini de yapmayacaklarına emin olarak büyümüştü oğullarını.

Ve evet, hataları olmuştu. Batman olarak da, Bruce Wayne olarak da. Oğullarına karşı hata yapmıştı. Kendi benliğine karşı da. Kendi adalet kavramını sürdürmeye çalışırken bu şehire karşı da hataları olmuştu. Bir başka sevdiği insan olan Debora'ya karşı tavırlarında da. Bunları telâfi etmeye çalışıyordu ancak dışarıya yansıttığı kişiliğinden dolayı hata yapma lüksü yokmuşçasına karşılık görüyordu. Batman olarak savaşırken, davranırken içindeki insanlığı yavaş yavaş öldürdüğünü biliyordu fakat hâlâ bir insandı ve hâlâ canı yanıyordu.

"Tek başına geri döneceksin, Talia." Çenesi kasılırken kelimelerin üzerine basa basa konuştu. "Damian'ın karşısına çıkmayacaksın. Ona tekrar zarar vermeye kalkarsan seni şimdiki gibi uyarmam. Ayrıca kılıcını ikinci defa Debora'ya doğrultma cesaretinde bulunma."

Talia al Ghul boş tehditlerin işe yaramayacağını, yine karşılaşacaklarını söylerken Bruce çoktan arkasını dönüp yürümeye başlamıştı. Birkaç adım atıp kılıç darbesinin acımasızlığıyla yerle buluşmuş olan sarı tutamlara uzanmak için eğildi. Kökünden koparılmış bir çiçek gibi pis betonun üzerinde bile farklılığıyla göz alıcıydı. Sanki hâlâ Debora'nın bir parçasıymışçasına sıcak ve yumuşaktı. Bruce tutamları avcu içine alıp sıkı sıkıya tutarken söz verdi. Tutacağı, geri dönmeyeceği bir söz. Bu birinin Debora'ya zarar verdiği son gece olacaktı. Kendisi de dâhil, kimsenin onu üzmesine izin veremezdi. Hele ki Damian'ın ona sesleniş tarzını duyduktan sonra. Geçen gün neden özellikle Damian'ı bırakmayacağını söylediği ortaya çıkmıştı. Debora, Bruce için önemliydi. Onu gördüğü ilk andan itibaren uğraşacağı yeni sorunu olduğunu ve bu sorunun hayatında önemli bir yer edineceğini anlamıştı. Ancak oğulları için onun daha önemli olduğu belliydi. Kendisinin taşıdığı ancak gösteremediği sevginin inanılmayacak kadar fazlasını kalbinde barındırıyor, başarılı şekilde ve hiçbir çıkarı olmaksızın gösteriyordu. Böylesine saf bir sevgiyi kısıtlı zamanda tanıdığı çocuklara vermesi, onlarla ilgilenip sahiplenmesi ondan başka kimsenin yapabileceği bir eylem değildi. Bunun değerini bilmeli, saygı duymalı ve hareketlerine dikkat etmeliydi. Debora'yı kaybetmeyi göze alamazdı. Hem kendisi için hem de oğulları için...

debora || bruce wayne Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin