"Ay ışığı "Gel" dedi, "Gel peşimden,"
İnat olsun ele güne
Düştüm onun peşine, rüzgar oldum
Sürdüm düşlerimi göğe."Pazar 19.08
"Ay, belime bir ağrı geldi yine görüyor musun?" İpar huysuzca konuşarak hemen yanıma yerleştiğinde sinirle kaşlarımı çattım. "Yaşlı teyzeler gibisin ya!" Benim yükselmemle birlikte İpar'ın yüzündeki gülümseme genişlemişti. Zevk alıyordu resmen. "Bir şeyin yok, turp gibisin."
İpar gün boyunca benim yüzümden belinin tutulduğunu söyleyip durmuştu. Aslında hareketlerinde bir sıkıntı yoktu. Yani gayet rahatça hareket edebiliyordu, o yüzden ona inanmıyordum ve benimle uğraştığını düşünüyordum ama söz konusu İpar olduğunda her şey olabilirdi. Müthiş bir rol yeteneği vardı. Canı gerçekten acıyor muydu yoksa benimle dalga mı geçiyordu bilmiyordum. Ve o bana bunu her hatırlattığında...Onunla birlikte uyumuş olduğum gerçeği zihnimde yankılanıyordu.
Oturduğu yerde rahat bir pozisyona geçti ve sırtını arkamızda kalan koltuğa yasladı. Altımıza yumuşak yer minderlerinden almış, koltuğun hemen önünde yere oturmuştuk. Arkamızdaki koltukta ise Eftelya, Melike, Koray vardı. Kerem tekli koltuğa yerleşmiş, Toprak ile Eslem ise iki koltukta uzanmışlardı. Film izlemek için bize gelmişlerdi. Koray'ın ortaya attığı fikir ile Kerem'in çektiği kısa filmi izleyecektik. Aslında bu konuda pek istekli değildi, çekiniyordu sanırım ama herkes oldukça meraklıydı.
"Ortadoğu ve Balkanların en iyi yönetmeninin filmini başlatacağım, hazır mıyız?" Koray'ın sesini yükseltmesiyle birlikte Kerem ona yastık fırlattı. "Avrupa'nın diyecektin heralde?" Koray yastığı geri Kerem'e fırlatırken gülüyordu. "Ne Avrupa'sı lan? Adımızı da mı unuttun?" Salaktı ya, gerçekten salaktı.
"Göreceksin oğlum, beş seneye festival ödülü alacağım ben." Kerem omuzlarını dikleştirerek konuşmuştu şimdi. Şaka yaptığını biliyordum ama gerçekten istediği bir yerde olmasını da isterdim elbette. "Yakışır, bak aynı böyle ördek sürüsü gibi geleceğiz peşinden." Toprak'ın konuşmasıyla birlikte küçük bir kahkaha atmıştım. "Başlatıyorum filmi,"
"Ay dur dur başlatma. Limonata vardı mutfakta." Eslem'in konuşmasıyla birlikte ayağa kalktım. Toprak Eslem'i bırakmaya niyeti yokmuş gibi sıkıca sarıldığından ondan daha hızlı davranacağımı düşünmüştüm. "Ben getiririm." Hızlıca mutfağa giderek bardakları bir tepsiye yerleştirdim ve cam sürahiye koyduğu limonatayı tek tek bardaklara döktüm. Tepsiyi elime alacakken duraksadım. Eslem bir kaseye nane yaprakları koymuştu ve limonatayı yaparken içine koyacağından bahsetmişti.
Bardaklara nane yaprağını tek tek koyarken İpar'ın bardağına koymadım. Eslem limonatayı yaparken birlikte onun yanındaydık. Sevmediğinden bahsetmişti. Onun ile ilgili bir şey olduğunda anında zihnimde bir yer ediniyordu. Hemen ardından tepsiyi elime aldım ve dikkatlice taşırken salona girdim.
Epey kalabalıktık. Televizyondan yayılan ışık bütün salonu aydınlatıyordu. Limonatayı herkese tek tek verdikten sonra yerime oturdum. "Kim yaptı limonatayı? Nova yaptıysa içmeyeceğim." Koray'ın konuşmasıyla birlikte hızlıca arkama döndüm. "Sana getirende hata! Ver şunu!" Dedim ellerimi ona uzatırken. Ellerime hızlıca vurarak limonatayı uzaklaştırmıştı. "Böyle saldırgan tavırlar çok ayıp!"
"Sert vurdun," Diyerek ben de Koray'ın bacağına bir tane vurdum. Ellerimde bir baskı hissederken bakışlarım anında İpar'a kaydı. Koray'ın vurduğu elimi nazikçe tutuyordu. Gözleri dikkatle bakarken Koray'a bakarak güldü. "Eslem yaptı, sus da iç."
Elleri ellerimdeyken gözlerimi üzerinden çekemiyordum. "Tenin çok hassas, her şey hemen etki ediyor. Acıdı mı?" İlgiyle gözlerime bakması yutkunmama sebep olurken bakışları açıkta kalan boynuma kaydı. Hemen ardından tekrardan gözlerini gözlerime çıkarmıştı. "Yok," Diye mırıldandım ellerimi ellerinden çekerken. "Sorun yok." İlk başta bir sızı hissetsem de şu an bir şey yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hiç söylenmemiş bir şarkı | gxg
Short Storyben senin gibi olsaydım. sen benim gibi olsaydın. o zaman durmaz mıydık aynı rüzgarda? ama biz yabancıyız. girlxgirl