on altı

1.3K 111 32
                                    

"Anlatsam da anlamaz ki
Bana derdi varsa söylemezdi
Elimden tuttu bir gece
Yüzünde yeni bir bilmeceyle
Sanırım bir sorun var
Sana ne oldu böyle?"

"Anlatsam da anlamaz kiBana derdi varsa söylemezdi Elimden tuttu bir geceYüzünde yeni bir bilmeceyleSanırım bir sorun varSana ne oldu böyle?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Pazar 01.27

Merdivenlerin hemen başında dururken derin bir nefes aldım. Birkaç adım ilerlediğimde İpar görüş açıma girmişti. Büyük ekran televizyonda bir film oynuyordu, İpar ise oturduğu koltukta battaniyesine sarılmış gözlerini ekrandan ayırmıyordu. Saçları omuzlarından aşağı dökülüyordu. Merdivenlerden inerek salona girdiğimde bakışları anında bana döndü. Dudakları aralandığında irkildiğini anlamıştım. "Gelebilir miyim?" Sakin bir ses ile konuştuğumda kafasını onaylarcasına salladı.

Eve gelip direkt duş almıştım. Yatağa uzanıp uykunun beni bulmasını beklesem de bu mümkün olmamıştı. İçimden bir ses sürekli İpar'ın yanına gelmem konusunda ısrarcıydı, karşı koyamamıştım. Islak saçlarından İpar'ın da duş aldığını anlayabiliyordum. Eslem'in pijamalarından giymişti.

İlerleyerek oturduğu koltuğun çaprazında kalan tekli koltuğa yerleştim. Bakışlarının hala üzerimde oluşuyla konuşma ihtiyacı duymuştum. "Uyku tutmadı," Diye mırıldandım gülümseyerek.

Yüzünde küçük, belli olmayacak bir gülümseme belirirken gözleri gözlerimdeydi. "Filmi Toprak açtı," Dedi ve hafifçe omuz silkti. "Yarım saat içerisinde uyur ve rüya görmeye başlarız diyorum." İstemsizce küçük bir kahkaha dökülmüştü dudaklarımın arasından.

Oysaki birkaç dakika önce ne gülebilecek, ne de konuşabilecek halim yokmuş gibi hissediyordum. Çok uzun zamandır benimle birlikte gelen yorgunluk üzerimdeydi ama şu an bu yorgunluk yerini tatlı bir dinginliğe bırakmıştı.

İpar'ın gözleri önce gülüşüme kaymış, hemen ardından televizyon ekranına dönmüştü. Kısık gözlerle filmi izliyordu. Pek konuşma yanlısı olmadığını anlayabiliyordum. Merak etmeden edemiyordum, neden hüzünlü duruyordu? Ne olmuştu hayatında? Ben neden bunları bilmek istiyordum?

Rahatsız hissetmemesi için bakışlarımı üzerinden çektim ve filme odaklanmaya çalıştım. Bu mümkün gibi gözükmüyordu ama ona bakmak da istemiyordum çünkü ne zaman dikkatli bir şekilde ona baksam hissediyor ve gözlerini gözlerime kilitliyordu.

Filmin konusunu, karakterlerini hiçbir şekilde anlayamıyordum, o an önemli olan ekranda dönüp duran görüntü değildi. Huzursuzlukla yerimde kıpırdanırken göz ucuyla İpar'a baktım. Filme odaklandığını fark ettiğimde bakışlarımı tekrardan televizyon ekranına çevirdim. En azından dikkatini başka bir yere verebilmiş gibi gözüküyordu.

Dakikalar geçerken vücudumdan bir ürperti geçti. Giydiğim kazağın kollarını çekiştirerek ellerimi de kapattım ve kollarımı vücuduma sardım. Üşümeye başlamıştım. "Gelsene," Duyduğum ses ile birlikte bakışlarım anında İpar'a kaydı.

hiç söylenmemiş bir şarkı | gxg Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin