Bilinmeyen numara: Lan! Bir dakika, bir dakika
Bilinmeyen numara: NE? YANİ, SEN BANA MESAJ ATIYORSUN !
Bilinmeyen numara: Bir dakika ver beş dakika ölüp geliyorum. Soran olursa aşkından kendini bilmem nerelere attı dersin...
Bilinmeyen numara çev...
Murat abi ile vedalaştıktan hemen sonra koşarak eve girdim. Olabildiğine yorgundum ve bir an önce yemek yemek istiyordum. Neden bu kadar yorgun olduğuma dair hiçbir fikrim dahi yoktu.
Mutfakta kendime birkaç bir şey hazırlayıp odama çıktım. Yarına yetiştirmem gereken bazı ödevlerim vardı. Bu yüzden hem yemek yiyordum hem de ödev yapmaya çalışıyordum.
Çok geçmeden telefonumdan gelen bildirim sesi odayı doldurunca kalemimi bırakıp ekrana baktım
Bilinmeten numara: Aşık olduğum kız?
Başak: Bana aşık olan çocuk?
Bilinmeyen numara: jdndkdbsn biraz dinlenseydin bari güzelim
Bilinmeyen' in bu haline alışmıştım. Her zamanki gibi o beni görebiliyorken ben onu göremiyordum. Gerçi, beni görmese bile ne düşündüğümü, ne yaptığımı biliyordu.
Belki boşluğuna gelir de yanıtlar diye bilinmeyene bir soru yönelttim.
Bilinmeyen numara: Olmadı Başak. Soruna düşmedim :)
Başak:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bilinmeyen numara: bsksdnkkhsjxbdhj
Telefonu gülerek elimden bırakıp dersime döndüm zaten bitmek üzereydi. Birkaç eklemeden sonra işim hallolacaktı.
______________
İşlerimi bitirip aşağı indim, anne ve babamla yemek yedikten sonra tekrar odama çıktım. Uykum fazlasıyla gelmişti bu yüzden bir an önce dinlenmek istedim. Alarmımı kurduktan sonra bilinmeyenden önce davranarak mesaj attım
Başak: Güneş senin için doğsun bilinmeyen :)
Çok geçmeden cevabın gelmesi yüzündeki gülümsemenin sebebiydi.
Bilinmeyen numara: Güneş senin için de doğsun Başak :)
_______________
Sabah apar topar evden çıktım. Alarmımı üç defa erteleyince kahvaltı bile edememiştim. Tam giyememiş olduğum ayakkabılarımı arabada halledip okula giriş yaptım. Sınıfa varmamla zilin çalması aynı anda olmuştu. Tam ilerleyecektim ki yanı başımda duyduğum sesle yerimde kaldım " Dakiksiniz bakıyorum da "
Caner hafif tebessüm ettiğinde aynı şekilde karşılık verdim " Neyseki " Sırama doğru ilerleyip Cemre' nin yanına oturdum. Barış ve Kağan ise önümüzde oturmuş sohbet ediyorlardı. Ne konuştuklarını anlamak için Cemre' ye soracaktım ki uyumuş olduğunu gördüm.
Onu rahatsız etmemek için ben sordum " Sohbetinizi bölmek istemezdim ama ne konuşuyorsunuz? " Barış hafifçe bana dönerek sakin bir şekilde anlatmaya başladı " Yok sorun değil. Olay basketbol takımıyla ilgili. Samet' in ayağı sakatlanmış ve final maçına çıkma ihtimali yokmuş. Basketbol takımımızda en iyi oynayan kişi ise oydu. Takımda bir kişilik boş yer kaldığı içinse yedek oyunculardan seçim yapılacakmış "
Anladığımı belirten birkaç mırıltı çıkarttım. Basketbol takımı iki yıldır aynı kişilerle devam ediyordu: Tuna, Caner, Barış, Ender ve Samet. Aralarında Barış' ın da dediği gibi en iyi oynayan Samet' ti ve final maçlarına bu kadar az kalmışken sakatlanması kötü olmuştu. Boğazımı temizleyerek sordum " Peki Samet? Durumu iyi mi? "
" Durumu iyi fakat maça çıkabilecek durumda değilmiş. Kağan ile bunu konuşuyorduk. Kağan da yedek takımda ama bu boyla alınacağını pek sanmıyorum. " dediğinde Barış, Kağan kaşlarını çatarak " Ne varmış benim boyumda olum " diye çıkıştı. Barış tek düze çıkan sesiyle yanıt verdi " Kağan 1.61 senin boyun "
" Ne olmuş yani " dedi omuz silkerek. Kendi çapımda kıkırdadım. Kağan boy konusu açılınca kendisi 1.90 mış gibi konuşuyordu.
Gülmemi yüzümden silmeyerek kağan' a döndüm " Kağan takımda en kısa olan kişinin boyu 1.82. Ezerler seni orada " bilmem anlamında dudak büktü " Göreceğiz bakalım " hocanın sınıfa girmesiyle hepimiz susup ayağa kalktık. Geri oturduğumuzda yoklamayı alıp defteri imzalamıştı ki nöbetçi öğrenci içeri girdi.
" Hocam dersinizi böldüğüm için afedersiniz. Kağan Yıldırım' ı basketbol seçmeleri için beden öğretmeni çağırıyor. Ayrıca basketbol takımından Barış Alaz, Caner Kavak ve Ender Eren' in de gelmesi gerekiyor. " Kağan, Barış, Ender ve Caner hocadan izin aldıktan sonra sınıftan çıktılar. Dersin devamı ise aynı monotonlukta devam etmişti.
_______________
Fizik hocamız sınıftan çıktığı gibi Kağan, Barış, Caner ve Ender içeri girdi. Kağan, yüzündeki kocaman gülümsemesiyle kendini tutmayı bırakıp anlatmaya başladı " Evet, evet, evet. Sizin bu kankanız artık okulun basketbol takımında "
Kağan' ın mutluluk ve heyecanına bende ortak oldum. Barış da tebessümle Kağan' ı dinlerken Cemre uyandı " Ne oluyor? Ne bu heyecanı Kağan' ın? Yine mi dondurmadan bedava çıktı? "
Cemre' nin dediğiyle küçük çaplı bir kahkaha attım. Kağan bozuntuya vermeden aynı mutlulukla Cemre' ye dönerek heyecanla anlattı " Basketbol takımına alındım kanka ama görecektin, Michael Jordan' ın ruhu adeta iliklerimdeydi. Bir basket attım, tribünler coştu. Herkes adımı haykırıyor ' Kağan!, Kağan!, Kağan! ' " diyerek iki elini havada salladı.
Barış Kağan' ın tezahuratlarını bölüp düz bir sesle konuştu " Kağan, spor salonunda sadece beden eğitimi öğretmeni, basketbol takımı ve yedek takımdaki öğrenciler vardı. "
Kağan omuz silkmekle yetindiğinde kapıda Tuna' yı gördüm. Bana gülümseyerek baktığında bende gülüp yanımıza gelmesini işaret ettim. Bir ön sıraya oturup Kağan, Cemre ve Barış' a selam verdi " Tebrik ederim Kağan, takımımıza hoş geldin. Yalnız senin boyun zıplayınca 1.61' den 2.15' e vuruyormuş " dedi gülümseyerek Tuna. Ardından Caner ve Ender de tebrik edip sıralarına geçtiler.
" Sağ ol kanka " diye yanıt verdi Kağan. Tekrar Tuna' ya baktığımda sıkıntılı olduğunu görmem kaşlarımı çatmama neden oldu" Bir şey mi oldu Tuna? Durgun görünüyorsun "
" Aslında bir sorun yok ama sadece endişeliyim. Final maçına son birkaç gün kala Samet' in sakatlanması kötü oldu. Neyseki durumu iyi. Ayrıca şimdiki karşılaşacağımız takıma geçen sene yenilmemiz de beni germiyor değil. "
Kağan destek vermek istercesine elini iki kere göğsüne vurdu " O iş bende kanka. Sen sorun etme. Kıpıs " diyerek göz kırptı. Tuna hafifçe gülümsediğinde Barış konuştu " Bir kere yenilmemiz bir daha yenileceğimiz anlamına gelmiyor Tuna. Yeterki moralimiz yerinde olsun ve kendimize güvenelim " dedi ve gülümsedi.
Tuna derse giriş zilini duyunca ayaklanıp teşekkür etti ve sınıftan ayrıldı.
_________________
Selam arkadaşlaaaaar :) Nasılsınız?
Ben bölümü yazarken yüzümde hep bir tebessüm vardı. Umarım sizleri de gülümsetebilmişimdir <3
