"Ben geldim!" Dedi bakıcım Minho içeri girerken. Bu sefer seslenebilmeyi akıl etmişti.
"Hoş geldin." Dedim birşey dememiş olmamak için
"Nasılsın bakalım." Dedi yan koltuğa oturduğunda.
"İyi."
"Sadece iyi mi?"
"Evet. İyi."
"İyi peki, sevindim."
Cevap vermeyince devam etti
"Bugün dünden farklı olmayacak gibi. Başka bir şey yapmak istersen lütfen söyle. Bahçeye çıkabiliriz, hava alırsın."
"Söylerim."
Artık sus.
Diziye devam ediyorduk. Annem evdeyken tuvalete gitmemiştim ve tam şuanda tuvalete gitmezsem altıma yapacaktım.
Utana sıkıla konuşmak için ağımı açtığımda devam edemeden geri kapattım. Ya söyleyip utanacaktım, ya da söylemeyip temizleterek daha çok utanacaktım.
"Mi..Minho."
"Efendim?"
"Benim lavoboya gitmem gerekiyor."
"Tabii, götüreyim."
Utana sıkıla bakıyordum. Yani, bakıyor olmalıydım ki anlamıştı.
"Hey, sana yardım etmek için buradayım. Kendini kötü hissetme. Tut elimi."
Tutup yavaşça merdivenlerden çıktım. Dokunması farklı hissettirmişti. Ona hala alışamamıştım. Annem umarım fikrini değiştirir de bakıcıyı gönderip kendisi yanımda dururdu.
Kapının önüne geldiğimizde konuşmak zorunda hissettim.
"İçeriye bıraktıktan sonra gerisini hallederim." Dedim beni duyabileceği sessiz bir tonda.
İçeri bıraktı ve çıktı. İşimi hallettikten sonra kalkmam gerekiyordu.
Kalkmam gerekiyordu.
Kalkamıyordum.
Onu çağıramazdım. Ama kalkamıyordum. Değneğim hiç bir işe yaramıyordu ve etrafımda tutunabileceğim hiç bir şey yoktu.
"Sesin çıkmıyor iyisin değil mi?" Dedi kapının dışından
"Evet bir sorun yok." Adı bakıcıydı ama ben çocuk değildim. Bu kadar ilgilenmesine gerek yoktu. Sadece sağ bacağımın yerine geçmesi için evimdeydi.
Kendimi yere atarak rezil bir şekilde ayağa kalkmıştım. Bir an yerde kaldığımı sanmıştım ama ona rezil olmadan hallettiğim için mutluydum.
"Gelebilirsin." Ellerimi yıkayıp kurularken seslendim.
İçeri girdiğinde tekrar ona tutundum ve banyodan çıktık. Bu sefer diğer tarafımda duruyordu ve bir kolu belimdeydi. Aslında bu rahatsız olmak değildi ama bana dokunduğu her an hissettiğim garip şeyden dolayı yapmamasını istemem gerekiyormuş gibi hissediyordum.
Bana dokunmamalıydı ama nedenini bilmiyordum.
Koltuğa oturduğumda derin bir nefes verdim.
"Yordu." Dedim nefesimin arkasından
Gülümsedi.
Bu adamın yaptığı her şey çok garip hissettiriyordu. Dün yemek yedikten sonra masayı toplarkenki hareketleri, iş yapışı, konuşması, yürümemde yardımcı olurkenki sakinliği.. hepsi çok garip hissettiriyordu.
Bunlar yavaş yavaş ona alışmamın belirtileri miydi? Gerçeken nefret ettiğim ve olmaması için gece sabaha kadar yalvardığım bakıcıma alışıyor muydum?
"Acıkmış olmalısın. Dün bu saatlerde yemiştin."
"Evet acıktık. Dün bu saatlerde yemiştik."
"İnatçı bir çocuksun." Dedi gülerek
"Ben çocuk değilim." Dedim
"Ben senin bakıcınım Jisung, çocukların bakıcısı olur." Gülerek söylediğinden zor anlamıştım. Bana şaka yapıyordu ve kendimi buna gülerken buldum.
"Acıktım diye ağlarsam zor susturursun ama."
"Ah tamam Jisungie, mamanı hemen hazırlıyorum agucuk bugucuk." Gülerek odadan çıktığında arkasından bakakalmıştım
Jisungie mi? Buna daha çok gülmüştüm. Ama komik bulduğum için değildi galiba.
.
."İkinci günden alıştık birbirimize ha? Ne dersin?" Dedi mutfakta yemeğe başladığımızda
"Saygı ekleri samimiyetsiz olabilir ama birbirimize isimlerimizle hitap etmemiz de gereksiz samimiyet gerektirmiyor Minho."
Neden ona birden çıkışmıştım bilmiyordum. Biraz düşününce onu gerçekten evde istemiyordum.
Yüzündeki tebessüm birden gitmiş, ciddileşmişti.
"Benimle düzgün konuşmanı rica ederim Han Jisung. Ben senin bakıcınım."
Ciddiliği korkutmuştu. Lokmamı yutamamıştım. Sinirlendiğinde çok korkunç oluyordu ve bu da bana dokunması, iş yapması, konuşması gibi garip hissettirmişti.
"Ben.. üzgünüm. Sadece anneme hala biraz sinirliyim. Yanlışlıkla sana da yansıttım, tekrar üzgünüm."
"Hatanı anlaman iyi bir şey Jisung." Dedi gittikçe doğallaşan bir tebessümle. Daha sonra eliyle kafamı patpatladı. Neydim ben? Onun evcil hayvanı mı?
"Ama hala bir çocuk olmadığımı düşünüyorum."
"O yüzden mi ciddileştiğimde gözlerini büyütüp benden korktun?"
"Senden korkmadım."
Tekrar ciddileşti
"Ukalalık etme Han Jisung."
Gözlerimi kaçırıp konuşmadan yemeğime devam ettim. Bu adam bir garipti. Onda daha önce hiç hissetmediğim gariplikler hissediyordum.
Günün çabuk bitmesini diledim.
###
Taslaktaki kurgularımın çabuk bitmesini diledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Childminder // Minsung
Fanfiction"Bacağım kırıldı diye bana bakıcı mı tuttunuz? Oldu olacak altımı da bezlesin."