2.4

7.2K 187 255
                                    

Keşke şiddetli bir kasırga, bir rüzgar çıksa ve beni de kendine katıp götürse .

Herşeyden ve herkesten uzağa ...

Peki o rüzgar kalbimdekini de götürebilir mi ? Keşke götürebilse, belki o zaman artık canım acımaz , aklım karışmaz.

Savaş hocanın odasına girdiğim andan itibaren kendimi bir robot gibi hissetmiştim. Tamamen aklımla hareket ediyordum . Ve hem konuşurken hem de çıkarken aklımda sürekli bunlar dönüp duruyordu .

Odadan çıktıktan sonra uzun koridorda sadece attığım adımların sesi yankılanıyordu. Yani bu dışardan duyulandı birde içimde yankılanan duygularım vardı .

Evet benim duygularım vardı .

Ama artık bir önemi yoktu ...

Bir karar vermiştim ve geri adım atma şansım yoktu . Belki birşeyler yoluna girerdi . Az da olsa girerdi ama daha kötü olamazdı . Daha kötü ne olabilir ki ?

Beynimden 'geri dönmek yok' diye tekrarlıya tekrarlıya Asi , Peri ve Asi'nin sonradan adını öğrendiğim artık erkek arkadaşı olan Çağrı yani namı diğer dayak arsızı çocukla birlikte , Asi'nin ısrarıyla buluşacağımız kafeye geldim . Bu kafe çok tatlı , geneli pembe beyaz dekore edilmiş aslında her yaşa hitap eden ama daha çok gençlerin tercih ettiği bir yerdi .

İçeri girdikten sonra etrafta biraz göz gezdirdim ve en arkada açık camların yanındaki masada oturmuş olan Çağrı'yı görünce o tarafa doğru ilerledim . Çağrı beni fark edince ayağa kalkıp gülümseyerek elimi sıktı .

"Selam" . İçten gülümsemesine karşı bende gülümsemeye çalıştım . "Merhaba , Asi ve Peri gelmediler mi hala?" . Genelde geç gelen taraf ben olurdum . "Hayır ama yoldalar birkaç dakikaya gelmiş olurlar" . Yine hafifçe tebessüm edip onu onayladım . Zaten pek konuşasım yoktu hatta hiçbir şey yapasım yoktu ama işte Asi'nin ısrarıyla buradaydım işte .

"Bir gün aramız normal olur mu acaba diye düşünüyorum?"

Birden gelen sesle hafifçe irkildim ve bana gülümseyerek bakan Çağrı'ya döndüm . Kaşlarım hafiften çatılmıştı çünkü söylediklerinden ne çıkarmam gerektiğini anlamıyordum.

"Ne?"

Çağrı masada biraz daha öne doğru kayıp yüzündeki gülümsemeyi bozmadan devam etti . "Bak biliyorum tanışmamız pek hoş olmadı gerçi devamı da pek güzeldi diyemeyeceğim ama inan niyetim kötü değildi" ben bütün ciddiyetimle karşımdaki çocuğu dinlerken o ufak bir es geçip devam etti . " Sadece Asi benim için gerçekten değerli ve sizden çok bahsetti dediğim gibi tek amacım seni daha kötüsünden korumaktı . Eğer oradan normal iki insan olarak çıkabilseydik sana anlatacaktım yine de yanlış anlaşıldıysam özür dilerim" . Sonlara doğru sesi kısılan ve utanan çocukla ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemedim .

Birkaç saniye süren sessizliğin ardından sonunda sesimi bulmuştum . "Geçti gitti , hem ben seni anlıyorum sadece seninde dediğin gibi biraz farklı şekilde tanışmak zorunda kaldık" yerimde rahatsızca biraz kıpırdadım . "Hem sen asıl kusura bakma benim yüzümden onca şey yaşadın" bunları söyledikten sonra gözümü masanın üstündeki peçeteliğe diktim .

"Onu çok mu seviyorsun?"

Aniden gelen ve hiç beklemediğim soruyla şaşkınca karşımdaki çocuğa döndüm . "Bu da nereden çıktı ? Hem kimden bahsettiğini bile bilmiyorum" . Tabi bu attığım yalanı kim ne kadar yutar bilemiyorum . Özellikle karşımda birinci gözden gören kişi !

YANILGI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin