Bilinmeyen numara' nın dilinden:
Çantamı sırtıma attığım gibi ayakkabılarımı giymeye başladım. Annem de bir yandan arkamdan gelerek elime yaptığı tostu tutuşturuyordu " Al oğlum, okula gidince yersin. Aç kalma. " bakışlarımı anneme çevirip gülümsedim " Harçlık aldım zaten annecim. "
Annem ikna olmamışçasına bu sefer de çantama sıkıştırmaya başladı " Sağlıklı beslen oğlum. Aldıklarınla karnın doyar mı hem. Yersin okulda " kabullenmeyeceğini anladığımda elindeki tostu alıp olumlu anlamda başımı salladım " Hadi görüşürüz " gülümseyerek arkamadan kapıyı kapattığında bisikletimi okula doğru sürmeye başladım.
Derse geç kalmamak için bir yandan bisiklet sürüyor, bir yandan da saate bakıyordum. Olabildiğince hızlı davranmalıydım. Zira dersimize girecek olan hocamızın anlayışla karşılayacağını hiç sanmıyordum.
Pedala saatten başımı kaldırırken büyük bir hırsla basmamla bisikletten takla atmam bir olmuştu. Bisikletim benden uzakta kalmıştı ve ben bayağı ileriye sürüklenmiştim.
Dizimde ve dirseklerimde hissettiğim acıyla yüzümü buruşturdum. Sızlıyorlardı ve takla atarken asfalta sürtmeleri kanamalarına neden olmuştu.
Alışıktım böyle düşmelere. Bisikletimin özel spesiali, her gün bir ya da birkaç öğun tattırır kendileri. Her gün illaki düştüğüm için bana çokta bir etki gösterdiği söylenemezdi. Bisikletim de beni seviyor biliyorum, sadece belli etme şekli daha farklı.
Utku da bu sebeple vazgeçmememi anlamlandıramıyordu.
Ellerimi birkaç defa çırptıktan sonra ayağı kalkıp üstümü silktim. Her zaman cebimde taşıdığım yara bantlarından üç - beş tane alıp dirseklerime ve dizlerime yapıştırdım. Bisikletimin yanına doğru ilerleyip beni düşüren şeyin kaynağını aramaya başladım.
Çantamı sırtımda taşımamak için bisikletteki arka bölgeye yerleşturmiştim. Hareket ettikçe de çantamın ipleri aşağıya sarkmış, çevirdiğim pedallara takılmıştı. Ben de birden basınca aniden fren yaparak düşmemi sağlamıştı. Ama asıl sorun şu ki: bu ipi buradan nasıl çıkartacaktım.
Tam ipi sıkıştığı yerden çıkartmak için uğraşacaktım ki, saatin gitgide geciktiği aklıma geldi. Bisikletimi olduğu gibi bırakıp eşyalarımı toparladım ve zaten yaklaşmaya başladığım okula doğru bisikletimi taşımaya koyuldum.
Bisikleyimin kildini taktıktan hemen sonra sınıfa çıktım. Çıktığım gibi de zil çalmıştı. Yaşadığım aksiliklere rağmen geç kalmamama içten içe seviniyordum.
Hocamız derse gireli yaklaşık on beş dakika olmuştu ama Utku etrafta görünmüyordu. Ve eğer ki ortalıkat uoksa ya yine kendine bahane bulmuştur, ya da yine kendine bahane bulmuştur.
Telefonumu çıkartıp hocanın görmemesi için sıranın altına yerleştirerek mesaj yazmaya başlayacaktım ki, karşıma Başak ile olan konuşmamızın çıkmasıyla ona günaydın mesajı attım. Zaten geç kalmak üzreydim ve bir türlü zamanını bulamadığım için ancak şimdi yazabilmiştim.
Başak ile olan konuşmamızdan çıkıp Utku' ya mesaj yazmaya başladım.
Bilinmeyen numara: Neredesin Utku? Ders başlayalı çok oluyor
Utku: Evdeyim kanka. Gelmeyi düşünmüyorum okula.
Bilinmeyen numara:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMAŞIK | texting
Short StoryBilinmeyen numara: Lan! Bir dakika, bir dakika Bilinmeyen numara: NE? YANİ, SEN BANA MESAJ ATIYORSUN ! Bilinmeyen numara: Bir dakika ver beş dakika ölüp geliyorum. Soran olursa aşkından kendini bilmem nerelere attı dersin... Bilinmeyen numara çev...