Zamir heyecanlandığımı anlayıp ellerimi daha sıkı kavradı.
"Sakin ol." Diye mırıldandı kısık bir sesle.
"Hımhım." Diye mırıldandım ama ellerim ve ayaklarım zangır zangır titriyordu.
Dj kılıklı adam mikrofonla "Gelini ve damadı ilk dansları için piste davet ediyoruz." Dedi ve Zamir Dj'in söylediklerinden sonra güzel elini elimden ayırıp bir elini belime koydu. Düğün salonunun ortasında duran yuvarlağımsı alanda çalan Eylem Aktaş'ın "Yüreğimden Tut" şarkısı çalarken Zamirle yavaş bir şekilde şarkıya eşlik ederek dans etmeye başladık.
"Zamir spor ayakkabılarım kötü duruyor mu?" Diye sordum. Sanki Zamir'in yanına yakışmıyormuşum gibi hissediyordum.
"Güzelsin, güzel." Diye fısıldadı Zamir kulağıma. "Pardon, güzelimsin."
"Nişanımızın ortasında olmasaydık ağzına bir tane çakardım. İyi alıştın bana yürümeye." dedim huzursuz bir tınıyla.
Tam nişan dansını yapmaya yürürken söylemen absürt kaçmadı mı?
"Tam şu an nişanlanmıyor olsak, gerçekten seni rahatsız ettiğimizi düşüneceğim." Bana ters ters bakınca susmak zorunda kaldım.
Tam salonun ortasına gediğimizde Zamir bana döndü önce ben elini tuttum, ardından o da ellerini belime koydu.
Yavaşça çalan şarkının güzelliğiyle beraber ona bıraktım kendimi.
"Kaybettiğim kaderi buldum." Gülümseyerek şarkının sözünü Zamir'e ithaf ettiğimde o da benim gibi gülümsedi. Cevap vermedi veya şarkıyı devam ettirmedi. Zaten öyle bir şey beklememiştim.
"Hala yalansız masum
Bir tek gözlerin kalmış
Esmer bir akşam vakti
Senle yeniden doğdum" Gülümsedi, sanki şarkıyı gerçekten yaşamış gibi. Bana kendi iltifat edermiş gibi güldü.O güldü, ben eridim. O güldü, kalbim tekledi. O güldü, ben tekrardan doğdum. "Bizde yapılan jestler karşılıksız kalmaz, Bayan Zemheri." Öylece kalakaldım.
Şarkı bittikten sonra Zamir'le kendi masamıza geçip oturduk.
Yaklaşık bir haftadır günde üç saat olmak üzere Zamir'den her çeşit halayı öğrenmiştim.
Zamir'le kendi masamıza oturduğumuzda hızla Zamir'e döndüm, "Ayakkabılarım mahvolacak." Diye sızlandım.
Zamir sadece gülmekle yetindi. Yaklaşık dört veya beş dakikadır oturuyordum. Karşımda hareketli bir Kürt halayı çekiyorlardı. Zamir'in büyük elleri hızla benim ellerime kenetlediğinde şaşkınlıkla ona baktım.
"Ne oldu kızım? Bizim nişanımız bizim bu. Kalk halay çekeceğiz." Dedi Zamir.
Az da olsa üfleyerek kalktım. Halayın başına ben yanıma da Zamir geçti. Hızlı yerinde sektiğin Kürt halayından çekiyorduk işte.
Zamir'le birleşmiş olan ellerimizi havaya kaldırarak Zamir'e doğru döndüm ve bedenlerimiz arasında birkaç santimetre kalacak şekilde birlikte birbirimize dönük şekilde halaya devam ettik. Tüm salonda alkış ve hayranlık nidaları dolarken kalbimde tekrardan hızlanmaya başlıyordu. Ne olduğunu anlayamadığım his iki göğsümün arasında doğuyordu.
"Ne kadar çekici olduğunu bir görseydin." Derin bir nefes çekti. Sanki içi içine sığmıyordu. "Benim yerimde olmak istemezdin." Bence o benim yerimde olmak istemezdi. Tek hareketi kalbimiz hızla atmasına sebep oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ
Teen FictionZemheri belki herkesin aklında karakıştan ibaret olabilirdi fakat benim bildiğim Zemheri sıcacık bir yaz gününden farksızdı. Her geç kızın babasında bulduğu sıcaklık ve ilgiyi ben tanımadığım bir adamda bulmuştum, dünyalar ise benim olmuştu. İg;hira...