Mesajı okuduktan sonra istemsizce kaşlarım çatıldı. Kapının önünde kimi bulabilirdim ki? Ekrana bir süre daha baktıktan sonra yerimden kalkıp yavaşça odamın kapısını araladım. Kim olduğunun merakı tüm çehremi kaplarken aşağıdan gelen televizyon sesi annemin hala daha uyumadığının habercisiydi.
Aşağı inmeme sebep bulmak için bir süre bakışlarım odamın içinde dolandı. Az ileride çalışma masamın üstündeki kalemkutum gözüme çarptı. Elime alıp balkondan attım ve gülümseyerek merdivenlerden inmeye başladım. Telefonumun titremesiyle olduğum yerde durup mesajı okudum
Bilinmeyen numara: Az önce kafama bir şey düştü.
Bilinmeyen numara: Bu senin kalemkutun değil mi? Nasıl düştü bu? Kafam acıyor.
Okuduğum mesajla utanarak yerimde küçülürken yürümeye devam ettim. 'Umarım kafası çok acımamıştır ' diye mırıldanırken annemin sesi kulaklarıma ulaştı " Başak? Bir şey mi oldu kızım? " gülümseyen yüzüne gülümseyerek konuştum.
" kalemkutum balkondan düştü de anne alıp geleceğim " sakince üstümü süzdü " Tamam bakalım. Dışarısı esiyor biraz üstüne bir şey al bari " başımı onaylarcasına sallayıp askılıktaki hırkamı aldım.
Kalbim hiç duraksamadan hızla çarpmaya ve heyecanımı arttırmaya devam ederken kapının kulbunu yavaşça aşağı indirdim. Karşılaşacağım şey hakkında hiçbir fikrim yoktu ve bu benim daha da heyecan yapmamı sağlıyordu.
Gözlerimi kapattım derin bir nefes verdim. Yavaşça kapıyı araladım ve gözlerimi açmamla karşımda gördüğüm kişiye hayret ile baktım. Uzun kahverengi tüyleri biraz kirlenmişti. Mutluluktan sallanan kulaklarıyla Murphy tam karşımdaydı.
Aniden havlayarak üstüme atladı ve yanağımı yalamaya başladı. Daha fazla beklemeden ben de kollarımı ona sardım ve okşamaya başladım. Annem Murphy' nin sesini duymuş olacak ki heyecanla bağırdı
" Başak! Murphy değil mi bu? Nasıl da çıkmış gelmiş bak gördün mü?" Anneme tebessümle karşılık verdim. Başımı murphy' den kaldırıp etrafa baktığımda koşarak uzaklaşan bir karartı gördüm. İleride koşan kişinin bilinmeyen numara olduğuna adım kadar emindim.
Annem de murphy'e sarıldıktan sonra , onu içeriye aldım. Tam kapıyı kapatacaktım ki kenarda duran kalemkutum beni yine gülümsetti. Onu yerden aldım ve annemin yanına gittim. " Anne Murphy kirlenmiş biraz ben onu hemen yıkasam? " başıyla onayladı " Ben de geleyim. Sana yardımcı olurum hem. " kafamı salladım " Tamam " annem ile gerekli eşyaları aldıktan sonra işe koyulduk.
Hemen hemen yarım saat sonra işimiz bitmiş murphy' i kurutmaya başlamıştık. Başta kurutma makinasının sesinden korkmuş olsa da gittikçe alışmıştı. Az sonra oturduğu yerden kalkıp üstünü silkti ve odama doğru yürümeye başladı. Ben de onun arkasından odama girip bilinmeyen numaraya mesaj attım
Başak: Nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Gerçekten bu benim için çok önemliydi.
Çok geçmeden çevrimiçi oldu. Kalbim hızla çarparken attığı mesaja dikkat kesildim.
Bilinmeyen numara: Biliyorum, aslında murphy' i bırakıp gidecektim ama yüzündeki o gülümsemeyi görmeden ayrılamadım.
Yazdığı mesajla hepten sırıtmaya başladım. Yazdıkları bana iyi geliyordu.
Bilinmeyen numara: İyi mi şimdi? Onu gördüğümde korkmuşa benziyordu. Daha sonrasında sakinleşse de onu merak ettim
Başak: Neyseki iyi. Yıkandığı gibi odama koştu.
Başak:
Bilinmeyen numara: Sevindim :)Kısa bir süre ikimizde öylece ekrana baktık. Sanırım ben de bilinmeyen de ne yazacağımızı düşünüyorduk. Tam bir şey yazmak için elim klavyeye gittiğinde benden önce o davranmıştı.
Bilinmeyen numara: Lan! Bir dakika, bir dakika
Bilinmeyen numara: NE? YANİ NE? YANİ, SEN BANA MESAJ ATIYORSUN !
Bilinmeyen numara: Bir dakika ver beş dakika ölüp geliyorum. Soran olursa aşkından kendini bilmem nerelere attı dersin...
Bilinmeyen numara çevrimdışı...
Başak: Hdhdjndnds ( 09. 45 )
Başak: Sen bayağı ciddi ciddi gittin. ( 09. 48 )
Başak: Orada mısın? ( 09.55 )
Avuç içimi kahkaha atarak alnıma vurdum. Gerçekten gitmişti ve ne yaptığını bilmiyordum. Telefonumu kapatıp mesaj yazmasını beklediğim sıra babamın mutluluk dolu seslenişini duydum " Başak! Murphy mi geldi? Nerede şu an? "
Büyük ihtimalle annem, babam eve geldiği gibi haberi vermişti. Babamın sesini duyduğu gibi ayaklanan murphy' e çıkması için odanın kapısını açtım. Koşa koşa merdivenlerden inerken babam da merdivenlerin sonunda kollarını açarak gelmesini bekliyordu.
İnmeyi bitirdiğinde babam yavaşça başını okşadı. Kafasını kaldırıp benimle göz teması kurdu " Yarın afişleri toplayalım madem. Hoş, geldi bizimki " gülümseyerek konuşmuştu. Keyfinin yerinde olduğu her halinden belliydi.
Babam yemeğe otururken ben de odama çıkıp murphy' nin suyunu yeniledim. Az sonra telefonumdan duyduğum bildirim sesiyle mesajı okumaya başladım
Bilinmeyen numara: Fazla heyecan yaptım galiba hdbdjd
( 10.05 )Başak: Galiba :)
Telefonumu gülerek masamın üstüne bırakıp çantama yarınki dersler için birkaç kitap koydum. Tam kendimi armut koltuğuma bırakacaktım ki aklıma gelen soruyla duraksadım.
Bilinmeyene bu soruyu sorup sormama arasında gidip geliyordum. Çenemi elim ile destekledim ve bir süre öyle durdum. Az sonra telefonuma gelen bildirimle telefonuma yöneldim
Bilinmeyen numara: Hadi sor aklındaki soruyu. Kendi kendine düşünmendense bana sormanı tercih ederim :)
Attığı mesaja gülümseyip sakince parmaklarımı klavyenin üstünde gezindirdim.
Başak: Beni ne zamandır seviyorsun?
_______________
Sellaaaaaaam canımlaaaaar! :)
Yine ben geldim. Naptınız yav? Günleriniz nasıl geçiyor. İnşAllah hepiniz iyisinizdir :)
Bu arada arkadaşlar karakterlerin fotoğraflarını paylaşmayı düşünmüyorum, sizin hayal gücünüze bırakmak istedim :)
Kendinize iyi bakın
Haydin görüşürük ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMAŞIK | texting
Short StoryBilinmeyen numara: Lan! Bir dakika, bir dakika Bilinmeyen numara: NE? YANİ, SEN BANA MESAJ ATIYORSUN ! Bilinmeyen numara: Bir dakika ver beş dakika ölüp geliyorum. Soran olursa aşkından kendini bilmem nerelere attı dersin... Bilinmeyen numara çev...