beş

1.9K 151 27
                                    

Cuma 18

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Cuma 18.48

İsmimin yazılı olduğu kartlığı çıkartarak dolabımın içerisine koydum ve derin bir nefes aldım. Bugün çok yorucu geçmişti, fazla kalabalıktı. İnsanların öylece geçip gitmesi, bir an için bile olsa durmamalarına tahammül edemiyordum artık. Durun demek istiyordum. Siz durun, ben durayım ve bu dünya dursun. Ben artık bu oyuna devam etmek istiyorum, bitirelim. Olmuyordu.

Ceketimi üzerime geçirdikten sonra dolabımı kapatmış ve kilitlemiştim. Hızlı adımlarla soyunma odasından çıktığımda mağazanın o kendine has kokusu burnuma dolmuştu. Bu yüzümü buruşturmama sebep olurken adımlarımı hızlandırdım ve mağazanın çıkışına ilerledim. Kimseyle konuşmak istemiyordum. Tek istediğim eve gitmek ve uyumaktı.

Yürüyen merdivenlere doğru ilerlerken duyduğum ses ile adımlarım anında durdu. "Nova!" Doğru duyduğumu teyit etmek istercesine başımı arkaya çevirdiğimde gördüğüm yüz ile birlikte yutkunma ihtiyacı duymuştum. Kaşlarım istemsizce çatılırken bana doğru attığı adımlara zıt olarak olduğum yerde dikilmeye devam ettim. Burada ne işi vardı? Bakışlarım önce yüzüne, ardından hemen arkasında kalan mağazaya kaymıştı.

"İşin bitti mi?" Yüzünde bir gülümseme varken önündeki saçlarını yavaşça arkaya attı. "Evet," Diye mırıldandım anlamazcasına. Bakışlarım yüzünde dolaşıyordu. "Mağaza açık ama," Dedim istemsizce. Alışveriş için mi gelmişti? O halde içeriye girebilirdi. Mesai saatim çoktan bitmişti. Dudaklarının arasından küçük, güzel dişlerini ortaya çıkaracak bir kahkaha döküldüğünde bakışlarım orada kaldı. "Onun için gelmedim ki..."

Olduğum yerde sabırsızca kıpırdanırken oflayarak arkamı dönmüş ve ilerlemeye başlamıştım. Ayakta dikilecek, onun oyunlarına eşlik edecek halim hiç yoktu. Neden uzatıyordu ki? Ya da ben mi fazla sabırsızdım? Onun etki alanında olmak bana hiç iyi hissettirmiyordu. Arkamdan gelen adımlarını duyduğumda yürüyen merdivenlerde hemen yanımda durmuştu.

"Toprak ile Eslem bizde," Dedi açıklama yaparcasına. "Birkaç arkadaşımız daha gelecek, film izleyeceğiz." Burada beni ilgilendiren kısım neredeydi? Bakışlarım anlamsızca yüzüne çıkarken etrafı incelediğini görmüştüm. Kelimeler dudaklarının arasından öylece süzülüyordu.

"Anahtarlarını unutmuşsun," Demesiyle birlikte dikkatsizliğime bir kez daha kızdım. Bunu işe geldikten sonra fark etmiş ve Eslem'i aramıştım. Gün boyunca evde olacağını söylemişti, anlaşılan bu planı hesaba katmamıştı. Dudaklarımın arasından bir oflama daha dökülürken ayakta uyuyacağımı düşünüyordum.

"Burada bir işim vardı, istersen birlikte geçelim. Yağmur yağıyor zaten." Bakışlarım üzerindeydi, gözlerimi etrafta dolaştırırken birkaç kişinin daha ona baktığını görmüştüm. Güzeldi, çok. "Keşke anahtarları getirseydin." Dedim sessizce. Kabaca olabilirdi ama şu an her şeye tahammülüm o kadar azdı ki...Yürümek bile işkence gibi geliyordu. Yarının tatil oluşunu bile düşünemiyordum. Yanıma gelmek zorunda değildi, yağmurun altında eve gidip saatlerce Eslem ve Toprağı beklemiş olurdum.

hiç söylenmemiş bir şarkı | gxg Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin