Minho'nun mesajıyla birlikte odamdan aşağı indim.
"Anne! Çıkıyorum!"
Annem içerden gelerek beni durdurdu
"Nereye bu saatte?"
"Söylemiştim ya, şu etkinlik. Hyunjini izlemeye gideceğiz. Minho'yla."
"Geç gelme 10'da evde ol."
"Anne etkinlik uzun sürüyor biliyorsun. Nasıl geleyim 10'da."
"10 buçuk."
"Anne!"
"Kaçta geliyorsan gel al anahtarını git!"
Evden çıktım. Bu sefer annemi görmezden gelmeli, sinirlenmemeliydim. Sokağın başına ilerlediğimde Minho'nun da ilerden geldiğini gördüm.
Bir anlığına sanki Minho sevgilimmiş ve akşam dışarı çıkıp baş başa vakit geçirmeye gidecekmişiz gibi hissetmiştim. Üstündeki önü açık bol siyah montunun içinden görünen üst iki düğmesi açık siyah gömleği ve altındaki mat siyah pantolonu sokağın loş ışıklarıyla onu büyüleyici gösteriyordu.
"Minho.." onun duyamayacağı sessizlikte adını fısıldadım. Ona yürürken göz kırpmayı bile unutmuştum. Sokağın çok aydınlık olmaması ona daha rahat bakmamı sağlıyordu.
Ona yaklaştığımda yanıma geçti ve kolunu omzuma attı. Yürürken yönlendirmese çok aptal gibi görüneceğime emindim.
Arabasına, her zaman oturduğum ön koltuğa, bindiğimde kapımı kapattı ve arabayı dolanarak şoför koltuğuna geçti. Hala onun etkisindeydim ve kemerimi bile takmayı unutmuştum.
Arabayı çalıştırdı. Arabayı hareket ettirmeden bana döndü.
"Kemerini tak küçük Jisung, yolumuz uzun."
Kemerime uzanıp ucunu bulmaya çalışırken bana sarılıyor gibiydi ve yüzlerimizi uzaklaştırmak için kafamın arkasını arkamdaki koltuğa gömmeye çalışıyordum.
"Ah, bunun ucu nerede?"
Oturduğu yerden biraz daha ayağa kalktı ve yüzü, yan profili, şuan tamamen karşımdaydı. Parfümü burnuma dolarken kısa süreliğine gözlerimi kapattım. Gerilmek yerine rahat olmak istiyordum. Bugüne kadar gerilmiştim ve şuanki karanlık ortam ve onun da samimiliğiyle daha yakın olmak istiyordum.
"Cildin çok güzel görünüyor. Yanağını öpebilir miyim?"
"Ne?" Dedi gülerek
"İstemiyorsan sorun yok."
"Eğer istiyorsan öpebilirsin."
"Sen istemiyor musun?"
"Sen istiyorsan öp, Jisung."
"Sen de istiyorsan öperim."
"Öpme Jisung."
Minho cevap verdiğinde birkaç saniyeliğine durdu ve nihayet bulduğu kemerin ucunu kendine doğru çekti. Koltuğa düzgünce oturduktan sonra da kemeri kilitledi.
"Ya..."
"İzin verdiğimde öpmeliydin." Arabayı çalıştırdı
"Ama sen rahatsız olabilirdin."
"Sana istiyorsan öpmeni söylemiştim."
"Sen istemiyorsan öpemezdim."
"İstiyorum ki izin verdim Jisung."
Duraksadım
"Ha?"
Tepkime burnundan nefes vererek güldü. Ya da ben öyle sandım. Yüzüne baktığımda gülüyor gibi değildi. Normaldi.
Bir süre cevap vermesi için ona baktım. Konuşmadığında sıkılmış gibi nefes verip sustum ve önüme döndüm.
Yol biraz vardı. Minho tekrar konuşmak için ağızını açtı
"Eteğini giymeni beklemiştim." Cümlesinden sonra ciddi kalmaya çalışmasına rağmen gülmüştü
"Komik mi?"
"Yakışır aslında sana biliyor musun?"
"Sana da gülmek yakışıyor ama bu kadarı fazla."
"Bugün bir farklı özgüvenlisin Jisung. Bu rahat tavırların hoşuma gitti, neye borçlusun bunları bakalım?"
Hoşuna mı gitti?
"Uzun zamandır ilk defa farklı bir etkinlik. Ondandır. Nefes aldığımı hissediyorum o kadar rahatladım ki evden çıkınca."
"Annen birşey dedi mi?"
"Dedi ama çok üstelemedi. Yani üsteledi ama, karşı çıkmadı. İyi napıyorsan yap dedi."
"Ne bok yersen ye demiş yani."
"Minho küfür edince kızıyorsun."
"Küfür edince kızmıyorum. Saygısızlık yaptığında kızıyorum."
Sinirle şişemin üstüne oturmasını söylediğim aklıma geldi. Komik gelmişti hatırlayınca
"Neye gülüyorsun?" Dedi Minho
"Üstüne otur." O günkü söylememi abartarak taklit ettiğimde o da gülmüştü
"Ben özür dilerim Minho o gün çok sinirlenmiştim birden. Öyle ağzımdan çıktı."
"Seni nasıl gaza getirmişim ama. Çok mu korkuttum özür dilerim." Gülmesi yüzünden çok gitmemişti
"Aslında sana teşekkür ederim. Aklına gelen herşey için teşekkür ederim. Annem para vererek bunu karşılıyordur ama ben fiziksel yardımlardan bahsetmiyorum. Diğer desteklerin için sana nasıl teşekkür edebilirim?"
"Hayır, böyle düşündüğünü bildikten sonra hiç bir şeye gerek yok."
"Hayır söylemeni istiyorum. Lütfen yalvartma söyle birşey."
"Ne olursa yapacak mısın?"
"Evet. Elimden geldiği kadar."
"Kesin birşey söyle. İstemem yoksa."
"Hayır hayır, tamam iste. Evet, ne olursa olsun yapacağım."
Gayet ciddi duruyordu düşünürken. Gerçekten istediği birşey bulunca araladı ağızını.
"Seni eteğinle görmek istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Childminder // Minsung
Fanfiction"Bacağım kırıldı diye bana bakıcı mı tuttunuz? Oldu olacak altımı da bezlesin."