otuz üç

963 97 12
                                    

"Buldum sandım ben beni
Koştum yetişemedim
Aynaya baktım yüzüm
Geçmişten de yeni."

Pazar 18.23

Mutfak sandalyesine oturmuş Eslem'i izliyordum. Limonları tek tek sıkarak kabuğunu kenara bırakıyordu. Elinden alarak ben yapmak istesem de kabul etmemişti. "Yani senin şimdi hiç miden bulanmıyor öyle mi?" Dedim merakla.

Onaylamazcasına iki yana salladı kafasını. "Bulanmıyor." Akşam herkes bizde toplanacaktı. Eskiden sinir olduğum bu buluşmalar şimdi hoşuma gidiyordu. Her gün bize gelebilirlerdi! Hatta kalsalar da olurdu. İpar ile akşam buluşmuştuk. Eslem'in aramasıyla birlikte ona yardımcı olmak için eve gelmiştim. İpar ile ayrılalı bir saat ya geçmiş ya geçmemişti. Şimdi onu yeniden görecektim. Daha ne isteyebilirdim ki? Eslem ile Toprak bir anda böyle bir plan yaparak herkesi aramıştı. Benim de işime geliyordu, fazlasıyla.

"Canın bir şey de çekmiyor, öyle mi?" Eslem başını yeniden onaylamazca iki yana salladı. "Senin hamileliğin bozuk olabilir mi?" Dediğimde küçük bir kahkaha attı. "Ya Nova!" Dedi gülerek. "Çok erken daha bunlar için."

"Ne hissediyorsun?" Diye mırıldandığımda Eslem'in bakışları bana döndü. Kalçasını mutfak tezgahına yaslayarak doğrudan bana bakmaya başladığında derin bir nefes aldı. Dudakları kıpırdandı. Söylemek ile söylememek arasında kaldığını görebiliyordum. Birbirimizin sıcaklığına yeni yeni alışıyorduk. "Endişeliyim," Dedi sessizce. Yüzümde şefkatli bir gülümseme belirirken sessiz bir iç çektim. "Sence...Toprak ve ben. İyi birer anne baba olabilecek miyiz?"

"Eslem..." Dedim sessizce. Oturduğum yerden kalkarak hemen yanında durdum ve ellerimi omuzuna sardım. "Hiç şüphem yok, gerçekten."

"Sen, her yönüne hayranlık duyduğum o kişisin benim için." Zaman zaman ona karşı bir kıskançlık duymamın ve soğuk davranmamın sebeplerinden biri de buydu. Eslem benim gözümde hep çok yüksekteydi. "Fakat şu an bile, anaç tavırlarını görebiliyorum ben senin. İyi bir anne olacaksın, yine de..." Dedim zorlanarak. Onunla böyle bir konuşmayı yapmak zordu. Alışık değildim. "Eksiklerini kapatmak için yanında olacağım. Söz veriyorum."

Kollarını omuzuma sararak beni kendisine çektiğinde sıkıca sarıldım ona. Duyduğum adım sesleriyle birlikte geriye çekildiğimde bakışlarım Toprak'a kaymıştı. "Bensiz mi?" Dedi aramıza girerek bir kolunu benim omuzuma bir kolunu da Eslem'in omuzuna atarak. "Aman!" Dedim huysuzca. "Sen bir şeyden de eksik kal."

Toprak söylenerek Eslem'e döndüğünde saçlarımı karıştıracağını anlayarak hızla geri çekildim. "Biz bu kızı niye evcilleştiremedik ya?" Dedi bir çocuk gibi. Kelimeleriyle birlikte ona dil çıkarmıştım. "Yok, gel beni patakla diyor. Eslem bir şey söyle şu kocana."

"Ulan şimdi Eslem bir şey söyle mi oldu? Abinim ben senin!" Dediğinde bana doğru adımlayacağını anlayarak hızlıca geriye doğru kaçtım. Umursamazca omuz silktiğimde Eslem küçük bir kahkaha atmıştı. Toprak hızla saçlarımı karıştırmaya başladığında ondan kurtulmak için kollarına vurmaya başladım. Çok güçlüydü! Çalan zille irkildiğinde bunu fırsat bilerek ondan kurtuldum ve kapıya doğru koştum. Yüzümde bir gülümseme vardı.

Kapıyı hızla açtığımda gördüğüm yüz ile birlikte aldığım nefesimi tuttum. İpar gelmişti. Gözleri önce gözlerime değdi, hemen arından saçlarımda oyalandı. Hızlı hareket ettiğim ve Toprak'tan kurtulmak için çaba harcadığımdan nefes nefeseydim. "Hoşgeldin," Dedim kesik bir ses ile. İpar içeriye girerek kapıyı arkasından kapattı. Hipnoz olmuş gibi gözlerimi üzerinden çekemiyordum.

Üzerinde mavi bir gömlek vardı, gözlerinin rengi daha canlıydı. Önümde durduğunda küçük bir gülümseme belirdi yüzünde. "Ne bu halin?" Dedi sessizce. Çok yakınımdaydı. Parmakları usulca dağılmış saçlarıma gitmiş, parmaklarını saçlarımın arasından geçirerek düzeltmeye başlamıştı. Dikkati tamamen bendeydi. Saçlarımla işi bitmiş olmalı ki gözleri gözlerime değdi. "Neden öyle bakıyorsun?" Nasıl bakıyordum? "Dalmışım..." Dedim bir adım gerileyerek.

hiç söylenmemiş bir şarkı | gxg Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin