Birkaç dakika sonra ders başlayacaktı ve ben yerimde yaklaşık 10 dakikadır sinirimi ve ağlamamı dindirmeye çalışıyordum.
Sinirim Hyunjin'eydi. Onu çok seviyordum. Bana Minho konusunda da yardımcı olmaya çalışmıştı. Ama son konuşmalarımızı tekrar düşündüğümde hep onu kötülüyor ve unutmamı söylüyordu.
Kime inanacağımı bilmiyordum. Tek bildiğim şey Hyunjin bugün yanıma gelirse kalbini çok kıracağımdı.
Zil çalmadan sınıfa girdiğinde elindeki yeni aldığı suyu sırasında duran çantasına koydu. Gözü sınıfı tarıyordu ve göz göze geldik. Yüz ifadesi endişeli bir şekilde yanıma ilerledi.
Sırama yaklaştığında olabildiğince düz bir sesle konuştum.
"Bugün yanıma gelme. Git."
"Jisung kötü görünüyorsun neyin var?" Yanımdaki boş olan yere oturdu.
"Gitmeni söyledim. Kalbini kırmak istemiyorum."
"Jisung-"
"Git!"
"Bana bak, her şeyi anlatabilirsin bana. Seni dinlerim. Dediğim gibi, ben başkaları gibi vicdansız değilim."
"Siktir oradan!"
"Bu ne sinir Jisung. Biri birşey mi yaptı? Birşey mi söyledi?"
"Sana gitmeni söyledim. Sen ne kadar umursamasan da ben kalbini kırarsam vicdan azabı çekerim. Git şimdi."
"Gitmiyorum Jisung. Arkadaşım burada sinirden ağlıyor, morali bozuk; ben gideyim yanından. Olmaz öyle. Sen dememiş miydin birşey söylemene gerek yok sadece varlığın yeter diye. Buradayım işte lütfen iyi ol."
"Arkadaşını sikeyim. Gitsene ya!" O gitmedikçe daha da sinirlenip sesimi yükselttim. Kendime engel olamıyordum. Şimdiye kadar sinirimi içimde yaşamıştım. Ama tam şuanda kendimden de beklemediğim bir şekilde Hyunjin'e karşı olan sinirimle ona zarar vermek istiyordum.
Hyunjine vurmak istiyordum. Canının acımasını istiyordum. O gün Minho bana bağırırken canım nasıl yandıysa, onun canının bundan daha fazla yanmasını istiyordum.
Beni takıntı derecesinde seviyorsa uzun zamandır ilgileniyor olmalıydı ve ben onu ilk gördüğümde onu beğeniyordum. Minho'dan önce bana bundan bahsetseydi sevgili bile olabilirdik.
Ama şuanda kimi sevip kimi sevmediğimi biliyordum.
"Derin nefes alıp vererek sakinleşmeyi dene Jisung. Kıpkırmızı görünüyorsun."
"Git!"
"Ama Jis-"
"GİT!"
"Bana bak, biraz sakin ol."
"SAKİN MAKİN OLAMAM YERİNE GİT ARTIK!"
Omzundan itmiştim sertçe"Bak ama-"
Beynimde durumu düşünüp onaylamadan elimin Hyunjinin suratına vurmasına izin verdim. Neredeyse yarısının uyuduğu, sabah olduğu için kimsenin konuşmadığı dolayısıyla kısmen sessiz olan sınıfta elimin Hyunjinin yanağında çıkardığı ses yankılandı.
Sinir ve pişmanlıkla fısıldadım
"Sana 'git' dedim."
Bir eliyle yüzünü tutarak ayağa kalktı. Konuşmadan yerine gitti. Giderken gözlerinin dolduğunu görmüştüm.
.
.
.Ders başladığında bulanan midemi görmezden gelmeye çalışıyordum. Neden olduğunu bilmediğim bir şekilde birden bulanmaya başlamıştı. Kusarsam içimdeki olumsuz duyguları da atabilirmişim gibi düşündükçe daha çok midem bulanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Childminder // Minsung
Fanfiction"Bacağım kırıldı diye bana bakıcı mı tuttunuz? Oldu olacak altımı da bezlesin."