~6~

7K 569 644
                                    

İkinci ders yine basket sahasına gelmiştik. Maç başlamadan önce Seugmin, Changbin'i şiddetle uyarmıştı, aslında pek uyarmak denemezdi dövmüştü diyebiliriz.
Maç başalamadan önce izlemek için yerime geçtim. Maç başlamıştı, Chan elinde ki topla potaya ilerlerken Felix elindeki topu alıp Seugmin'e atmıştı. Seugmin potaya doğru ilerlerken Minho önünü kesip topu almak için çabalıyordu. Seugmin önünde ki Minho'dan kurtulup potaya doğru ilerledi tam topu potaya atarken Chan topun potaya gitmesini engellemek için topa vurmuştu. Tek sıkıntı topun bana doğru gelmesiydi. Ne yapacağımı bilemeyip kollarımla yüzümü korurken, tam olarak kafamın üstünde Minho'nun elleri arasında ki topu fark ettim, Minho topu tutup tellerden tutunuyırdu ve tam olarak üstümdeydi. Minho az önce beni mi kurtarmıştı? Aslında çokta önemli bir mesele değildi ama bu hareketi Minho'dan beklememiştim. Ben ona bakarken o yavaşça tuttuğu topla beraber üstümden kalktı. Chan hemen yanıma koştu.

"Jisung iyi misin? Özür dilerim istiyerek olmadı."

"Yok ben iyiyim. Sıkıntı değil Minho topu tuttu zaten."

Minho'ya döndüm gülümsemeye çalışarak teşekkür ettim fakat o sadece bana bakmakla yetindi.

"Çocuğun okulda ilk günü zaten sabah kafasına basket topu yedi ikinci darbeyide senden alacaktı az kalsın. "

Chan, Hyunjin'e dönüp susması gerektiğini belirten bakışlar yollarken Hyunjin ise Jeongin'in arkasına saklanıyordu. Yaşanan olaydan sonra maç devam etti.

~🐺~🦊~🐰~🐥~🐱~🐶~🐿️~🐰🐖

Okulda ilk günüm olmasına rağmen çok hareketli geçmişti. Gerçekten çok yorulmuştum ama bir yandan da ilk günden güzel bir arkadaş grubu bulmuştum. Okul bahçesinden çıkıp durağa kadar yürüdüm. Otobüs geldiğinde kartımı basıp arka koltuklara doğru ilerledim. Çantam'dan kulaklığımı çıkardım. Telefonumdan rastgele bir şarkı açtıktan sonra kafamı cama yasladım. Otobüs kalkarken yanımdaki boş koltuğu dolduran bedenle kafamı çevirdim. Minho tam olarak yanımda oturuyordu. Kulaklıkları takılı ve gözleri kapalıydı sanki kendini dış dünya ile iletişimi kesmiş gibi görünüyordu. Açıkcası gerçekleri konuşmamız gerekiyorsa büyüleyici görünüyordu.

Ona baktığımı anlamış gibi gözlerini açıp kafasını bana çevirmişti. Ona baktığımı anlamaması için kafamı hızlıca cama çevirirken kafamı cama vurmuştum. Camdan çıkan ses herkesin bana dönmesine neden olurken bense acıyan kafa mı tutup herkesten özür diliyordum.

"Jisung?"

İsmimi duymamla sol tarafıma döndüm. Minho ne yaptığıma anlam vermeye çalışıyor gibi duruyodu.

"Ehe selam."

Konuşurken gülümsemeye çalışıyordum ama kafam gerçekten acıyordu.

"Ah cidden ben senden kurtulamayacak mıyım?"

"Ha? Beni sınıfta sıkıştıran sen değilmişsin gibi ko-"

Minho'nun öldürücü bakışlarını gördükten sonra susmam gerektiğini anlayıp cama doğru dönmüştüm.

Evim çokta uzak sayılmazdı ama çok trafik vardı ve resmen hiç ilerleyemiyorduk. Yakşalık 30 dakika sonra evin yakınındaki durağa gelmiştik. Ayaklandığımda Minho beni görmüş ve çekilmişti. Gülümseyerek ona döndüm.

"Görüşürüz"

"Görüşmesekte olur Sincapcık."

"Çok kabasın"

"hı hı"

Hızlıca otobüsten indim. Kulaklıklarımı çıkarıp çantama tıktığımda kendi kendime konuşuyordum.

BAŞ BELASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin