3.5

4.6K 187 135
                                    

Küçükken en sık gördüğüm rüya şöyleydi: Bir yerden düşüyordum, çok yüksek bir yerden. Korkuyordum . Sürekli düşüyordum ama asla yere çakılmıyordum . Ancak yine de kalktığımda kalbim küt küt atıyordu . O korku bana yetiyordu ama rüyam da devam ediyordu.

Onu sevmek de tıpkı sonu gelmeyen bir uçurumdan sonsuzluğa düşmek gibiydi . Sürekli bir düşüş halindeydim. Hatta o korkutucu rüyalarımda yaşamadığım çakılmayı gerçek hayatta Ona olan duygularım yüzünden yaşamıştım . Lakin yine de bu da tıpkı o kabus gibi gitmek , geçmek bilmiyordu . Her gün bir yenisine uyanıyordum.

Tam, 'Tamam geçti yatıyorum" diyorum ama yine aynı kabusu görüyorum. Tam "Evet bu sefer bitti" diyorum ama tam karşımda görüyorum .

Tıpkı şuan olduğu gibi .

Benim cehennem meleğim tam karşımdaydı.

Girdiğim şoktan kurtulmaya çalışıp elimi kapının kolundan çektim . Bütün hareketlerim ağır çekimde gerçekleşiyor gibiydi .

Şimdilik.

Hâlbuki tasmamı da çıkarıp baş ucuna koymuştum ama yine de yine ve yine lanet olsun ki beni bulmuştu .

Beni benden önce bulmuştu . Buluyordu . Yine buldu.

Allahım! Nasıl birşeyin içindeyim ben? Kaçmaya çalıştıkça daha çok çekiliyorum .

Neden bırakmıyorsun be adam ? Neden? Neden? Neden?

Birimizden birinin yok olması mı gerek? Aramızdaki bu lanet ancak böyle mi ortadan kalkacak?

Kapının kenarından ağır adımlarla içeriye doğru birkaç adım attım . Birbirimize daha saatler önce bu kadar karışmışken, üstümde hala Onun bizim izlerimiz , kokumuz varken mesafemi korumalıydım.

"Senin ne işin var burada?" . Ses tonumda en az hareketlerim kadar sessiz ve sakindi .

Şimdilik.

Başka bir şehirdeki, başka bir evdeki, yeni odam diyebileceğim yerde tam yatağımın önünde yere oturmuş, kafası önüne eğik , bir dizini kendine çekmiş , bir bacağını uzatmış bir şekilde elindeki içki şişesiyle öylece bakıyordu . Boş zemine.

Hem de öyle bir bakıyordu ki bir an sesimin Ona gidip gitmediği konusunda şüpheye düştüm.

Herşeye rağmen yine bir kez daha sakin bir şekilde "Sana burada ne işin olduğunu sordum?" Dedim.

Kafasını kaldırmadan elindeki içki şişesinden bir yudum daha aldı.

"Hak ettim değil mi bunu?" . Sustum çünkü verecek bir cevabım yoktu . Evet demeye dilim varmıyordu.

Ama ben hak etmemiştim. Hem de hiç . Sadece çok sevdim . Çok güzel sevdim. Çok saf sevdim. Ve sonunda sevgimi kirlettim.

"Öyle öyle ... Hak ettim ben bunu" sesi çok tuhaf çıkıyordu . Hem sarhoş gibi, hem acı çeker gibi hem de ağlar gibi .

Oysa Sen acı çekmez çektirirdin. Sarhoş olmaz aldığın nefesle bile sarhoş ederdin. Ağlamaz diyemezdim çünkü birkaç saat önce ağladığını görmüştüm . Geç kalan gözyaşlarını...

YANILGI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin