Kahvaltı yaparken Minho bana telefonunu uzatmıştı. Ekrandaki resimde Minho ve kısa kahverengi saçlı, yavru köpek tipli bir çocuk vardı.
"Neden sürekli bu konuyu konuşuyoruz?" Telefondaki resimle ilgilenmeyip önümdeki kahvaltı tabağımdaki almaya çalıştıkça kaçan zeytinlerle uğraşıyordum.
Hiç bir şey demeden telefonunu kapattı ve o da kahvaltıya döndü. Hiç bir zaman sessiz kalmazdı. Cümlem onu rahatsız mı etmişti? Umrumda değildi.
Okulda beni sırama bırakıp kafamı okşamadan gittiğinde kahvaltıdan beri gerçekten bir kelime bile konuşmadığını fark ettim. Keşke birkaç kez sesini duysaydım.
Yarın alçım çıkacaktı. Haftasonuydu ve sonunda ebeveynlerimin aklına gelmiştim. Birlikte doktora gidecektik. Bakıcıya giden para onları üzüyor olmalıydı.
"Günaydın Jisung!"
"Günaydın Hyunjin." Dedim
"İki hafta sonra" dedi. Sıramın yanında yüzünü benimkiyle aynı hizaya getirmek için biraz eğildi
"Ee?"
"Etkinlik."
"Ne etkinliğ- Hyunjin. Şaka yapıyor olmalısın. Dansta ben de varım dersen bağırırım."
"Dansta ben de varım." Heyecanla karışık gülümseyerek söylüyordu bunları
"HYUNJİN SEÇİLDİĞİNİ BANA SÖYLEMEMİŞTİN!"
"Bağırma! Evet seçildim. Sürpriz yapmak istedim. Ve şöyle bir şey daha var ki sahnede tek olacağım."
"Dans grubundaydın? Ona ne oldu?"
"Bir gün pratik yaparken hoca dedi sen benimle bi gelir misin, ben de korktum acaba olmuyor mu yapamıyor muyum diye. Hoca da dalga geçti dedi seni gruptan çıkarıyorum. Ben tam böyle sorgulamaya başladığımda dedi ki çünkü sen tek dans edeceksin, harika dans ediyorsun falan. Çok heyecanlıyım Jisung, iki haftadır bunun pratiğini yapıyorum."
"Hyunjin seninle gurur duyuyorum bu harika bir haber."
"Düşündüm ki, koroya seçilemedi ama yine de orada bulunmak ister, belki dansımı izlemek ister diye sana yer ayırdım. Eğer istemezsen erkenden söyle iptal edeyim ama, yüzünden anlaşıldığı kadarıyla bunu yapacağını sanmıyorum."
"Tabii ki de iptal etmeni istemeyeceğim. Çok sevindim Hyunjin."
"Ya ben son bir şey daha diyeceğim, hani şu, amcan mı bakıcın mı onun nasıl arası böyle etkinliklerle. Belki tek gelmezsin diye ona da ayırayım dedim yine de bilemedim."
"O da dansla ilgili ama benim yarın alçım çıkacak."
"Ee?"
"Ne ee? Alçı çıkacak Minho gidecek."
"Ah, evet, doğru ya. Peki o zaman. Yine de böyle bir durum olursa elinden geldiği kadar erken söyle, ayırmaya çalışırım."
"Tamam Hyunjin!"
.
.
.Çıkışta Minho yine sessizdi. Eve gidene kadar konuşmamıştı.
Üstümü değişmiştik. Yine sessizdi.
Yemeğimi yiyordum. O da mutfakta sandalyelerden birinde oturmuş telefonuna bakıyordu.
"Minho böyle yapma lütfen."
Adını kullanmak yine garip gelmişti.
"Nasıl?"
"Anlamamazlıktan gelme. Ne yaptım? Özür dilerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Childminder // Minsung
Fanfiction"Bacağım kırıldı diye bana bakıcı mı tuttunuz? Oldu olacak altımı da bezlesin."