0.9

16.7K 241 225
                                    

Bazen çok basit , çok küçük şeyleri bile özleriz. Tıpkı benim uzun zamandır huzurla uyuyup gülerek uyanmayı özlediğim gibi.

Belki bir iki saattir uyumuştum ve Nur tarafından hiçbir canlının hak etmeyeceği şekilde üzerinde tepinilerek uyandırılmıştım ama bu çok uzun zamandır özlediğim merakla beklediğim bir uykuydu.

Nur üzerime atlayınca kırılmaya müsait olan kemiklerim belkide kırılmıştı ama ben yine de gülerek Nur'un yüzüne bakmıştım o ise normal şartlarda cingar çıkaracağım bu olaya böyle bir tepki vermememi beklediği için üzerime zıpladığı şekilde durmuş suratıma bakıyordu.

"Farkında mısın kemiklerini kırdım ama sen gülüyorsun " diyince gülmeye devam ettiğimi anladım ama yine de güldüm uzun zamandır gülmek istediğim ama gülemediğim kadar çok güldüm .

"Acımadı ki" dedim. Çünkü içimdeki Onun bıraktığı heyecan, mutluluk diğer tüm olumsuz duygularımı örtbas ediyordu.

"Sende bir haller var hayırdır" diye bir soru yöneltti Nur.  O an gerçek dünyaya adapte olmaya başlamam gerektiğini anlamıştım . Kız benim Asaf abinin yanından geldiğimi biliyordu ister istemez şuan ki saçma sırıtışımı ona bağlıyor  . Ki haklı da ama tabi bunu ona söyleyemezdim . Beni anlamazdı , şu an buna hazır değildi . Gerçi ben bile neye ne kadar hazır olduğumu veya şuan ne olduğunu veya olacağını bilmiyordum ve kestiremiyordum . Sadece içimdeki bu heyecanın , mutluluğun bir süre daha benimle olmasını istiyordum . Çok mu şey istiyorum ?

"Ne olacak canım Allah Allah hiçbir şey de yok ben senin ne ima ettiğini biliyorum ama öyle birşey değil sadece çok yoruldum duş alıp biraz dinlenince dinç hissettim hepsi bu . Tabii sen gelip kırılmaya müsait kemiklerime kast edinceye kadar." diye bir açıklamada bulundum . Yani yalan söyledim ama mecburdum yoksa beni sevmezdi .

Nur biraz daha yüzüme yaklaşıp daha doğrusu ağzıma girmeye çalışıp gözlerime iyice baktı . Sanki gözlerimden birşeylere emin olmak ister gibiydi . Bende onun gözlerine baktım. O sanki tam emin olamasa da üstümden kalkıp "Öyle diyorsan öyle kalsın . Bu arada annem beni aradı akşama karnıyarık ve pirinç pilavı yapın dedi babam istemiş" .

Baba lafı geçince hemen bütün algılarım benimle yarış haline geçiyor ve içinde baba lafı geçen hiçbir cümlenin başını sonunu kaçırmamaya zihnimin bir köşesine not etmeye başlıyor . Asaf abinde de böyle Gül ben herşeyi kaydediyorum hiçbir anımızı unutmayalım. Evet onunla geçirdiğim hiçbir anı , konuşmayı , saliselik bile olsa bana değen bakışlarını bile unutmak istemiyorum .

Bugün babama sarılacaktım. İçimde herkese göre yanlış , aykırı , olmaması gereken bazı şeyleri yaşadığım için oluşan bu güzel hisleri babam bilmese de görmese de onunla paylaşacaktım. Bunun için babama sarılacaktım . Bazen sarılınca geçer her ne kadar karşılıklı olmayacak olsa da geçerdi . Yani o yanlış , aykırı , olmaması gereken şeyler babama sarılınca kısa bir süre de olsa geçerdi beni terk ederdi . Umarım .

Yataktan fırlayıp "Tamam ben hemen elime yüzüme bir su atayım yemeği yapmaya başlayayım . Babam gelmeden yetiştiririm" dedim . Tam lavaboya yönelirken Nur bana "Gül her defasında o birşey isteyince bu kadar heyecanlanma veya ağzından minik de olsa istediğim bişeyi duyarım diye umutlanma günün sonunda tekrar tekrar üzülmeni istemiyorum . Alt tarafı bir yemek her akşam hazırlanan ve hiçbir duygu barındırmayan , görmezden gelindiğimiz bir yemek gibi düşün . Daha az acı verir . Yani sana" dedi .

Bir insanın -bu kişi kardeşiniz , akrabanız ,komşunuz hiç fark etmez- sizi bu kadar iyi tanıması ne kadar doğru tartışılır . Veya sizin hislerinizi daha doğrusu hissetmek istediklerinizi bu kadar dışarı vurmanız ne kadar doğru orası da tartışılır . Tartışılmayacak belki de tek yönü ise çok acınası bir durum olduğu .

YANILGI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin