Gerçekten çok güçlü olmak mı daha zor yoksa güçlüymüş gibi yapmak mı ? Ya da kendimizi buna mecbur hissetmek mi ? Bana göre üçü de belli bir süreden sonra hatta belki de baştan sona boktan bir durum .
Ben şuan kendimi hem güçlüymüş gibi göstermeye çalışıyordum hem de buna mecbur hissediyordum. Yani iki kat boktan bir durumun içerisindeyim . Tek isteğim yalnız kalmak yapayalnız kalmak . Normalde yalnızlıktan nefret eden hatta korkan ben şu sıralar korkularımla kalmak istiyorum . Çünkü hissettiğim korkular bile etrafımda dönüp duran ve ne kadar kaçmaya çalışsam da beni merkezine alan olaylardan daha gerçek hissettiriyor .
Gecenin bir vakti yine yatağımda yatmam gerekirken ben dizlerimi kendime çekmiş kollarımı dizlerime sarmış ileri geri sallanarak düşünüyordum . İçimde hem korku hem endişe vardı . Her gün biraz daha dibe batıyor gibi hissediyordum. Her gün tamam evet bugün böyle oldu ama bitti yarın yeni bir gün diyorum ama o yarın hiç olmuyor . Çünkü yarın bir önceki günün tekrarı ya da bir önceki gün yarının fragmanı gibi .
Karşımda daha doğrusu babamın karşısında Kemal abiyi görmeyi tabiki beklemiyordum. O an öyle bir şok geçirdim ki ne babamın elinin yanık olması ne de o yanığın nedeninin yanımda sinirden kıpkırmızı olan Onun varlığını bile unutmuştum . İçimden sadece umarım Kemal abi yanlışlıkla bile olsa dün akşam Işıl'ın söylediklerini haklı çıkaracak birşey söylememiş olmasıyla ilgili dualar geçiyordu .
Ama korktuğum başıma gelmemişti sanırım . Yani şimdilik . Ya da daha kötüsü gelecek bilmiyorum . Çünkü O ben ağzımı açmadan hiç kimseyle konuşmadan sadece Kemal abiyle acil bir işleri olduğunu söyleyip bir hışımla evden çıkartmıştı . Bir an sürükleyerek götürecek sanmıştım . Annem bile şok olmuş bir şekilde bana bakmış bende aynı şokun içersinde olduğum için kafamı sadece bilmiyorum dercesine sallamıştım .
Saat belki gece yarısını gösteriyordu belki de çoktan gece yarısını geçiyordu bilmiyorum . Kemal abiyle konuşamamıştım . Saatler geçmesine rağmen bir haber de alamamıştım. Onu aramak istemiyorum ama o an ki yüz ifadesinden kasılan vücudundan dolayı da Kemal abiye birşey yapmıştır diye endişe ediyordum . Onu aramak istemediğim için Kemal abiyi aramıştım ilk arayışımda telefon çalmış ama açan olmamıştı . İkinci ve sonraki arayışlarımda ise telefonuna ulaşamıyordum. Bu beni daha çok korkutuyordu .
Diğer yandan Kemal abi ve O gittikten sonra, ben üstümdeki korkuyla içeri doğru adımladım ve babama elinin durumunu ve nasıl yaktığını sordum . Babam canının çok yandığını ayrıca kolunun bilerek yakıldığını söyledi . Demek ki O kendini gizleyebilmişti. Bilerek yanında biraz daha oturdum ama ağzını açıp Kemal abiyle ilgili tek kelime etmedi ta ki ben odama gelip biraz durduktan sonra akşam yemeğini hazırlamak için mutfağa giderken anneme söylediklerini duyana kadar .
"Bana akıl verme be kadın. Sana kalsa oruspu olup çıkacaklar başımıza . Zaten ötekini şehir dışına göndermekle hata ettim ama bir yanlışını duyayım hemen okuldan alırım koyarım bir işe en azından bir işe yarar . Bu diğerine gelince zaten bu sene okulu son hele bir öğretmenlik sınavlarına girsin olur da kazanırsa birkaç ay çalışıp eve para getirsin sonra veririz birine eee o kadar besledik büyüttük biraz karşılığını almadan olmaz ha baktım yok bundan bir bok olmayacak daha fazla başıma bela açmadan hemen veririz birine . Şu Kemal midir nedir Işıl Hanımın dediği gibi bizim salak kızla konuşup görüşmüşse ona veririz gider . En azından elimizde kalmaz . Bizden çıksın da gerisi mühim değil"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANILGI (+18)
Literatura Kobieca(+18 İçerik,yaş farkı vb.unsurlar bulunmaktadır) Artık biliyordum bana yaklaştığını kokusu bile hissediyordum . İri çok iri elleri belimi sardı kafasını yine saçlarıma gömdü,yine yaptığım işi unuttum sahi ben ne yapıyorum şu an ...Elleri yavaş...