✴8.BÖLÜM✴

9.8K 383 12
                                    

Şarkı ; Skylar Grey - Winter in me

Okuyun, diyor okuyun.

Çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor...

Ölüm... Ne kadar basit öyle değil mi? Bir çırpıda çıkıverir ağızdan. Son harfinde birleşir dudaklar.

Ölüm çok genel bir kavramdır. Birçok açıdan ele alabiliriz. Dinsel açıdan bakarsak eğer sınav olarak algılanan bu dünyaya gönderilen insanoğlunun sonsuzluğa erişmesidir. Sonsuzluğun kapılarını aralamasıdır.

Bilimsel açıdan ele alırsak eğer tüm yaşam fonksiyonlarının sona ermesidir. Kalbin artık kan pompalamaması, beynin işlevini yitirmesi, organizmanın canlılığını kaybetmesidir. Ne kadar da somut öyle değil mi?

Duygusal açıdan ele alırsak eğer ölüm, karanlıktır... Bazıları ölümü beyaz bir ışık huzmesi olarak tanımlasa da ben karanlık olduğunu varsayanlardanım. Hangi acı aydınlık olur ki zaten? Uzanmak istediğim insanla aramdaki toprağın verdiği acıyı kimin aydınlık olarak anlatmaya gücü yeter ki?

Acı karanlıktır. Acı bir bedene zehiri aşılar. Yavaş yavaş öldürür insanı.

" Uyanıyor sanırım. " bedenim öylesine bitkin bir haldeydi ki göz kapaklarıma hükmedemiyordum. Hiçbir şey net değildi? Etrafımda duyduğum sesler boğuktu. Henüz uykuya dalmamışken, uykuyla uyanıklık arasındaki o kısacık birkaç saniye vardır ya hani, şu an bulunduğum an tam da o andı. Sesler duyuyordum. Gözlerimi açmak istiyordum ama göz kapaklarım bana ihanet ediyordu.

" Hüma. Canım. " Gözlerimi yavaşça araladığımda canlılığını yitirmiş ama her şeye rağmen ayakta durmaya çalışan bir çift koyu kahverengi gözlerle karşılaştım. Bu gözlerin sahibi annemden başkası değildi.

" İyi misin hayatım? " gözlerimi tamamen açıp odayı taradığımda buranın bir hastane odası olduğunu fark etmemle aklıma düşen gerçeğin kalbimin ritmini değiştirmesi eş zamanlı oldu. En son duyduğum ses Alp'in kaza yaptığıydı.

" Alp nerede? " ellerimi yatağa yaslayıp doğrulmaya çalıştığımda çıkmıştı bu sözler ağzımdan. Annem elleriyle omuzlarıma baskı uyguladı ve beni tekrar yatağa yatırdı.

" Alp iyi. Ama senin de dinlenmen gerekiyor Hüma. " Dinlenmem mi gerekiyor? Alp o haldeyken kalbim umurumda mıydı sanki?

" Onu görmek istiyorum. " dedim annemin ellerini ittirip kalkmaya çalışırken. Daha sonra kulaklarıma annemin o otoriter sesi ulaştı.

" Olmaz Hüma. Dinlenmen lazım. Kendini düşünür müsün lütfen? "

" Anne anlamıyorsun. Alp'i görmem lazım. " Alp'i görmem lazımdı. İyi olduğunu gözlerimle görmem, kalbimle inanmam lazımdı.

" Anlıyorum tatlım ama kendini yormamalısın. " annemin sözlerini duymazdan gelerek üzerimdeki örtüyü hışımla ittirdim ve annemin ellerinden kurtulma çalıştım. Bi anda ayağa kalktığım için dengem bozulmuştu ama sonunda kendimi toparlayabildiğimde hızla koridora yürüdüm.

Annemin sesini bile umursamadım. Alp o haldeyken umursayamazdım zaten. Gözlerim etrafı tararken koridorum sonunda birbirlerine sarılmış olan Derin ve Burak'ı fark etmemle onlara doğru yönelmem aynı saniyeler içinde oldu.

" Nerede? " dedim nefes nefese. Bana ne olduğunu hatırlamıyordum. Hastaneye nasıl geldiğimi, kimin getirdiğini hatırlamıyordum ama Alp'in kaza yaptığı gerçeği gün gibi zihnimdeydi.

TUTULMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin