• 14 •

5.2K 607 253
                                    

Arabadaydım. Ama Minhonun değil annemin arabasındaydım. Arabayı annem sürüyor ben de arka koltukta alçımın çıkmamasını, doktorun 'bir süre daha kalsın' demesini isteyerek yolu izliyordum.

Hastaneye ulaşıp bacağımı röntgen çektirdik. Biraz bekledikten sonra sıra bana gelmişti.

Doktor elindeki röntgene baktı. Ağızından olumsuz şeylerin çıkmasını bekliyordum. Doktorun 'hiç iyileşmemiş' , 'bir ay daha kalacak' , 'haftaya tekrar gelin' falan demesini isteyerek konuşmak için yavaşça nefes alıp araladığı ağızına bakıyordum.

"Çok iyi görünüyor."

Siktir.

Doktor devam etti
"Alçı çıkabilir. Yan odaya giderseniz hemşireler size yardımcı olacaktır. Geçmiş olsun."

"Hayır" dedim kendime de inanamayarak.

Annem ve doktor bana bakıyordu. Devam etmek zorunda hissettim

"Hala ağrıyor."

"Zorluyor musun bacağını?"

"Hayır zorlamıyorum. Öylece dururken, dokunmuyorken kendiliğinden ağrıyor." Dediklerime ben bile inanmıyordum.

"Hm," dedi " böyle birşey olması pek mümkün değil filme bakarak konuşursak."

Yerinden kalkıp bacağıma yaklaştı

"Ama kendi bacağını daha iyi bilirsin tabii."

Dizimi hareket ettiriyordu. Eklemle alakası var mıydı bilmiyordum ama onun sadece bir hafta daha kalsın demesini istiyordum.

"Dizinin ağrıma durumu nasıl bu şekilde hareket ettirirken?"

"A.. Ağrıyor."

"Anladım. Peki böyle yaptığımda?" Bacağımı düzleştirdi.

Yutkundum. Doktora sağlığım hakkında yalan söylemek çok aptalcaydı.

"E..evet. ağrıyor."

"Annesisiniz galiba, çıkıp dışarıda oturabilirsiniz ayakta beklemeyin."

Annem doktorun dediğini yapıp çıktı. Yanımda durmamak için her şeyi verirdi. Yanımdan gitmek için fırsat kolluyordu resmen.

"Jisungdu değil mi adın?" Dedi doktor annem çıktığında. Kafamla onayladığımda devam etti.

"Bacağın iyileşmemiş olsa bile bu şekillerde ağrıyor olamaz. Diyelim ki ağrıdı, yüzünden o ağrı çok az da olsa anlaşılırdı. Ağrımıyor değil mi?"

Doktora onun uzmanlık alanında yalan söylemek gerçekten fazla aptalcaydı. Gözlerimi suçlulukla kaçırdım.

"Okula gitmiyor olabilirsin, annen sana yapman gerekenleri söylemiyor sorumluluklarından kaçıyor olabilirsin, annen sana daha fazla sevgi gösteriyor ya da arkadaşlarından gördüğün ilgi hoşuna gidiyor olabilir. Yalnız değilsin Jisung. Kaç tane hastam bu nedenlerle alçısını çıkartırmak istemedi."

"Bir hafta daha kalamaz mı?

"Kalamaz Jisung. Kalmaması daha iyi. Şimdi sana hemşireler yardımcı olac-"

"Benim nedenim bana vurulması olsa da mı hafta daha kalamaz?"

"Anlamadım?"

"Okulda bana vuruyorlar. Alçım var diye birkaç haftadır bacaklarıma, sırtıma, karnıma tekme atmayı bıraktılar."

Sağlam olan bacağımı açtım hafifçe

"Morluklar yeni yeni geçiyor. Şimdi bana değil eşyalarıma zarar veriyorlar ama alçım çıktığında tekrar bu morluklar gelecek. Daha çok ağrım olacak. Sadece bir hafta daha lütfen."

"Bu konuyu ailene söyle, gidip müdürle konuşsunlar. Gerekirse okulunu bile değiştirebilirsin. Artık bunlar kolay, biliyorsun. Reçeteyi alıp yan odaya geçersen hemşireler halledecektir."

"Lütfen. Bir hafta. Haftaya gelip çıkartıracağım. Sadece bir hafta daha."

Ağlamak üzereydim.

"Bunu yapamam Jisung. Sırada bir sürü insan var, senin çıkmanı bekliyorlar. Daha fazla oyalamayalım onları da."

Reçeteyi biraz daha uzattı.

"Yalvarıyorum. Bir haftacık daha. Sadece anneme bir hafta daha dursun haftaya gelin kontole diye duyurun ve alçım bir hafta daha kalsın lütfen."

Doktor sinirlenmişti

"Çok inatçısın. Ben senin iyiliğini düşünüyorum. Çok kalmamalı."

"Böyle de iyi olmayacak. Lütfen sadece bir hafta daha."

Doktor sabırla derin nefes aldı, kapıya gidip annemi içeri aldı

"Gidebilirsiniz. Fakat biraz daha dikkatli olun lütfen. Filmde görünmüyor ama kemikleri çok güçlü değil. Bir hafta daha alçıyla kalması daha iyi olacaktır. İşimizi şansa bırakmayalım. Geçmiş olsun."

Annemle birlikte odadan çıkarken doktora bakmıştım ve bana bakmıyordu. Ona ne kadar teşekkür etsem azdı.

(Her doktoru bilemem harika doktorlar vardır ama bana şöyle bi doktor denk gelseydi her gün hasta olurdum galiba. Haftalar öncesinden aldığım randevum varken odasından kovmuştu bi tanesi yarın gelin yorgunum diyerek. Tuhaf.)

.
.
.

Eve dönüş yolunda telefonumu aldım elime. Dün Minho gitmeden numarasını vermişti biz abi-kardeşiz, istediğin zaman bana mesaj atabilir veya arayabilirsin diye.

Ondan hoşlanmamın o anlık bir yanılma olduğunu düşünmüştüm. Daha sonra bu geçer diye o anda bana sarıldığı anın tadını çıkardım. Ama bu his geçmiyordu.

Güne onun sesiyle başlamamış, birlikte kahvaltı yapmamış, onunla uzatmak istediğim kısa sohbetler etmemiş ve parmaklarıyla saçlarımı karıştırmasına gözümü kapatıp gülümseyerek cevap vermemiştim. Bugün çok eksikti. Onu özlüyordum.

Dün okul bahanesiyle onunla son günüm olduğu için ciğerim çıkana kadar ağlamış, bugün de aynı nedenle alçımın bir hafta daha kalması için çabalamıştım.

Benim tek nedenim Minho'ydu.

Ona mesaj attım

"Bakıcım Minho, annemin sana bir haberi var."


Childminder // MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin