Çok soğuk hissediyordum. Ya da çok donuk. Yaptığım , söylediğim hiçbir şey sanki işe yaramıyordu . Uzaklaştığımı sanıyordum , kaçtığımı , kaçabileceğimi ama her defasında yanılıyordum . En başa dönüyordum . Bir şekilde mecbur bırakılıyordum . En başa dönmeye mecbur ... Bir adım dahi atmamaya olduğum yerde saymaya Ona mecbur bırakılıyordum. O mecbur bırakıyordu.
Yemin ederim ki çabalıyordum çok çabalıyordum . Hatta bazen kendime şaşıracak kadar çabalıyordum . Ondan , sıcaklığından , bir zamanlar kollarında bulduğum güvenden huzurdan , kalbimi uyuşturan ama aynı zamanda kalbimde bağımlılık yapmış kokusundan , aldığı nefesten uzak durmaya çalışıyordum ama izin vermiyordu . Beni kendine mecbur bıraktığı yetmiyormuş gibi bir açıklama , tek bir açıklama bile yapmıyordu . Susuyordu . Canı istediğinde konuşuyor canı istediğinde susuyordu .
Peki ya ben ? Neden beni düşünmüyordu ?
Yalandı...
Ne gerçeği öğrenmeden önceki ne de öğrendikten sonraki o sarılma , o verilen güven huzur , bakışları , gülüşü , her hareketi bana karşı olan her hareketi yalandı .
Bir yalandan ya da bir rüyadan ibaretti .
Uyanmayı çok isterdim . Ya da tüm bunları yaşamamış olmayı .
Yalan olan benim yanımda oluşuydu gerçek olansa hiç gelmeyişi .
Yalan olan bana yaşadığımı hissettirdiğiydi gerçek olansa her gün yeniden öldürüşüydü.
Işıl keyif kahvesini içerken ve gözlerindeki parıltıyla sevgili nişanlısını izlerken ben camdan dışarıyı izliyordum . Onun beni ezen bakışları altında .
Dışarısı ne kadar özgürse , gökyüzü ne kadar uçsuz bucaksızsa ben o kadar mecbur o kadar hapistim.
Işıl hiç durmadan heyecanlı heyecanlı birşeyler anlatıyordu . Arada Onun sesi de Işıl'a eşlik ediyordu ama ben sadece bir uğultu duyuyordum .
Şuan neden hala burdaydım ve neden anlık bir kararla ki bu belkide hayatımda verdiğim en saçma kararlardan biriydi , neden kabul etmiştim ? Neden geleceğim demiştim ?
"Gül tatlım iyi misin?"
Elimin üstüne değen yumuşak elle yerimden sıçramıştım .
"Özür dilerim Gül korkuttum mu seni?" .
Işıl bana mahçupça bakıyordu . Dudağıma ufak bir gülümseme kondurmaya çalıştım. "Hayır hayır korkmadım sadece ilk günün yorgunluğu üzerimde dalıp dalıp gidiyorum" .
Işıl bana gülümseyip biten kahvesinin ardından ayaklandı . Vücudum bu anı bekliyormuş gibi hemen ayaklandı . "Ben gideyim artık" dedim. Şu saate kadar burada kalmam aptallıktı.
"Gül dur lütfen beraber çıkalım" . Sunacak bir bahane bulamadığım için sessizce kafamı salladım ve ikisiyle aynı ortamda daha fazla kalmamak için "Ben dışardayım" diyip kapıya yöneldim . Ama çıkmadan önce Işıl'ın Ona öpücük attığını duydum . Midem kaynıyordu resmen .

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANILGI (+18)
ChickLit(+18 İçerik,yaş farkı vb.unsurlar bulunmaktadır) Artık biliyordum bana yaklaştığını kokusu bile hissediyordum . İri çok iri elleri belimi sardı kafasını yine saçlarıma gömdü,yine yaptığım işi unuttum sahi ben ne yapıyorum şu an ...Elleri yavaş...