27. Bölüm

333 18 94
                                    

Keyifle okumanız dileğiyle. 🦋

***

Kalbim beni öldürecek kadar hızlı atıyordu ama yüzümdeki gülümsemeyi de silemiyordum.

Günlerdir benden bir şey sakladığını düşünürken meğerse o bana evlenme teklifi etmek için plan kuruyormuş.

O an pişmanlık hissettim, ben hep benden bir şeyler sakladığını falan düşündüğüm için pişmanlık hissettim.

Gözümden yaşlar süzülürken ağzımdan kahkahalar çıkmaya başladı.

Zamir'de gülümseyerek bana bakmaya başlayınca mikrofonu dolu gözleriyle bana doğru uzattı.

Mikrofonu elime aldığımda ellerim titriyordu.

Galatasaray oyuncuları ben mikrofonu alınca nakaratını değiştirdi. "Ooo. Şşşttt." Tüm stad durdu. Sessizlik bürüdü koca stadı.

Ne konuşacağımı bilmeden dudaklarımı araladım. "Evet sevgilim, ben seninle tüm zorluklara karşı geleceğimiz bir evliliğe varım. Son nefesime kadar seninle olmaya seninle bir ömrü, ailemi, bir evi, bir odayı, bir yatağı, bir yastığı seninle paylaşmaya varım. Ben seninle ölümü bile paylaşmaya varım bir tanem. Seninle her şeye varım." Derin bir nefes çektim, sesim konuşmama engel olarak kadar titriyordu. "Ben senin için babamın soyadından vazgeçmeye de varım." Gözümden düşen yaşlar yavaşladı, dudaklarımdaki gülümseme çoğaldı. "Evet her şeyim. Evet. Seninle evlenirim."

"Galatasaray ailesi sizi hiç unutmayacak." Diye bağıran Kerem Aktürkoğlu'nun sözleriyle duran gözyaşlarım tekrardan akmaya başladı.

Zamir ayağa kalktı beni kollarının arasına aldı. Tam beş dakika süren beş dakikalık süren düzenlemelerden sonra bu sefer gerçek maç oynanmaya başladı. Yüz dakika süren maçtan sonra 3-3 beraber bitmişti maç. 

Tribünler boşaldıktan sonra biz de dışarı çıktık.

"Yalnız Kerem'in attığı gol müthiş değil miydi?" Diyen Yiğit'e çevirdim kafamı.

"Hayır ya, Yunus'un attığı çok daha güzeldi. Dikkatli bakamadın sanırım." Dedim gülerek.

"Sen bence yunusun attığı gole değil Yunus'a hayran kaldın." Dedi Zamir yapay bir kızgınlıkla.

"Olabilir öyle şeyler." Dedim gülümseyerek.

Benim gülümsemem onu da gülümsetmişti. "Olmasın öyle şeyler."

***

Kiraladığımız bungalov eve geldiğimizde Zamir'in İzmir'de birkaç işinin çıktığını öğrenince hazırlanmaya başlamıştık.

O şehre gidecek olacağımı bilmek bile bana huzursuz hissettiriyordu. O şehre tekrardan gitmek demek kaçtıklarımla yüzleşmek demekti. O şehre gitmek demek ablam demekti.

Ablam demek...

Ablam demek zifiri zindan karanlık demek. Ablam demek ruhumun ölümü demek. Ablam demek koskoca şehirde yalnız başında kalmak demekti.

O şehre gitmek ablamın ölümüyle yüzleşmek demekti. Başka bir şehirde olunca en azından başka bir şehre tatile gelmişim de o İzmir'de kalmış gibi bir hissiyat veriyordu.

Zamir ve benim odamdaki her şeyi toplamıştım. Zaten odayı da çok yerleşmemiştik.

Kapının açılmasıyla irkildim.

ZEMHERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin