0.5

188 20 4
                                    

Nasıl yani? Nasıl olurda bahçede olmaz? Cidden beni görebilmesinin başka bir açıklaması olabilir miydi? Kaşlarım çatık bir şekilde anlam vermeye çalışarak bakındım.

Hala camda olduğumu Cemre' nin elini omzuma koymasıyla anladım. " Kanka gelmeyecek misin? Zil çaldı hala camdasın. Hoca gelir az sonra. " Onaylar anlamda başımı salladım.

Sırama oturduğumda Cemre'ye seslendim " Ders ne Cemre? "
Bakışları sorgulayan yüzüme döndüğünde yeşil gözlerini kısıp düşünür gibi yaptı "Biyoloji hatırladığım kadarıyla " Yüzüm istemsizce memnuniyetsiz bir hal alırken kitap defterlerimi çıkardım. Aklım hala daha bilinmeyenin beni nasıl gördüğündeydi. Elimdeki telefonun titremesiyle dikkatim dağıldı ve içeri Biyoloji hocası girdi.

Ayağa kalkma ve hocamızın bize selam verme faslı bittikten hemen sonra alnımı sıraya dayadım ve kolumu sıranın üstüne yerleştirdim. Telefonumun kilidini girdim. İçimi tarif edemediğim bir heyecan kaplamıştı. Ellerim bildirim çubuğuna gittiğinde gözlerimi kocaman açtım ve okumaya başladım.

Bilinmeyen numara: Belki bunu açıklayamam Başak ama sana diyebileceğim tek şey benimde kendime ait seni izlemek için bulduğum bazı yollar var.

Nefesimi bıkkınlıkla bıraktım ve hocanın elimdeki telefonumu fark etmemesi için cebime attım. Dinlemek istemediğim derslerin başını çekiyordu biyoloji. Çoğu arkadaşım sevdiğini dile getiriyordu ama ben sevemiyordum. Belki de sebep hocamızdı.

Yanımda aynı benim gibi oturan Cemre' ye baktım anlaşılan onun da bu durumdan çok da memnun olduğu söylenemezdi. Artık yapılacak tek bir şey vardı: zilin çalmasına geri sayım başlatmak.

Bizim için bir kurtuluş haberedarı olan zil sonunda çalmıştı. Bir süre sonra midemden gelen sesler sonucu acıktığımı fark edip kantine kumru almak adına indim. Siparişimi verdikten yaklaşık iki dakika sonra yemeğimi alıp tek başıma masalardan birine oturdum. Kumrumu ısırırken bir yandan da düşünüyordum: bilinmeyenin bana ucube dediğini...

Bu cidden... kırıcıydı. Yüzümü elimde olmadan düşürmüştüm. Acaba farkında mıydı bana bu kelimeyi söylediğinin? Bence değildi. Çünkü farkında olsaydı eminim böyle bir şey söylemezdi. Çünkü o böyle bir şey şöyleyecek biri değildi, ya da mesajlarından tanıdığım kadarıyla.

Düşündükçe sinirim kat ve kat artarken Barış' ın elleri yüzümün önünde sallanmaya başladı " Elindeki... 5 saattir ağzında duruyor" dedi alayla. Gözlerim ağzıma kaydığında anlamıştım ne demek istediğini.

Gerçekten 5 saattir almaya başlamış olduğum ısırığı tamamlamamıştım. Dişlerimi göstererek sırıttığım sıra bizim grup da gelmişti. Kağan masada oturacak yer kalmayınca bir başka masadan sandalye alıp ters bir biçimde oturdu. Onlar kendi aralarında şakalaşırken bu curcuna hoşuma gitmişti.

Bayağı uzun zamandır toplanıp bir şeyler yapmadığımızı fark ettim. Hepimiz sınav haftası bitene dek birbirimizi unutmuştuk. Artık herkesin kafası rahat olduğu için sıkıntı yoktu zannımca. Ortaya bir fikir atım gözlerimin içi parlarken. " Çok uzun zamandır beraber bir şey yapmıyoruz. Ne dersiniz haftasonu bir lunaparka gitsek?" Kağan bir şey söylemeden başıyla onayladı.

Güldüm ve onayladım gözlerim diğerlerinin üstünde gezdiğinde onlarda kabul etmişti. Ama Barış her zamanki gibi cevapsızdı. İşaret parmağımı Barış'a yönlendirdim ve tek kaşımı kaldırdım" Sen? Sen de gelmek istemez misin?"

Barış yanaklarını şişirdi ve aynı şekilde boşalttı. Ne zaman bunu yapsa anlardık ki: bir bahane geliyor. Kaşlarını kaldırarak konuştu" Benim haftasonu şeyim var... Immm... Adı aklıma gelmedi. şey oluyor ya hani..."

KARMAŞIK | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin