"Jisung dolabından başka bir eşofman bulalım, bir yerden çıkar sonra o"
"Hayır bakıcım Minho, onu giymek istiyorum. En bolu o, diğerlerini alçılı bacağımdan geçirirken çok ağrıtıyor zorlaya zorlaya."
"Ama bulamıyoruz."
"Yatağımın altına da eğilebilir misin? Belki oraya gitti fark etmedim."
Ben yatağın köşesine oturmuş eşofmanı nereye koyduğumu düşünüyordum. Sabah çıkarmıştım daha sonrasında da dokunmadım. Dokunsam bile çok uzağa götürmüş olamazdım herhalde.
"Burada da yok Jisung." Dedi yatağımın altına baktıktan sonra ayağa kalkan bakıcım.
"Of.."
"Dolabından yenisini alalım." Beni kaldırmak için uzandı
"Ayağa kalkamayacağım sen bakabilirsin, büyük yerin alt rafında eşofman ve şortlar var."
"Hala şort giyiyor musun?" Dedi bir yandan dolabı açmak için hareket eden Minho
"Hayır, tüm kıyafetlerim bu dolap. Yazlık kışlık değiştirmem gerekmiyor. Kocaman dolap."
Kafasıyla onaylarken çoktan alt rafa eğilmişti
"Hangisini giyeceksin?"
"Ortada, beyaz cizgisi görünen. Bu aradığımızdan dar olsa da oradakilerden en bolu."
"Bu değil mi? Alıyorum."
"Hmhm, o."
Üst üste katlı eşofman ve şortların arasından çektiği eşofmanla birlikte altından iki-üç tane daha eşofman ve şort yere düşüp katı açılmıştı.
"Ah.. çok üzgünüm. Katlayıp koyarım. Önce bunu giyelim."
Örtüyle diz kapatma yöntemimizle eşofmanımı giyerken yerdeki az önce düşüp katı bozulan kıyafetlere kaydı gözüm. Bir ihtimal bol eşofmanımın onlar arasında olacağını düşünerek bakarken gördüğüm düşen kıyafetimle donakalmıştım.
Düşen şeylerden biri eteğimdi.
Hoşuma giden ve giymeyeceğimi bilsem bile ciddi anlamda kimsenin, hyunjinin bile, aldığımı bilmediği mini etek yerde diğer birkaç şort ve eşofmanın arasında duruyordu.
"Haklısın, bol olan eşofmanını bulsak alçından geçirmek bu kadar zor olmayacaktı." Dedi bakıcım Minho alnında birikmiş görünmez terleri elinin arkasıyla silerken
"Ben dönüp şunları katlayayım sen de dizinden üstüne çekersin. Bakmam sana merak etme."
Şuan bana bakmasını eteğimi görmesine tercih ederdim
"Hayır."
"Ne hayır?"
"Toplamana gerek yok. Ben hallederim."
"Sen nasıl halledeceksin Jisung. İki üç parça birşey düşmüş iki dakika sürmez."
"Olsun boşver ya odam çok düzgündü zaten dağılsın biraz."
"Jisung çok komiksin, katlıyorum giyin altını."
"Hayır katlama."
"Benim görevim sana evde yardım etmek, eğilip kalkamazsın bırak katlayayım."
Cümlesini bitirdiği gibi yerde duranlardan bir tanesini aldı. Etek daha çok ortaya çıkmıştı. Elinde hızla katlayıp diğerlerinin üstüne koydu.
Yerdekilerden birine daha eğildiğinde şansıma direkt eteği tutmuştu ve bir anlığına duraksadı.
"Bu şort mu?"
Göremese de kafamı iki yana salladım.
Bel kısmından tutup havaya kaldırdığında "oh,.." diye tepki vermişti duymayacağımı düşünerek.
"Bu senin mi?"
Yine göremiyordu ama kafamı yukarı aşağı salladım.
"Bunun için mi katlatmak istemedin, salaksın, yorulacaktın boşuna."
"Salak mı?"
"Evet salaksın. Sırf bunun için miydi?" Güldüğü anlaşılır bir şekilde konuşmaya devam etti
"Sanırım bir kız arkadaşın var."
Ne diyeceğimi bilmiyordum. Evet desem berbat hayır desem daha berbat bir durumdu.
"Evet. Yani hayır. Vardı." Görmese de zorla gülümseyerek konuştum. Bu sırada da altımdaki eşofmanı belime kadar çekmiştim ve Minho da çamaşırları bitirmiş dolabın kapağını kapatıyordu.
"Ya.. demek aynı durumdayız?"
"Senin de mi dolabında bir etek var?"
"Hayır, o etek giymezdi. Hem giyse bile onun eteğini dolabımda saklamayı düşünmezdim. Çok mu seviyordun?"
"Aslında bunu konuşmak istesem sen senin eski sevgilinden bahsederken ben de bahsederdim. Görmemiş gibi davranabilir misin? Anneme falan bahsetmeden."
"Senin istemediğin hiç bir şeyi annene söylemeyeceğim. Hem, haklısın bahsederdin. Hadi aşağı inelim, geçen gün severek yediğin yemekten yaptım yine. Çok güzel yemiştin onu."
"Senin yemeklerini hep severek yiyorum bakıcım."
Minhonun bana uzattığı elini tutup ayağa kalktım. Eteğin benim olduğunu söylemediğim için çok pişmandım. Yalan söylemek birşey gizlemekten daha zordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Childminder // Minsung
Fanfiction"Bacağım kırıldı diye bana bakıcı mı tuttunuz? Oldu olacak altımı da bezlesin."