Zamir yavaş adımlarla yanıma geldi ardından büyük elleriyle ellerimi kavradı, kulağıma vurdu eğildi. "Fazla güzelsin." Diye mırıldandı.
Hafifçe gülümsemekle yetindim çünkü o an sadece dona kalmıştım. Hem onun güzelliği sebebiyle hem de bir anda söylediği cümle sebebiyle.
Erkeğin güzeli olur muydu bilmiyordum ama Zamir kesinlikle erkeğin güzeliydi.
Zamir'de zaten ona cevap vermem için zorlamadı. Acelesiz bir şekilde arabaya geçtik.
"Yengem biraz geç gelmemizi söyledi. Davetlilerin gelmesi için." Dedi Zamir.
"Tamam, olur biraz dolanalım o zaman." Dedim ardından emniyet kemerimi bağlayıp başımı koltuk başlığına yaslayarak gözlerimi yumdum.
"Bir şeyin mi var?"
"Hayır, sadece..." dedim ama devamını getiremedim çünkü ne diyeceğimi bilemiyordum.
Zamir arabayı hızla kenara çekti. "Noldu, yaran mı acıyor. Hemen erteleyebiliriz, hastaneye gidebiliriz." Diye sorular sıralıyordu art arda.
"Hayır, hayır." Dedim panikle. "Ortalığı ayağa kaldırma, iyiyim ben. Ve yaram da iyileşti sayılır. Sadece heyecanlıyım, sonuç olarak her gün biriyle nişanlanmıyorum."
"Anladım." Dedi rahatlayan bir ses tonuyla. Arayan giren zil sesi müziği beni biraz da olsun onunla konuşamayacağımı anlamama sebep olurken rahatlattı.
Onunla göz göze gelmek bile şu an beni geriyordu.
"Bu çocuk bizi hiç rahat bırakmayacak." Diye söylenerek telefonu açtı Zamir.
"Söyle." Dedi Zamir bıkkın bir sesle. "Hımhım." Dedi ardından. "Tamam, öyle yapalım." Dedi ve telefonu kapatıp bacaklarının arasına koydu.
"Noldu?" Dedim merakla.
"Şimdi." Diyerek anlatamaya başladı. "Halamlar, dedemler, amcamlar, dayımlar ve kuzenlerim bizi bekliyorlarmış amcamların evinde." Dedi.
Bir eve o kadar insan nasıl sığdı acaba? Evleri yalı falan mı bu insanların.
"E yuh." Diye mırıldandım şaşkınlıkla.
Zamir kıkırdayarak anlatmaya devam etti. "Biz bir yarım saat sonra onların evine gideceğiz ve art arda arabalarla salona girecekmişiz. Üst kuşaklardan adet." Dedi bıkkın bir sesle.
Mafyacılık oynayacağız yani zümra'm.
"Peki." Diye mırıldandım şaşkınlıkla.
Zamir bu halime kahkaha atıp yanağımdan makas aldı. "Cimcime seni." Dedi i harfini uzatarak.
"Şu ileride çok güzel kahve yapan bir kafe var, istersen oradan bir kahve alayım kahve içerek amcamların evine gidelim aşağıda saatin dolmasını bekleyerek sohbet edelim sonra onlarız ararız aşağı inerler." Dedi.
"Çok güzel olur, kahve varsa varım." Dedim gülerek.
"Çocuklar gibi üzerindekine dökmezsin umarım." Sesindeki, ima ona ters ters bakmama sebep oldu.
Göz devirip yolu izlemeye başladım.
Neredeyse üç dakika sonra Zamir arabayı kenara çekip durdu.
"Ben kahveleri alıyorum, yanında istediğin başka bir şey var mı?" Diye sordu.
"Çikolatalı kurabiye oluyor ya, ondan alabilir misin?" Diye mırıldandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ
Teen FictionZemheri belki herkesin aklında karakıştan ibaret olabilirdi fakat benim bildiğim Zemheri sıcacık bir yaz gününden farksızdı. Her geç kızın babasında bulduğu sıcaklık ve ilgiyi ben tanımadığım bir adamda bulmuştum, dünyalar ise benim olmuştu. İg;hira...