Şarkı; Cam Adrian - Dün Gece Bir Rüya Gördüm Anne
İnsanı yönlendiren sayısız duygu vardır. Mutluluk, öfke, şehvet, tutku, kırgınlık, şaşkınlık. Ama öyle bir tane vardır ki duyguların en acısıdır en geri dönülemez, reddedilemezdir.
İhanetin acı bir tadı vardır. Ve o tat bir kere bulaştı mı damağına bir daha gitmez. Ne yaparsan yap, ne kadar seversen o kadar acı çekersin.
Babam anneme ihanet etmişti. Annem ihanete uğramıştı. Ve ihanete uğramış birinin ne kadar acı çektiğini biliyordum. Asla ihanet etmezdim bu yüzden. Ayrıca Araz'ı bu kadar severken ihaneti düşünmezdim bile.
Siniri somut bir şeymiş havaya yayılan Araz sayısız yumruklarını Doruk'un yüzüne geçirirken elimdeki serumun iğnesini çıkarıp yanlarına koştum. Serum iğnesi çıkarmakta uzman olmuştum.
Yüzü gözü kanlar içinde kalan Doruk'un üzerinden Araz'ı çekmeye çalıştım ama başarısız oldum.
" Araz, dur!" dedim ama beni duymadı bile. Son kez tüm gücümle kolundan tutup çektiğimde Araz'ı Doruk'tan uzaklaştırmış oldum. Boş bir anına denk gelmiştim galiba.
Yerden zorlukla kalkan Doruk'un yüzü gözü kan içerisindeydi. Araz tekrardan saldıracakken önüne geçtim ve minik ellerimi geniş omuzlarına koydum.
" Araz! Yanlış anladın. Yemin ederim düşündüğün gibi değil. " diye açıklama yaptım ama beni duymuyordu bile. Gözü avına odaklanan avcı misali Doruk'taydı.
" Defol lan buradan. Siktir git. " Araz kükreyince bir an yerimde sıçradım. Doruk elinin tersiyle burnundaki kanı silerken Araz'ı daha da delirten cümleler çıktı dudaklarından.
" Sevgiline bu kadar mı güvenmiyorsun Araz. " derken sırıtıyordu. Canına susamış olmalıydı.
" Sen hala konuşuyor musun lan? " Araz Doruk'a doğru atılacakken son anda tuttum bedenini.
" Doruk sus." Doruk'un gerçekten susması gerekiyordu. Biraz daha konuşursa hastanenin morg servisine giriş yapmak zorunda kalacaktı.
" Konuşma o şerefsizle. " bakışları bana dönmüştü Araz'ın. Öyle bir bağırmıştı ki korkmuştum.
" Tamam, tamam konuşmam. "
" Bu burada bitmedi Araz Hakman. Bunun hesabını vereceksin. " deyip gitmişti. Araz'ın sıklıkla aldığı nefeslerden dolayı göğsü inip kalkarken onu nasıl sakinleştireceğimi düşünüyordum. Yanlış anlamıştı. Doğruyu anlatmam gerekiyordu.
" Senin o itin odasında ne işin vardı Hüma. " diye bağırdığında normal şartlar altında bana bağırdığı için ona sinirlenirdim ama şu an normal hiçbir şey yoktu. Ayrıca şu gözlerindeki kırgınlığı silmem gerekiyordu. Onun gözlerine kırgınlık yakışmıyordu.
" Sandığın gibi değil. Dün Almina'nın yanına gittim ya hani rahat etmem için bana Doruk'un odasını verdi ama zaten Doruk evde yoktu. Amerika'daymış bu sabah gelmiş. Araz yemin ederim doğru söylüyorum. " dediğimde gözleriyle gözlerimi sorguluyordu. İnanması gerekiyordu. Ama inanmıyordu.
" Yatağına yat Hüma. " montunu eline aldığında gideceğini anlamıştım. Ama gitmesine izin veremezdim. Odadan çıkacakken onu durdurdum.
" Bana inanıyor musun? " diye sordum bir umut inanmasını isterken. Saçlarıma bir öpücük bırakıp elini yanağıma yerleştirdi.
" İnanıyorum. Hadi şimdi git yat. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTULMA
RomanceYasaktı. Ben ona yasak mıydım bilmiyorum ama o bana her şeyiyle yasaktı. Kokusu bana yasaktı. Sesi, içinde boğulduğum gözleri bana yasaktı. Bu kadar yasağın içinde yine de tutmuştum ellerinden. Tutmuştu ellerimden. Bizim hikayemiz belki çoğu insa...