Chapter 17

2.1K 191 72
                                    

🌃

Debora, kurşun kalemin kâğıtta bulunan varlığı ile bütünleşerek kirlenmiş ellerini ovuşturdu. Kalem tozunun teninde bıraktığı siyahlık, aynı odanın sıcaklığı nedeniyle kızarmış yanakları kadar belirgindi.

Masada patentli projesi duruyordu. Tüm o geliştirmelere uyum sağlaması, istenen kapasiteye ulaşması adına eklenecek parçalar tek tek not alınmıştı. Yüksek bypass kullanmak adına döktüğü ter göz ardı edilemezdi. Bir hafta boyunca yaşadığı baş ağrısının ise tarifi yoktu.

Yarın yapılacak olan toplantıyı ve ortakları nasıl ikna etmesi gerektiğini düşünmesine engel olan tek şey ise Bruce Wayne idi.

Proje çizimlerinin yanında duran iki kadeh şarap ve bacaklarının değdiği sıcak bacakların sahibi olan adamın derin bakışlarıyla kalp atışları hızlanırken dudakları yavaşça yukarıya kıvrıldı.

Bruce hayatının gerekliliğinden dolayı insanları saniyeler içinde çözme arzusuna sahip bir insandı. Debora'yı hâlâ çözemediğinden dolayı kendi düşünceleriyle savaşıyordu. Onun gibi başarılı bir dedektif olmamasına rağmen Debora'nın hisleri kuvvetli idi ve bu da insanları çözmesine yardımı dokunan bir ayrıntıydı ancak Debora, insanları yavaş yavaş tanımayı seviyordu. Özellikle karşı tarafın kendisi hakkında konuşmasını ve böylelikle onu tanımayı seviyordu. Birçok tahminde bulunmak, ihtimalleri değerlendirmek yerine bizzat karşı tarafı dinliyordu. Aralarında geçen günlük bir konuşmaydı fakat bu konuşmanın içinde Bruce'un kendi yorumunu söylediği kısımlarda Debora kelimeleri cımbızla çekerek altındaki anlamı yakalıyordu. Hâlâ Bruce'un kalın bir ebeveynlik kitabına ihtiyacı olduğunu düşünüyordu ama onun psikolojisini anlamaya başlamıştı. İçindeki acıyı görebiliyordu. Bu Bruce'un kalbini kırdığı kadar kendi kalbini de kırmıştı. Hayatına devam etmek yerine büründüğü kişiliğin ağırlığını tahmin etmekte zorlanıyordu.

Elini şarabını almak için kaldırdı. Projenin çizimini yaparken derisiyle birleşen kalem nedeniyle su toplayan, kızaran parmakları şaraba yönelmek yerine adamın açık yakasından görünen ve köprücük kemiğinden aşağıya inen yaraya uzandı. İnce bir çizikten büyük bir yarığa dönüşmüş olan yaranın başlangıcı kabuk bağlamış, geri kalanı ise dikiş atılarak kapanmıştı... Bu yarayı almasına sebep olan dikkat dağınıklığını sormak istedi. Hamleye karşı hazır olup olmadığıyla ilgili dalga geçip gülüşünü yeniden görmek de istedi. Parmak uçlarını onun dudaklarına çıkarmak ya da direkt olarak kendi dudaklarıyla dokunmak daha iyi bir seçenek gibi duruyordu.

"Neden bu kadar merhamet dolusun?"

Bakışlarını adamın dudaklarından çeken Debora onun ne demek istediğini tam olarak anlamayarak kaşlarını hafifçe çattı.

"Birkaç hafta önce eline geçen ilk alet ile bana zarar vermeye çok gönüllüydün. Ki aynı konuların üzerinde tekrar konuşuyor olsak bana saldıracağından şüphem yok. Ayrıca çok agresifsin ancak bir süre sonra hiçbir şey yaşanmamışçasına tüm öfken diniyor. Bana zarar vermek isteyen birinden benim için üzülen birine nasıl dönüştüğünü anlamıyorum. Kin tutman gerektiği zaman geri adım atmıyorsun. Kardeşine karşı koyduğun sınırları gördüm."

"Öncelikle sana karşı koyduğum sınırlar da mevcut, Bruce. Sınırları görmek için onları aşmış olman gerekiyor. Tabii bunu kesinlikle tavsiye etmiyorum." Adamın teninde oylanan parmak uçlarını çekip ilk hedefi olan şarabı aldı. "Son olarak ise beni anlamak senin için neden bu kadar önemli? Buna takılıp kalmış gibisin."

"Sadece..." Bruce, Debora'nın şarabı yavaşça yudumlamasını ve kadehin üstünden kendisini kesen davetkâr bakışlarını izlerken bir süre düşündü. "Anlamalıyım."

debora || bruce wayne Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin