• 4 •

7.3K 728 1.1K
                                    

Bir hafta öyle böyle geçmiş, raporumun süresi bittiği için okula gitmek için hazırlanıyordum. Annem giyinmemde yardım edip çıktı. Okuluma göre annem çok erken çıkıyordu.

Çok geçmeden bakıcım Minho geldiğinde her zamanki yerimde okul üstüyle oturuyordum. Annem onunla telefonda okul için konuşurken sabah kahvaltıyı birlikte yapıp onu götürdükten sonra çıkış saatine kadar birşey yapması gerekmediğini söylemişti. Çıkışta da eve getirip yemek yedikten sonra annemler gelene kadar yine birlikteydik.

Bu çok rahatsız etmeye başlamıştı. Evde tek kalmak için bilerek fırsat yaratan benim başımda sürekli birisi vardı ve gözü hep üstümdeydi. İlgilenmemesini de istemiyordum sonuçta onun görevi de buydu ama yine de çok tanımadığım birine göre yanında daha güvende ve huzurlu hissediyordum.

Bu huzur ve güven hissini dün kabullenmiştim. Sehpaya uzanırken düşüyordum ve beni tutmuş, canımın feci şekilde acımasını engellemişti. Gözü sürekli üstümde olması aslında iyiydi. Ama galiba ondan çok benim gözüm onun üstündeydi. Garip hissettiriyordu ve onu garipliklerini yakından görmek için daha çok tanımak istiyordum.

"Hey, ben geldim!"

"Hoş geldin."

"Çocuk değilim diyordun, seni okuluna götüreceğim."

"Hiç bir alakası yok. Sen de okuyorsun."

"Ben çocuk olmadığımı söylemedim ki."

Ne çocuğu olduğunu söylemek üzereyken vazgeçmiştim.

"Hiç sana çok sinir bozucu biri olduğunu söyleyen olmuş muydu?"

"Evet oldu, eski sevgilim söylemişti."

"Hadi ya."

"Bu nedenle ayrıldı benden hatta. İstersen mutfağa gidelim, ben kahvaltıyı hazırlarken yanımda otur sohbet edelim. Hem belki seninde vardır anıların." Son cümlesinden sonra göz kırpmıştı

"Anılarım yok ama seninkileri dinlemeyi isterim." Dedim. Sabah sabah boş sevgili anılarını dinlemeye meraklı değildim ama ona çıkıştığımda neler olduğunu bilmek bana her dediğini kabul ettiriyordu.

Mutfağa geçip oturduğumda, kahvaltıyı hazırlarken konuşuyordu.

"Bu kişi" diye başladı ve derin bir nefes verip devam etti

"Bana zarar veriyormuş aslında. Ayrıldıktan sonra fark ettim. Rahatlamıştım ondan sonra. Üzülmedim o yüzden. Bana sinir bozucu olduğumu söylemesi de ironik aslında. Kendisi her istediğini yaptırıyordu çocuk gibi."

"Nasıl tanıştınız? Nasıl başladı ya da?"

"Aynı üniversitedeyiz. Geçen yıl okulun başlarında bir gün yanıma gelip okuduğum bölümden konu açtı öyle gelişti işte. 'Vay anaokulu öğretmenliği mi okuyorsun? Çocukları sever misin babacık?' dedi. Evet utanç verici ve saçma olduğunu biliyorum ama ilgimi çekmişti sahte aptallığı. Güldüm ben de. Öyle öyle flörttük ve ona ben sevgili olmayı teklif ettim. Ah, gerçekten, ben teklif ettim ve o ayrıldı. Sanki ona meraklıymışım gibi."

Babacık kısmında gülmüştüm.

"Demek böyle oldu babacık." Kahkaha attım

Çekinerek onunla dalga geçtim ve o arkasını dönmeden sadece gülümsedi. Kızmamıştı. Nedenini bilmiyordum.

"Nasıl bir kızdı acaba? Güzel miydi? Saç rengi kilosu falan biraz bahsetsene. Görünüşünü hayal etmeye çalışıyorum."

Cümleme başladığımda gülümsemesi gitmiş yutkunmuştu. Aslında çok birşey istememiştim. Bahsettiği kişiyi tanıyor olmam imkansızdı.

Childminder // MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin