🌃
Bruce Wayne saatlerdir üzerinde çalışmakta olduğu davanın dosyalarından uzaklaştı. The Narrows bölgesinde yaşanan hareketliliğin kaynağına inmek adına incelediği yüzlerce kamera görüntüsünden çıkardığı notlarını bıraktı. Sullivan adasında yaşanılanlar ile arada bağ olduğunu düşündüğünden Tim'in topladığı verilerle kendi topladıklarını karşılaştırması gerekiyordu.
Yerinden kalktı. Ağrıyan kaslarına karşı tepkisizdi. Bu davanın arkasından çıkabilecek isimler sınırlı. İki bölgenin de tehlike kimyasallar içeren noktaları olduğundan büyük bir plan hazırlandığına emindi.
"Kesinlikle bir yanlış anlaşılma var!"
Tim mutfakta çalışmayı tercih etmişti. Bruce içeri girdiğinde onun kahvesini arkasında bırakarak, ki bu dünyada görülebilecek düşük ihtimalli nadir olaylardan biri, bilgisayarını kucaklayışıyla karşılaştı. Sadece bir şeyler atıştırmak için malikâneye gelmiş olan Jason ise hem Tim'in sebebi belirsiz tepkisine hem de Bruce'un aralarına katılmış olmasına karşı gözlerini devirdi.
"Siktir!"
"Ne oldu?"
Bruce, Tim ile birlikte dava üzerinde çalıştığı için şu an uğraşmakta olduğu şeyin de bu olduğunu düşünerek sormuştu.
"Debora gidiyor!"
Bruce ve Jason aynı anda kaşlarını çattı. Telefonunu kapatan Tim kucağına aldığı bilgisayarını geri bıraktı. Son yaşanılanların ardından kadının apartmanına kamera yerleştirdiğinden aldığı bilgiyi doğrulamak adına sisteme girmişti.
"Kahvenin içine siktiğimin şekeri yerine içki mi koydun sen? Ne demek Debora gidiyor?" diye çıkıştı, Jason.
"Lroc şirketinden istifa etmiş. Evinin sözleşmesini feshetmiş. Eşyalarının çoğunu almış gidiyor."
Jason, Tim'in önceden söylediğine katıldı. Kesinlikle bir yanlış anlaşılma vardı. Debora'nın gitmeyeceğini biliyordu. Tüm kalbiyle güvendiği tek kişi var ise o da anneciğiydi. Elbette, bir yerlere gidebilirdi ama terk etme anlamında değil. Gerçi iyileşmemiş iken gitmesini de pek istemezdi. Bir hışımla ayaklanıp kapıya ilerledi. Çoktan parmakları Debora'nın numarasının üzerindeydi.
"Burada kal."
Kapıya giderken önünü kesen kola baktı. Bruce ile yüz yüze gelirken alaycı tavrıyla gülerek kolunu itti.
"Sen mi durduracaksın Debora'yı?"
"Ne olduğunu öğreneceğim." Jason'un alaycı gülüşünün meydan okuyan sırıtışa dönüşü izledi. Ne düşündüğünü iyi biliyordu. Debora kendisini dinlemezdi. Yine de vazgeçmedi. "Sadece bu kez güven bana."
Jason bunu yapmayacaktı ama geri çekildi. Bruce çıktığı an nefes bile almaya zaman ayırmadan Debora'yı arayacaktı elbette.
"Tim bana Debora'nın canlı konumunu gönder."
Arkasını döndüğü gibi hızlı adımlarla evden çıktı. Malikânenin bahçesinde bıraktığı aracına geçti. Motor çalıştığı an gaza bastı.
Anlamıyordu. Debora'yı anlamıyordu. Anladığını sanmıştı. Aralarının iyi olduğunu düşünmüştü. Daha dün aşık olduğu gülümsemesi ile kolları arasında iken neden şimdi gitmeye karar verdiğini anlamıyordu. Debora her şeyi açık açık söylüyordu Bruce'a. Düşüncelerini, duygularını, hareketlerini açıklıyordu. Bruce buna rağmen onun nasıl hâlâ bilinmezin ta kendisi olduğunu anlamıyordu.
Aracının ekranından Tim'in yolladığı konumu açtı. Kadının gitmek için ne kadar hızlı hareket ettiğine inanamıyordu. Yumruğunu ekrana geçirmemek için direksiyonu sıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
debora || bruce wayne
FanfictionDebora, İsrail Krallığı'na hükmeden tek kadın hakimin ve Yahudilik'te ki tek kadın peygamberin adıydı. Ve Debora, aynı ismi paylaştığı bu kadınlar kadar özeldi. Batman'in katı kurallarını sarsacak kadar özel. || Başlama Tarihi - 25.11.18 || || Bitir...