1.9

9.2K 185 347
                                    

Tükenmişlik ...

Evet tükenmiştim . Ben tükenmiştim. Ben güçlü olmaya çalıştıkça ezilmiştim. Ben ufacık bir umut beklemiştim ama umudumu yakmıştı. Acaba birinin günahına mı girmiştim ? Acaba birinin en az benimki kadar kalbini mi kırmıştım? Ben ne yapmıştım ? Ben ne yapmıştım da bu hale düşmüştüm? Hayır hayır kadere isyan etmiyorum , etmem sadece ne bileyim düşünüyordum işte tek bir neden için düşünüyordum. Ama bulamıyordum. Ne yazık ki...

Şehri çepeçevre saran renkli ışıklara son kez baktım ve yüzüme dökülen yaşlarımın aksine bir tebessüm kondurdum ve kendi içimde kendi kendime bütün kalbimle şuna inandım 'Bir gün benimde ışıklarım olacaktı' .

Yavaşça yerimden kalkıp elimdeki tamamını yemediğim daha doğrusu yiyemediğim ekmeği yüksek bir taşın üzerine koydum en azından kedi köpek yer . Adımlarımı kocaman arabaya çevirdim ve sessizce sanki az önce hiçbir şey yaşanmamış, hiçbir konuşma olmamış , ben hiç ağlamamışım gibi yerime geçip kemerimi bağladım sonrasında hemen araç çalıştı zaten .

Şehir merkezinden geçtik , caddeler sokaklar arşınladık ve ben sadece şehrin ışıklarına , gelip geçen insanlara baktım . Herkes çok mutlu görünüyordu . Zaten böyle olmaz mıydı ? Biz üzgünken sanki inadına herkes çok mutlu herşey çok güzel görünmez miydi gözümüze? Şuan bana öyle geliyordu. Sanki dünyada şuan bir ben mutsuzmuşum diğer bütün insanlara mutluymuş gibi görünüyordu gözümde . İçinde olduğum , hissettiğim şey bencillik mi yoksa ben böyle görmek istediğim için mi böyle görüyordum bilemiyorum .

Cama yasladığım kafamı hafifçe eğip telefonumdan saatime baktım epey geç olmuştu ama ne annem ne babam aramamıştı. Herhalde merak etmemişler neden etsinler ki ? İçimden keşke Nur burada olsaydı diye geçirdiğim anda telefonum titredi sanırım kalbim tahmin ettiğim kadar günaha batmamış çünkü Nur arıyordu içimde herşeye rağmen bir heyecan oluştu ve ben tam telfonumu açacağım sırada içinde bulunduğum gerçeğe geri dönmek zorunda kaldım . Nasıl açacaktım ? Açsam da ne diyecektim ? Özellikle de yanımda O varken . Telefonumu tamamen sessize alıp tekrar kafamı cama yasladım.

"Kimdi bu saatte arayan?"

Sesi artık kulaklarımı tırmalıyordu. En azından birazcık susamaz mıydı? Cevap vermedim O da zaten bir daha konuşmadı . Siteye giriş yaptıktan sonra araç tam apartmanın önünde durdu. Hem üzerimdeki hem de içimdeki ölüm sakinliğiyle Ona verdiğim daha doğrusu zorla verdirdiği söz aklıma geldi . Ne olursa olsun ben Ona verdiğim her sözü tutacaktım . Bu da onlardan biri, belki de en önemlisi ve en sonuncusu . Aracın kapısını açıp ayaklarımı sarkıttım sırtım dönük bir şekilde konuştum .

"Bu günden hatta bu andan bu saniyeden sonra karşıma geçip de ne açıklama yaparsan yap ne kanıt sunarsan sun Seni Affetmeyeceğim. Sana verdiğim her sözü tuttuğum gibi bu sözümü de tutacağım . Senin aksine." Şimdi söyleyeceklerim her ne kadar ölüm sakinliğine bürünmüş bedenime , ruhuma ters bir şekilde kalbimi kaynatsa da durmadım . "Ölsen bile umrumda değil . Ölsem bile umrunda olmayayım"

Arabadan inip yürüdüm ama yine de aptal gibi bekledim . Gelip beni durdurmasını hatta belki bağırıp çağırmasını 'Ne diyorsun ne saçmalıyorsun?" demesini bekledim ama hiçbirini yapmadı sadece apartman kapısından içeri girdikten sonra tekrar çalışan araç sesini duydum . Hepsi buydu . Hep buydu . Sadece ben fazla sağır ve kördüm .

YANILGI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin