Şarkı; Cem Adrian - Islak Kelebek
Beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum...
İnsanın hayatını özel kılan kelimeler ve anlar vardır. O anlarda yanında olan insanlar ve o insanlardan duyduğu kelimeler. İçini ısıtan cümleler...
Bir cümle en fazla ne kadar kırabilir ki bir kalbi? Ya da en fazla ne kadar mutlu edebilir ki?
Uyku ve uyanıklık arasında duyduğum o cümlenin beni hem deli gibi korkutan hem de içimi kıpırdatan bir güce sahip olması normal miydi?
İki hafta geçmişti. Hastaneden çıkalı iki hafta olmuştu. İlk yazılılarımız başladığı için o iki hafta işkence gibiydi. Bütün zamanımı ders çalışmaya harcamıştım. Ve sonunda sınavlarımız bitmişti.
Bugün bazılarına göre anlamsız, çoğu insana göre umudun kapılarını ardına kadar açtığı bir gündü. Alp için yeni ilişkiler, Derin için yeni elbiseler, Burak için Derin'le geçireceği yepyeni bir zaman...
Benim içinse kalan ömrümden bir yılın daha beni terk etmesi. Zamanımın giderek azalması.
Bugün 31 Aralık 2014...
Takvimden değil hayatımdan bir yıl daha kopardım ben bugün. Ne kadar zamanım kaldığı hakkındaysa henüz bir fikrim yok.
" Ya aşkım çalışmaktan bitap düştüm resmen. İçim geçti sınavlar yüzünden. "
" Çalışmak? Pardon o kim? " Bugün son sınavımızı olmuştuk ve kendimizi günlerdir uğrayamadığımız favori mekânımıza atmıştık. Kantine.
" Tanımazsın tabi. " dedim Alp' e ve sesimi kalınlaştırıp onun taklidini yaptım. " Hüma yarın coğrafya sınavı var çalış tamam mı? "
" Minik kuşum sen varken çalışmakta neymiş? "
" Üniversite sınavında ben olmayacağım ama. "
" Sen gittikten sonra hayat hiçte öyle kolay olmayacak Hüma. " Alp espri yapmıştı ama içimi kaplayan acıyı yok sayamamıştım. İstediğim tek şey ben gittikten sonra herkesin hayatına devam etmesiydi.
" Bu akşam ne yapıyoruz? Okul partisi mi yoksa Bios'taki yılbaşı partisi mi? " diye sordu Derin. Onun için fark etmezdi aslında. Önemli olan parti olmasıydı.
" Okul partisi. " dedi Alp.
"Hüma? " Kafamı sesin geldiği yöne çevirdiğimde Doruk'un sandalyemin arkasında olduğunu fark ettim.
" Doruk? "
" Müsaitsen bir şey soracaktım. " dedi Alp'e kötü kötü bakarak.
" Sorabilirsin. "
" Okul partisine geliyor musun? " tam ağzımı açıp cevap verecektim ki Alp benden hızlı davrandı.
" Hayırdır. Gelip gelmemesi seni niye bu kadar alakadar ediyor? " Gözlerimle Alp'i susturdum ve tekrar yüzüme takındığım gülümsememle Doruk'a döndüm.
" Geliyorum. " dedim.
" Güzel. Bana eşlik etmeye ne dersin? Bilirsin bu tür partilere tek gidilmiyor. " Alp ayağa kalktı ve masaya yumruğunu indirdi.
" Onun zaten bir partneri var? "
" Öyle mi kimmiş? " dedi Doruk.
" Benim. " hepimiz sese doğru döndüğümüzde işte o zaman şoka uğramıştım. Üzerinde okul kıyafetleri yoktu. Siyahlar içinde bütün ihtişamıyla birkaç adım ötemizdeydi. Sağ kulağındaki piercingi siyahın içinde parlayan tek ışıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTULMA
RomanceYasaktı. Ben ona yasak mıydım bilmiyorum ama o bana her şeyiyle yasaktı. Kokusu bana yasaktı. Sesi, içinde boğulduğum gözleri bana yasaktı. Bu kadar yasağın içinde yine de tutmuştum ellerinden. Tutmuştu ellerimden. Bizim hikayemiz belki çoğu insa...