Medya: Tuna
Yazarın anlatımından...
Duyduğu sesle gözleri irileşmiş kalp atışları hızlanmış, yüzüne renk gelmişti genç adamın. Sırtında arkadaşının eli, çökmüş bedeni ve karmaşık zihni ile yere sabitlemiş olduğu bakışlarını aşık olduğu kıza çevirmeye çalıştı zorlanarak. Nihayetinde gözleri buluştuğunda duyduğu sesin her ne kadar ona ait olmaması için dua etmiş olsa da karşısında gördüğü kıvırcığından başka biri değildi.
İster istemez kulak misafiri olmuştu genç kız konuşulanlara. Her gitmek için yeltenmesinde kendisini durduran bir içgüdü ile kalmıştı olduğu yerde öylece. Tüm konuşmayı beynine kazınmışçasına işitmisti çoktan. Bilmediği ayrıntılar, zihninde tamamlanmamış kısımların eksikleri dolmuştu bu konuşma ile. Bilmiyordu. İyi mi olmuştu öğrenmesi bilmiyordu. Ne yapmalıydı , işte buna hiçbir cevabı yoktu. Şimdi mi konuşmalı diye geçirdi içinden. Yoksa çok mu hasar görmüştü bu çınar? Aklında bu gibi sorular ve nicesi
Kızaran gözlerini zorlukla ayırdı kızdan genç oğlan. Konuşmak istiyordu ama sesi içinde bir yerlerde öylece saklanmış gibiydi. Yerini biliyordu ama sobeleyemiyordu. Bir kurtarıcı lazımdı kendilerine bu derin sessizliğı bozacak. Kuşkusuz tek kişi vardı " güzel zamanlama Başak. Birinin onu kendine getirmesi gerekiyordu " diyerek işaret etmişti bakışları yere kilitlenmiş olanı. Usulca kafasını salladı Başak. Kendisine neyi kastettiğini ve kendisinden istediğini çok iyi biliyordu barışın. Aynı düşünmelerindendi bunun sebebi.
Yanlarından bir meltemin tatlı esintisiyle geçip giderken barış, bu Tuna için bir borandan farksızdı. Ayakta kalmak dahi zor geliyordu ona sanki. Başını hafifçe kaldırdığında gözüne ilişen banka vakit kaybetmeden oturdu yoksa yere çökecekti. Bank tercihiydi.
Ne yapacağını bilemez vaziyette olduğu yerde bir ileri bir geri adım atıyordu genç kız. Parmaklarının kenarlarındaki etlerle oynayarak zaman kazanacağını zannediyordu. Belki alışkanlıktandı ama şu an stresten ve değer verdiği bir insan bu haldeyken yerinde saymaktan olsa gerekti bu davranış.
Nedendir ki bir süre iki yabancı gibi biri ayakta biri bankta öylece beklediler. Tek kelime etmedi ne kendisi ne sevdiği adam. Bazen susmak en güzel konuşma olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARMAŞIK | texting
Short StoryBilinmeyen numara: Lan! Bir dakika, bir dakika Bilinmeyen numara: NE? YANİ, SEN BANA MESAJ ATIYORSUN ! Bilinmeyen numara: Bir dakika ver beş dakika ölüp geliyorum. Soran olursa aşkından kendini bilmem nerelere attı dersin... Bilinmeyen numara çev...