Medya: tuna
İlk dersin bitimiyle rahat bir oh çekmiştim. Ha uyudum ha uyuyacağım derken ders bitmişti. Normalde yapabildiğim bir dersti ama konu sıkıcı geldiğinden dinlemek istememiştim. Zaten çoğu hoca kötü anlattığı için kendim çalışıyordum.
Tam esnerken birden koşarak içeri tuna girdi. Beni görmesiyle gülümseyip yanıma geldi. Nefes nefese olmasına rağmen normal bir şekilde konuşuyordu " ne hocası ne ders uzatması cart curt demeden koştum. Hatta derste hocadan izin aldım son beş dk ama bir rol kesmişim tuvalete gitmek için oscarlık. " gülmeme engel olamazken o da hafif gülerek konuşmaya devam ediyordu " gülme güzelim ya dünkü gibi bir vaka olsun istemedim. " onaylar şekilde başımı salladığımda o kaşları çatarak bana bakıyordu. Nedenini anlamayarak sordum " ne oldu? "
" göz altların morarmış geldiğimde de esniyordun dün gece uyuyamadın mı?" dikkatli oluşuna gülümseyerek " yok önemli bir şey değil ya. Seninle konuşmayı bitirdiğim gibi seni kaydedip uyudum. Ama gece o kadar çok uyandım ki. Hani şey oluyor ya uçurumdan atlıyor zannedip uyanıyorsun. " beni dikkatle dinlerken başını salladı " ondan yaşadım yüz kere ya " anladım dercesine başını salladı " sen yine dinlenmeye çalış elinden geldiği kadar "
Sonra birden gözleri parladı ve sıraya yönettiği bakışlarını tekrar bana çevirdi " sen laf arasında beni kaydettiğini söyledin değil mi? " onaylayan mırıltılar çıkardım. Adeta heyecanlanmıştı. " bakabilir miyim? " demesiyle durdum ve kaydetme şeklimi düşündüm ' çocuk yakıyor ' şimdi ben bunu nasıl gösterecektim. Tamam yani göz var nizam var olabilecek en doğru cümleydi. Duraksamamla konuşmasını sürdürdü " göstermek istemezsen sorun değil merak etme " yüzünde samimi bir gülümseme vardı, onun hakkında bir şey öğrendiysem bu da çok sabırlı olduğuydu. " yok yok hayır gösteririm de "
Devam etmemi bekliyordu " de? " telefonu elime alıp kaydedilenlere girdim ve numarasını açıp önüne koydum ekranın üstüne elimi koydum ve " sen baktıktan sonra gelicem " diyip hızla elimi çekerek sınıftan çıktım. Ama ne yapayım ilk gördüğündeki düşüncenle kaydet demişti. Gerçekten de öyle kaydetmiştim.
Aradan geçen kısa bir süre sonra sınıfa girip yerime oturdum. Göz ucuyla yüzüne baktığımda 32 diş sırıtıyordu. Baktığımı görünce eliyle ağzını gizlemeye çalışsa da kısılan gözleri oldukça barizdi. Bende gülmemi tutamayıp sırıtmaya başlayınca en sonunda sessizliği bozdu " yalnız biz bayağı yakışıyoruz ha" sonra biraz bekledi gülmemek için zor duruyor gibiydi. Aynı şekilde bende tabii " sen yakıyorsun ben yakıyorum etraf alev alev " diyince ikimizde kahkahayı basmıştık.
" e ne yapayım ilk düşüncenle dedin "
Başını onaylarcasına salladı " ben seni ilk gördüğümdeki düşüncemle kaydetmiş olsaydım muhtemelen "
Meraklanayım diye bilerek bekliyordu " rek-lam-lar" dediği gibi feryat ettim " Hayır ya. Adaletsizlik bu " güldü, güldüm. " tamam tamam. Sanat diye kaydederdim sanırım. " anlamayarak kaşlarımı çattım. Sanattan kastı neydi ki? " sanattan kastım şu : bazı tür resimler vardır bilirsin birbiriyle alakası olmayan renklerin sağladığı bir ahenkle adeta görsel şölen oluştururlar. Aynı senin karakterin gibi. Her farklı şeyi farklı olarak kendinde normalleştiriyorsun. Belki başkasında olsa absürt olacak şeyler sende yapbozun parçası gibi oturuyor ve biri eksik olsa ahenk kaybolacak gibi oluyor. Bu yüzden sana sanat derdim. Müzikte bir nota eksik olsa kulak tırmalar, resimde bir şey eksik olsa göze batar, kitapta bir cümle olmasa anlam bozulur. Sen ise dengeyi sağlıyorsun. "Kendimi birde onun gözünden dinlerken kim bu diye düşünüyordum adeta. Kimsenin bakmayacağı bir bakış açısından beni nasıl böyle edebi bir açıdan anlatabildiğine şok olmuştum. Sonra aklıma kendi kaydetme şeklim geldi. Tüm odunluğumu resmettiğim o harika kayıt şekline buradan saygılarımı sunuyordum. Rezil olmuştum bir tık sanırım " hayır rezil olmadın neden böyle düşünüyorsun ki. Bence çok da tatlı bir anı oldu. Şu an aşırı mutluyum " diye gülerken ona eşlik ettim. Zihnimi nasıl oluyor da her seferinde okuyordu anlamıyordum. Aylardır merak ettiğim için soruverdim " nasıl sürekli zihnimi okuyabiliyorsun? "
Sorumu zaten bekler gibiydi. Kafasını eğip gülümsedi. Bana tekrar baktığında ise " o da bana kalsın " diyip yerinden kalktığında sınıftan çıkışını zilin çalmasıyla izledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMAŞIK | texting
Short StoryBilinmeyen numara: Lan! Bir dakika, bir dakika Bilinmeyen numara: NE? YANİ, SEN BANA MESAJ ATIYORSUN ! Bilinmeyen numara: Bir dakika ver beş dakika ölüp geliyorum. Soran olursa aşkından kendini bilmem nerelere attı dersin... Bilinmeyen numara çev...