0.6

19K 260 122
                                    

    Aşk mı daha yüce bir duygu yoksa sevgi mi ? Bana göre sevgi . Ama hangisi daha özel derseniz Aşk derim . Çünkü aşk bir kişiye beslenir , bir kişide bulunur . Peki karşılık bulur mu bulmaz mı işte orası meçhul . Sevgi ise herkese beslenebilir illa bir insana da sevgi besleyeceğiz diye bir şey yok bir kediyi seversin , yeni aldığın bir elbiseyi seversin ama seversin işte.

   Bence aşık olabilmek için önce hem sevmeyi hem de sevilmeyi iyice yaşamak, hissetmek ve öğrenmek gerekir . Yoksa bir bakmışız ilk bulduğumuz yola sapmışız ve kaybolmuşuz .

    Ben bu yaşıma kadar hep doğru kişide sevgiyi aradım önceliğim hep oydu yani aynı kişiydi. Bunu onunda görmesini sağlamak için kaç defa düştüm ama kendim kalktım ve ona gülümsedim o sormasa da "bak babacığım bişeyim yok iyiyim ben meraklanma" dedim, o merak etmese de ben hep onu merak ettim ve "bugün nasılsın babacığım yoruluyor musun , neler yapıyorsun bak mesela ben bugün matematikten beş aldım" dedim yani hep kendim sordum kendim cevapladım . Matematiği hiç sevmememe rağmen sırf onun gözüne girmek için beş aldım . Belki bir gün beni merak eder , sorar diye gözünün içine içine hiç bitmeyen bir umutla baktım , sırf o bir kere saçlarımı okşasın diye saçlarımı hiç kesmedim , ucundan kesildiğinde bile çok ağladım sanki böyle çirkin olacağım ve babamın bir gün saçımı okşayacağına dair umudumdan da olacağım diye çok korktum . Hayatımda hiç kimseyi beklemediğim kadar onu bekledim, kırılsam da bekledim . Kızgınken de bekledim , mutluyken de bekledim , ağlarken de bekledim ama hep bekledim sadece bekledim ve itiraf etmek gerekirse hala bekliyorum ...

    Küçükken de böyleydim O beni sevmediği için ilk bulduğum yola giriyordum ve onu aşk sanıyordum , yolun ilerisini gerisini düşünmüyordum , sürekli o yolda koşuyordum . Sevgi görmemiş , tatmamış , hissetmemiş Küçük Kız aşkın peşinden koşuyordu beni de peşinden sürüklüyordu. Bu sefer aşkına daha doğrusu aşk olduğunu sandığına beklentiyle bakıyordu ve yine bekliyordu sadece bekliyordu . Sonuç hüsran . Peki hüsrana uğrayınca ne yapıyordu Küçük Kız tabiki ezbere bildiği tek sokağa ,tek eve "Babasına" dönüyordu ve babası yine  görmüyordu ,bilmiyordu Küçük Kızını. Küçük Kız ise "olsun o benim hala babam ben biliyorum gerçekten bir gün beni görecek biliyorum umudumu kaybetmemem lazım" diyordu ve sokağın başında bekliyordu ...

    Asaf abi bana ne demişti "benden korkma diyemem ama korkularınla yüzleş diyebilirim " demişti . Peki ben ondan mı korkuyordum yoksa yine bir umuda kapılıp bilmediğim bir sokağa girip tekrar kaybolmaktan mı? Belki de ikisinden de .

   Neden küçükken en büyük aşkım sandığım matematik öğretmenimden bile böyle etkilenmiyordum veya korkmuyordum. Acaba küçük olduğumdan mı yoksa şuan ki duygularımın kaldırabileceğimden büyük olmasından mı ?

    Tüm bunların cevabı bende yok varsa da Asaf abi bana bu kadar yakınken , gözlerime böyle bakarken ve nefesini dudaklarımın üstünde hissederken o cevapları kendime veremem . Bana "Özledim Küçük Kız" demişti. Neden kalbimin üstünde hem bir beton yığını varmış hem de büyük bir yük üstümden kalkmış gibi hissediyordum?

     Asaf abi eğilmesine rağmen bu yakınlık bile ona az gelmiş olacak ki iki yandan tuttuğu belime destek vererek parmak uçlarıma çıkmamı sağladı . Çok ama çok yakındı , sonunda konuşma yetimin olduğunu hatırlayınca "Ben mi yani beni mi özledin Asaf abi" diyebilmiştim. Sesim o kadar tiz ve titrek çıkmıştı ki bir an beni duymadığını bile düşündüm . Asaf abi ise belime daha sıkı tutunarak burnunu burnuma sürttü . Öleceğim sandım Yemin ederim ki öleceğim sandım bu da yetmezmiş gibi burnunu burnuma sürte sürte tekrar kahküllerime dayadı ve derin bir soluk alıp "Çok özledim çok çok " dedi. Gözlerimi kapattım çünkü hem burnumun ucundaki boynu hem de anlımdaki burnu ve dudakları düşünmemi , konuşmamı herşeyi bana yasaklıyordu. Küçük bedenimin onun kocaman kolları arasında bayılmaması adına "Asaf abi çok yakınsın Lütfen" diyebildim . O ise burnunu çekip alnını alnıma yaslayarak "fazla uzağım çok fazla" dedi ve birden beni bırakıp arkasını dönüp masanın üzerine bıraktığı poşete yöneldi . Ben ise beni bıraktığı anda üzerimden yel geçmiş gibi üşüdüm . O çok sıcak fazla sıcak yakacak kadar sıcak .

YANILGI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin