Onca şey gerçekten yalan mıydı?
Ablamın hastaneye kaldırılması, doktorların söyledikleri. Babamın beni zorla vermesi. Aslında herkesin her şeyden haberi vardı da bir benim mi yoktu?
Koşarak yukarı çıkmaya başladım. Abimi de alıp defolup gitmek istiyordum, bu insanların suratlarına bir kez daha bakmak istemiyordum. Abime de kızgındım hemen gelmediği için ama onu karşıma almak istemiyordum bu yüzden onunla birlikte gidecektim.
"Zümra! Nereye?" Diye seslenen Zamir'i umursamadan odaya geldim. Hızla sırt çantalarımdan en büyüğünü aldım.
İçersine çorap, ceket, tişört, eşofman ve iç çamaşırlarımın birkaçını koyduktan sonra kabanımı almak için yöneliyordum ki kapıda gördüğüm silüet duraksamamı sağladı.
Tekrar işime dönüyordum ki Zamir yanıma gelip ellerimi tuttu.
"Güzelim, biraz dinle. Gerçekten benim bir suçum yok. Sana merak ettiğin her şeyin aslını anlatabilirim ne olursun beni dinle eğer gitmek istersen sonrasında tekrar gidebilirsin."
Zamir gerçekten kırılmış ve üzgün görünüyordu onu bırakıp gitmek istemiyordum ama yalan benim gözümde en büyük ihanetti bu yüzden onu dinlemeden kabanımı aldım ve kapıya doğru yöneldim.
Zamir bu sefer omuzlarımdan tutarak durdurdu beni.
Derin bir nefes çekip ona doğru döndüm.
"Söylediğin yalanların ne gibi açıklaması olabilir Zamir? Ne dinleyeyim ben? Yalanlarına daha büyük yalanlar katmanı mı? Maalesef dinleyemeyeceğim Zamir. Seni de yalanlarını da istemiyorum artık. En yakın sürede düğün için aldığımız günü iptal ederiz."
Tekrar arkamı dönüp odadan çıkacaktım ki Zamir'in sesi engel oldu.
"Çocukluğumdan beri seni bekliyorum Zümra, ne olursun gitme. Bir kere dinle sonra gidersin istersen. Beni bir kere bile dinlemeden çaresiz bırakarak gitme." Dedi sesi sonlara doğru incelmişti. Ağlıyor muydu? "Yalvarırım küçük."
Zamir yalvarıyor muydu?
Arkamı döndüğümde Zamir yatakta oturmuştu. Tahmin ettiğim gibi birkaç damla göz yaşı yanaklarını ıslatıyordu.
"Zamir..." diye mırıldandım ama devamını getiremedim.
"Dinleyecek misin beni?" Diye sordu arkama dönüşümü umut edinerek.
Yanına gidip yatağa oturdum sessizce. "Dinleyeceğim. Ama şöyle dinleyeceğim, ben sana sorular soracağım ve sende cevaplayacaksın."
"Tamam meleğim, sen nasıl istersen."
"Öncelikle ablamın hastalanma meselesi gerçekten yalan mı?" Diye sormaya başladım.
"Ablanın araba kazası yapması evet yalandı. Abin ablana o gün göründü ve sabaha kadar oturup yağmurun altında sohbet ettiler hatırlıyorsundur zaten o gün sağanak yağış vardı. Ablan eve gelirken ateşi çıktı ve abin öğrenince direkt hastaneye götürdü zaten bu planı ablana anlatmıştı hastaneye gelmişken hemen yapalım dedi. Abini biliyorsun kararsızlıklarıyla meşhur." Abimi o kadar unutmuştum ki. Nasıl biri olduğunu hatırlayamıyordum. Derin bir nefes çekerek Zamir'i dinlemeye devam ettim. "Ablan seni üzmeyi istemiyordu ama abin seni gerçek anlamda çok özlemişti. Normalde seni haftada üç gün takip ederdi ama artık her gün takip etmeye başlamıştı. Babanın sana yaptıklarına artık susamıyordu. Neyse işin aslı ablan sadece grip olmuştu ama biz araba kazası olarak gösterdik size."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ
Подростковая литератураZemheri belki herkesin aklında karakıştan ibaret olabilirdi fakat benim bildiğim Zemheri sıcacık bir yaz gününden farksızdı. Her geç kızın babasında bulduğu sıcaklık ve ilgiyi ben tanımadığım bir adamda bulmuştum, dünyalar ise benim olmuştu. İg;hira...