"Söyle, Furkan var çünkü bir sey kıvranma çıkar nerenden çıkarıyorsan." demisti Barlas abime. Şu anda abimin evindeydik ge abim geldigindne beri kıvranıyordu. Gerci bir geleli daha 10 dakika olmamıştı.
"Ya, siz birbirinizi çok güzel tamamladınız, Barlas alsana Furkanı kendine." demişti Arda elindeki çikolatalı sütü içerken. Sena masum masum bakınırken Barlas sesli bir şekilde, sabır, demişti.
"Karın ağırın ne Furkancığım?" demisti Barlas ellerinin terini pantolonuna silerken. Abimin amacı onu çıldırtmaktı galiba.
"Şimdi iyi izle Arda, sesli bir şekilde nefes alıp verecek." demişti abim ikimizin ortasında fısıldayarak. Yaklaşık üç saniye sonra Barlas sesli bir şekilde nefes alıp vermişti. Abimi göz hapsine almıştı.
"Şimdi kol düğmelerini açacak." demesi ile Barlas kol düğmelerini açmaya başlamıştı.
"Evet, sanırım şimdi dayak zamanı." demişti ağzının içinde yuvarlayarak. Barlas ayağa kalktığında Sena abisinin önüne atlayarak omuzlarına elini koyması ile Barlas yerine oturmuştu.
"Sizin nikah ne zaman?" demişti Arda sütün bitmiş kutusunu evin ortasına atarken. Abim Ardanın ensesine vurmuştu ve Arda dizlerinin üstüne yere düşmüştü.
"Al onu, yolda gösterdiğin pembe donunun içine şok arda!" demişti abim, pembe don kısmında ben kopmuştum ve deli gibi kahkaha atmaya başlamıştım.
"Pembe don demekki." diyerek Senada bana katıldığında ise Barlas ayaklanarak Ardanın ensesinden tutmuştu.
Aynı anda abimle birlikte yakasından tutmuş ve havaya kaldırmışlardı.
"Necip! Necip Barlas abiciğim gelmiş gel bir selam ver sonra da bu beyinsizi benimkilerin yanına tak, tasmasını sıkı tutun!" demişti kapıdaki Necibe bakarak abim. Barlas şok içinde abime bakıyordu.
"Necip nereden çıktı?" diye sormuştu Barlas.
"Bilmem, sezeryan mıdır normal mıdır bilemiyorum abi bilsem söylerim nereden çıktı?" demişti abim.
Barlas Ardayı, Necibin önüne atarak kapıyı kapatmıştı. Arda cama öpücükler kondurarak ayağa kalkmış ve işaret parmağını sallayarak gitmişti.
"Necip ne alaka?!" diye sormuştu Barlas.
"Bilmem, sen söyle ne alaka Necip benim evimde?" demişti abim kollarını arkasında bağlayarak, aynı zamanda göz kırpmıştı.
"Köstebek olabilir." demişti Barlas. Sonra ise sakince arkasını dönmüş ve az önce kalktığı yere oturmuştu.
"Tamam, giderken götür." demişti abim yerine otururken. Sena ile birbirimize sarılmış onlara bakıyorduk.
"Siz napıyorsunuz?!" demişti abim bize dönerek.
"O nasıl bir pozisyon Yağmur?!" demişti Barlas koltuğun ucuna kayarken. Baktığımızda evet, ikimizin de bacakları sırası ile üst use bir pozisyondaydık. En alttaki onun, sonra benim, sonra onun, sonra benim...
"Abi sen az önce Furkanı öpecek kadar yakındın, ben sana sordum mu?!" demişti Sena. Sonra ise elini elime çarpmıştı, bu demek oluyordu ki, 1-0 biz öndeydik.
"Niye, sende benim kardeşimi taciz ediyorsun, baksana elin kızın kalçasında." demişti abim Senanın eline bakarak.
1-1
"Abi sende Barlası çok yakından tanıyorsun, adamın gömleğinin kol düğmesini ne zaman açacağını bile biliyorsun, koynuna mı girdin de biliyorsun?" demiştim bende abime çemkirerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Belirsiz
Teen FictionSaatler, dakikalar, günler, haftalar, aylar ve yıllar girmişti araya. İki yıldır ne sesini duymuştum ne de adını. Beni öyle bir karanlığa hapsederek gitmişti ki, kendime gelemiyordum. Konuşmak, duymak, görmek, yaşamak... anlamsız geliyordu. Bir and...