2.2

8.3K 206 282
                                    

Çok soğuk hissediyordum. Ya da çok donuk. Yaptığım , söylediğim hiçbir şey sanki işe yaramıyordu . Uzaklaştığımı sanıyordum , kaçtığımı , kaçabileceğimi ama her defasında yanılıyordum . En başa dönüyordum . Bir şekilde mecbur bırakılıyordum . En başa dönmeye mecbur ... Bir adım dahi atmamaya olduğum yerde saymaya Ona mecbur bırakılıyordum. O mecbur bırakıyordu.

Yemin ederim ki çabalıyordum çok çabalıyordum . Hatta bazen kendime şaşıracak kadar çabalıyordum . Ondan , sıcaklığından , bir zamanlar kollarında bulduğum güvenden huzurdan , kalbimi uyuşturan ama aynı zamanda kalbimde bağımlılık yapmış kokusundan , aldığı nefesten uzak durmaya çalışıyordum ama izin vermiyordu . Beni kendine mecbur bıraktığı yetmiyormuş gibi bir açıklama , tek bir açıklama bile yapmıyordu . Susuyordu . Canı istediğinde konuşuyor canı istediğinde susuyordu .

Peki ya ben ? Neden beni düşünmüyordu ?

Yalandı...

Ne gerçeği öğrenmeden önceki ne de öğrendikten sonraki o sarılma , o verilen güven huzur , bakışları , gülüşü , her hareketi bana karşı olan her hareketi yalandı .

Bir yalandan ya da bir rüyadan ibaretti .

Uyanmayı çok isterdim . Ya da tüm bunları yaşamamış olmayı .

Yalan olan benim yanımda oluşuydu gerçek olansa hiç gelmeyişi .

Yalan olan bana yaşadığımı hissettirdiğiydi gerçek olansa her gün yeniden öldürüşüydü.

Işıl keyif kahvesini içerken ve gözlerindeki parıltıyla sevgili nişanlısını izlerken ben camdan dışarıyı izliyordum . Onun beni ezen bakışları altında .

Dışarısı ne kadar özgürse , gökyüzü ne kadar uçsuz bucaksızsa ben o kadar mecbur o kadar hapistim.

Işıl hiç durmadan heyecanlı heyecanlı birşeyler anlatıyordu . Arada Onun sesi de Işıl'a eşlik ediyordu ama ben sadece bir uğultu duyuyordum .

Şuan neden hala burdaydım ve neden anlık bir kararla ki bu belkide hayatımda verdiğim en saçma kararlardan biriydi , neden kabul etmiştim ? Neden geleceğim demiştim ?

"Gül tatlım iyi misin?"

Elimin üstüne değen yumuşak elle yerimden sıçramıştım .

"Özür dilerim Gül korkuttum mu seni?" .

Işıl bana mahçupça bakıyordu . Dudağıma ufak bir gülümseme kondurmaya çalıştım. "Hayır hayır korkmadım sadece ilk günün yorgunluğu üzerimde dalıp dalıp gidiyorum" .

Işıl bana gülümseyip biten kahvesinin ardından ayaklandı . Vücudum bu anı bekliyormuş gibi hemen ayaklandı . "Ben gideyim artık" dedim. Şu saate kadar burada kalmam aptallıktı.

"Gül dur lütfen beraber çıkalım" . Sunacak bir bahane bulamadığım için sessizce kafamı salladım ve ikisiyle aynı ortamda daha fazla kalmamak için "Ben dışardayım" diyip kapıya yöneldim . Ama çıkmadan önce Işıl'ın Ona öpücük attığını duydum . Midem kaynıyordu resmen .

YANILGI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin