Hep birlikte gelip bir masaya oturduğumuzda rahatlamıştım. Burası kelimenin anlamıyla mükemmeldi.
Tam dağ gibi olmasa da biraz dağ gibi duruyordu ve iki katlı bir şekilde kafeterya gibi masa sandalyeler koyulmuştu. Farkı üstünün kapalı olamaması ve bir yemekçi olmasıydı.
"Ne yemek ya da içmek istersin canımın içi?" Sorusuyla birlikte ona döndüğümde gözlerimin parladığına neredeyse emindim.
Hızla Zamir'in kulağına eğildim. "Ne olursa yerim ben, çok açım."
Zamir gülümseyerek bana kafasını salladı. "Yiyebileceğimiz şu an da neler var abi bize sayabilir misiniz?" Diye sorunca istemsiz utanmıştım.
"Pide var, hamburger var, makarna var." Garson cevapladıktan sonra acaba ne yesem diye düşünmeye başlamıştım bile.
"Siz yemek yiyecek misiniz?" Dedi Zamir, Barış'lara dönerek.
"Yok abi biz yemek yedik öyle nişana geçtik, tokuz siz yiyin." Dedi Yiğit.
"Bakın açsanız söyleyin." Dedi Zamir.
"Yok valla değiliz, olsak söyleriz yabancı mısın kuzen?" Dedi Barış.
Zamir'in kolunu dürttüm, "Herif burada, sohbet zamanımı şu an?" Diye mırıldandım.
"Eşime ve bana birer hamburger, ikisinde de acı bol olsun birinden de domates çıkarılsın." Dedi ve ardından ekledi. "He iki tane de büyük boy ayran."
Zamir'e büyümüş gözlerimle bakarken elini omzuma attı ve beni kendine yasladı. Şu adamın ani hareketleri yüzünden bir gün bayılacaktım.
Sanki ani hareketlerine erimiyorsun.
Garson; Yaren, Barış, Çağan ve Yiğit'in de siparişini aldıktan sonra yanımızdan ayrılmıştı.ü
Üzerimde sadece uzun kollu göğsümün altında biten bir crop vardı ve ben donuyordum şu an. Ellerimi omuzlarıma sürtmeye başladım, beki ısınırım diye umut ederek.
Ama hala üşümeye devam ediyordum işe yaramadığını anlayarak ellerimi omuzlarımdan çektim.
Tam o sırada omuzumda hissettiğim sıcaklık irkilmeme sebep olmuştu. Kafamı Zamir'e doğru çevirdiğim an bana sıcak bir gülümsemeyle bakıyordu.
Omzuma turuncu ceketini sermişti ve sıcacık olan vücudu ceketi de sıcacık yapmıştı.
"Hadi giy düzgünce." Diye komut veren Zamir'e karşı gelmeden hemen ceketin kol kısmından kollarımı geçirdim ve hızla ceketin önündeki fermuarını yukarı doğru çektim.
Ardından Yiğit'in çalan gür sesli telefonuyla irkilmeme sebep olmuştu. Herkesin gözü Yiğit'i bulmuştu.
"Ne, iyi mi?" Dedi Yiğit gerilmiş bir sesle. Hızla ayaklanarak, "Tamam, geliyoruz biz hemen." Dedi.
"Ne olmuş?" Diye soru yönelten Yaren endişelenmişe benziyordu.
"Maya hastaymış, onun yanına gideceğiz." Dedi yiğit cüzdanını ve arabasının anahtarını alırken.
Zamir'de aynı zamanda hızla ayağa kalkmıştı.
"Hayır abi, siz gelmiyorsunuz oturun biz zaten haber veririz size."
"Ne demek biz gelmiyoruz Yiğit, Maya kötüymüş ölürüm ben merakımdan." Dedi. Gözlerinin içindeki o korkuyu gördüm. Maya'ya gerçekten değer veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ
Teen FictionZemheri belki herkesin aklında karakıştan ibaret olabilirdi fakat benim bildiğim Zemheri sıcacık bir yaz gününden farksızdı. Her geç kızın babasında bulduğu sıcaklık ve ilgiyi ben tanımadığım bir adamda bulmuştum, dünyalar ise benim olmuştu. İg;hira...