otuz

2.1K 158 33
                                    

"Gözlerimden süzen güvensizliği, kuşkuyu
Hiç bu renk bir sevgiyle yenmedim
Ve güzelim sana sunduğum değerleri
Karşılıkların içinde büyütmedim."

İpar'ın bakış açısından;

Fırını kapatarak kapağını araladım ve sıcaklığın dağılması için bir süre bekledim. Kek kalıbını fırının içerisinden yavaşça çıkardığımda derin bir nefes almıştım. Hemen ardından yanımdaki sandalyeye oturdum ve omuzlarımı düşürdüm. Başımı arkaya yatırdığımda üzerimdeki yorgunluğu hissedebiliyordum. Omuzumdaki yüklere alışıktım, hayatım boyunca onlarla mücadele etmem gerekmişti. Bütün savaşların kazananı ben olmuştum, şimdi bir hissin ağırlığına yeniliyordum.

Masanın üzerindeki şarap kadehini alarak bir yudum içtim ve ardından kadehi tezgaha bıraktım. Son birkaç gün, hatta hafta fazlasıyla yorucu geçmişti. Zihnimin bir köşesinde sürekli Nova vardı. Gün içerisinde onun ile ilgili olan düşünceleri kendimden uzaklaştırabiliyordum. Geceleri kurtuluşum yoktu.

Kaçmıyordum, ben hiçbir şeyden kaçmazdım. Üzerine gider, onu kaçmaya değmeyecek bir his haline getirene kadar küçültürdüm. Fakat şimdi öyle değildi, Nova'nın üzerine gidemezdim, kendi hislerimi dindirebilmek için onu kıramazdım. Nova, bu dünyada bunu yapacağım son insan bile değildi.

Son konuşmamızın üzerinden üç gün geçmişti. Düşünmek istediğini söylemişti, bana bir söz vermişti ama nedense sözünü tutamayacakmış gibi hissediyordum. Üç gündür bir kere bile iletişim kurmamıştı benimle. Mesaj atmayı, aramayı düşünmüştüm ancak kafasını daha fazla karıştırmak da istememiştim. Bu durum sinirimi bozuyordu, ona bu denli alan açabiliyorken kendim için nefes alacak yer bırakmıyordum. Üç koca gün, en azından bir kere olsun yazamaz mıydı? Yazmamıştı.

Anlayabiliyordum. Korkuyordu, bu korkuyla mücadele etmek zorundaydı. Onu yenmesine izin vermemeliydi. Şimdi kaçarsa...Hayatı boyunca kaçacaktı. Kendi varlığından. Oysaki o...Güzeldi. Çok güzeldi. Neden bunu göremiyordu?

Hissettikleriyle savaşan sadece Nova değildi. İçimdeki değişimleri anlamıyordum. Karşımdaki herhangi biri olsaydı bahanelerin arkasına sığındığını düşünür, bir daha görmemek üzere hayatımdan çıkartırdım. Veyahut istediğimi alana kadar üzerine giderdim. Bu beni bencil bir insan yapıyor olabilirdi, umrumda değildi. Bu dünyanın içerisinden zarar görmeden sıyrılıp gidebilmeyi bu şekilde öğrenmiştim. İnsanları bile isteye kırmazdım, fakat bir şeyler ters gidiyorsa kırmaktan çekinmezdim de.

Nova bana, öpüşmemizin ona iğrenç hissettirdiğini söylediğinde bocalamıştım. Gururumun kırılması konu bile değildi. O tanımı tanımıyordum. Ben yapmak istediğimi yapardım, yaptığım hiçbir şeyden de pişmanlık duymazdım çünkü zaten o eylemin geçmişinde zihnimin süzgecinden geçmiş düşünceler vardı. Yıllar sonra ilk defa bir insanın karşısında ne yapacağımı bilememiştim.

Söylediklerinin gerçek olmadığını biliyordum. Bana karşı olan ilgisinin her zaman farkındaydım. Zaman zaman şüpheye düştüğüm oluyordu ama öpüşmemiz nasıl olurdu da hiçbir his barındırmazdı? Ben hissetmiştim. Öyle ki, göğüs kafesim taşıyamaz olmuştu. Ellerimle dokunsam, hissettiklerim elime bulaşırdı. Öpüşmemizden etkilenen tek kişi ben olsaydım bu denli güçlü duyguları yaşatabilir miydim içimde?

Kızmış ve kırılmıştım. Bana ne hissettireceğini bile bile o kelimeleri bana yöneltebilmiş olması içimde bir kıvılcımın meydana gelmesine sebep olmuştu. O beni düşünmüyorken benim hala onu düşünüyor oluşum ise delirmenin eşiğine getirmişti beni.

hiç söylenmemiş bir şarkı | gxg Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin