Chapter 1

5.6K 353 390
                                    

Bu kitabı OrionLupus'a ithaf ediyorum. Benim aklıma bir şeyler sokmakta üstüne yok. Seni seviyorum!

🌃

Joker, fazla maruz kalındığı takdirde insanı uçuruma sürükleme ihtimali bulunan kahkahası eşliğinde korkuyla yere çökmüş olan rehinelerinin yanına ilerledi. Elinde tutmakta olduğu silâhı kendi alnına yerleştirerek daha şiddetli bir kahkaha patlatmış, ardından bir tür ağlama krizine giren çocuklardan birinin yüzüne doğru çığlık atmıştı.

Bankanın içinde rehin alınmış olan insanlar Batman'in gelmesi için inandıkları tanrıya dua etmekte, gözyaşları boyunlarına doğru yol alırken bir mucize gerçekleşmesini istemekteydiler ama içlerinden bir kişi, diğerlerinin aksine dua etmiyordu. Batman'e inanmıyordu. Ya da mucize diye adlandırılan tesadüflere... Tek yaptığı şey kimsesi olmayan bir kız çocuğunu arkasına alarak korumak ve içinde ufak bir cesaret kırıntısı bularak Batman'in öldürmediği bu deliye karşı çıkmaktı.

Debora Soare, aynı ismi paylaştığı İsrail Krallığı'na hükmeden tek kadın hakim ve Yahudilik'te ki tek kadın peygamber kadar özel olmalıydı. Ve de cesur! Çünkü bir mucize beklemek zayıflıktı. Bu nedenle Batman'i kahraman olarak hiçbir zaman görmemişti. Zaten değildi de. Bir kahraman, korumak adına her şeyi yapmalıydı. Joker'i tekrar tekrar bir yere kapatması ancak her seferinde aynı facianın yaşanması, onun bir kahraman olmadığının en büyük göstergesi idi. Eğer Joker zamanında herhangi bir silâhın ucunda son nefesini vermiş olsaydı, Gotham yüzlerce insanı toprağın altına yollamamış olacaktı ve Debora Soare'nin toprağa yollanan yüzlerce insanla aynı kaderi paylaşmak gibi bir düşüncesi yoktu. Bir bankada, deli bir piçin silâhıyla ölmeye niyetli değildi. Yapması gereken işler, bakması gereken birkaç can, yerine getirmesi gereken birçok da sorumluluğu vardı. Hiçbirini arkasında bırakmayacaktı. Bu nedenle içinde ufak bir cesaret kırıntısı bulmaya çalışıyordu.

"Neden bu kadar ciddisin sen?"

Joker, hemen yanında duran rehineye doğru eğildiğinde kırklarının başında olan adam ellerini kafasına sararak zemine daha çok sinmişti. Neden bu kadar korktuğunu anlamak epey kolay! Ailesine düşkün bir adam olmalıydı. Ölmek istemiyordu. Bir eşi, ki parmağında duran yüzüğe bakılırsa değerli bir eşi olmalıydı çünkü yüzüğün özel üretim olduğu belliydi, harika çocukları ve belki de, minik torunları vardı. Hayatını seven bir adam olduğu belliydi.

Debora Soare'nin ciğerleri titrek bir nefesle dolarken bulmak için çabaladığı ufak cesaret kırıntısına ulaşmış olmalı ki, ani bir hareketle Joker'in silâhı tutan elini büktü.

Dövüş sanatları hakkında bilgisi yoktu. Hiç spor salonuna gidip kum torbası yumruklamamış ya da düzenli bir egzersiz programına uymamıştı fakat kabaca bir güce sahipti. En azından yumruğunu sıktığı zaman belli olan kol kasları ve hayatın zorluğuyla başa çıkarken kazandığı mücadeleci ruhu vardı.

Eli büküldüğü için yanlışlıkla ateşlenen silâhtan çıkan kurşun bankanın camlarını aşağıya indirirken Debora Soare'nin diğer eli Joker'in yeşil saçlarına uzandı. Tutmakta olduğu bedeni omuzu üzerinden fırlatıp yere sertçe düşmesini sağlarken silâhı da kapmayı başarmıştı.

Joker, Gotham'ın korkulu rüyasıydı. Deli olarak anılıyordu ama zihninden geçirdikleri oldukça tehlikeli ve zekiceydi. Gösterişli bombaları, ölümcül şakaları ve çarpıcı eylemleri vardı. Çok can yakmış, şehri yerle bir etmişti ama teke tek dövüşmek ona göre değildi. Bu Batman'in onu öldürmeye teşebbüs etmemesinden kaynaklanıyordu. Teke tek çarpışma ihtiyaçları olmamış ya da ölümle burun buruna gelmemişti çünkü Batman'in öldürememe kuralını en iyi bilen kişi Joker'di ama karşısında duran kadın Batman'ın kuralını umursayacak ya da adalete inanacak biri değildi. Onun gözlerinde öldürmeye duyulan açlık, dudaklarına yerleşen gülümsemede tehlike arz eden ölümcül bir yılanın kıvrılışındaki incelik mevcuttu. Tetiği çekerken tereddüt edeceği ama pişman olmayacağı tahmin edilebilirdi. Yine de hiçbir şey Joker'i kahkaha atmaktan alı koyamazdı.

Bu sırada Batman aracından çıkmış Komiser Gordon'dan bilgi alarak bankaya ilerlemişti. Henüz Joker'i bir yerlere tıkalı dört gün geçmişti ve Batman, geçen sefer aldığı yaraları saramadan yenilerine sahip olmak için işinin başına geçmişti. O sırada bir kadına ait acı dolu çığlık kulaklarına ulaştı. Çığlığın hemen ardından iki el ateş sesi yankılandı caddede. Batman bununla birlikte bankanın içine daldı. Her geçen gün Joker yüzünden daha fazla ailenin canı yanıyor, Gotham daha çok kayıp veriyordu. Bir zamanlar Batman de Joker'in ellerinde bir sevdiğini kaybetmişti. Tabii sonrasında geri gelmişti. Nasıl olduğu karmaşıktı ama geri gelmişti. Eskisi gibi olmamasına rağmen geri gelmesi Batman için çok şey ifâde ediyordu! Yine de bu Joker'in yarattığı yıkımın kanıtlarından sadece biri...

İçeri girdiğinde görmeyi beklediği şey Joker'in ellerinde duran ölü bir bedendi. Buna alışmıştı. Joker herhangi bir kişinin annesini, babasını, kardeşini, eşini ya da çocuğunu öldürmüştü ancak gördüğü şey onu şoka uğrattı çünkü gördüğü şey bir kadının ellerinde duran ölü bedendi! Joker'e ait olan beden. Tepki göstermeyen, nefes almayan, donakalmış bakışlarıyla tamamiyle ölü bir beden.

Debora Soare, kahkaha atmayı sonsuza kadar kesen delinin donakalmış gözlerine bir süre baktı. Pişman hissetmiyordu. Aksine tanımlaması zor bir güçle sarmalanmıştı. Rehinelerin hepsi ayaklanmış, birkaç dakika önce inandıkları tanrıya ettikleri duaları kadına yönlendirmişti.

Etrafını saran güç ve kendisine dokunmak için birbirini ezen insanlar nedeniyle tanrı gibi hissediyordu. Kahraman olarak adlandırılan kişilerin hissettiği bu muydu? Superman'in de hissettiği? Ya da Batman'in?

Bir fikri yoktu ama Gotham'ı gerçekten kurtardığını biliyordu. Artık Joker kimseye zarar vermeyecekti. Son zararı, ölmeden önce bir bıçak darbesiyle kadının koluna derin bir yara açmak olmuştu. Bunun dışında başka kimsenin canı yanmayacaktı.

Artık Batman'in en büyük düşmanı hayatta değildi ama kendisini uğraştıracak yeni bir sorunu olduğu kesindi.

🌃

debora || bruce wayne Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin