2.6

7.6K 194 216
                                    

Bir karanlık dehlizde her yeni soru da , her yeni sorunda ve benim tüm bunlara alamadığım her cevapta biraz daha derinlere çekiliyordum

Kendimi kandırmaya gerek yoktu . Benim büyük ve uzun uzadıya cevaplara ihtiyacım vardı ama öyle bir durumda ve öyle ketum birinden cevap bekliyordum ki 'sadece cevap versin yeter' diye düşünüyordum . Nedeni , nasılı gram umrumda değildi . Kısa ve öz cevaplara bile razıydım . Zaten şuan bu araçta tekrar tekrar Onun peşinden gitmemin başka bir açıklaması yoktu.

Yine kendi kendimi soyutladığım esnada sol elimi alıp sıcak dudaklara yaslayıp daha sonra avuç içimi koklayarak öpen bedenle irkilip hızla elimi çektim .

"Dalmıştın güzelim , kendine gelmen içindi" . Kızgınlıkla suratına baktım . "Adımı da seslenebilirdin" . Yüzünde çok çirkin bir sırıtış meydana geldi . "İki et parçasının tenine temas etmesini daha çok seviyorum" gözlerini anlık olarak sakin geçen yola çevirip tekrar bana sabitledi . "Hem daha etkili oluyor . Dudaklarım . Üzerinde" .

Üstüne bastıra bastıra söylediği kelimelerle boğazımın kuruduğunu fark ettim . Bazen düşünüyordum acaba bilerek ve sadece bana karşı mı böyleydi ? Yoksa herkese karşı örneğin geçmişte hayatına girmiş -sayısını hala bilmediğim- kadınlara ya da en basiti sevgili nişanlısına karşı da mı böyleydi ?

"Sadece sana böyleyim. Sadece sana ve sadece senin yanında gerçeğim."

Ona bakmasam bile içimi okuyordu . Beni okuyordu ve bu beni korkutuyordu . Beni bu kadar iyi , beni bu kadar benden iyi tanıması korkunç etkileyeciydi .

"Nasıl bu kadar iyi tanıyabiliyorsun beni ? Nasıl bu kadar çok görüyorsun?" . Sessiz kelimelerim kulağına iliştikten hemen sonra araba neredeyse ıssız yolun kenarında durdu .

Bir eli tekrar sol elimi yakalayıp bu sefer kalbimin atışını dışardan duymasını istemeyeceğim kadar hızlandırabileceği bir şey yapıp kalbinin tam üstüne konumlandırdı.

Yanmak istemiyordum ama yakıyordu .

Bir diğer eli yanağım ve boynum arasındaki ince çizgiyi ezbere gidiyordu .

"Çünkü sadece sana bakıyorum Benim Bebeğim. Her an her saniye sadece sana bakıp sadece seni görüyorum"

Hayır korkmuyordum. Bencildim.

Dudaklarımın üstünde, gözlerimde , yanaklarımda , çenemde, yüzümün her zerresinde hissettiğim naif dokunuşlara devam eden fısıltıları eklendi. "Her zerreni ezberledim ama hala ve daima her zerrene açım . Sana karşı doyumsuzum"

O , daha bencildi.

Boğuklaşan fısıltıları bana bunu gösteriyordu . Bunu anlamamı sağlıyordu .

Birbirimize karşı hissettiklerimiz yine birbiriyle yarışacak kadar bencil ve doyumsuzdu.

Dudaklarımı hedef almış bakışlarla aldığım kesik nefesler zaten küçücük olan ortamda üzerime doğru eğilmesiyle hepten kesildi sandım .

YANILGI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin